1481 yılında Fatih Sultan Mehmed Han, sefere çıkmadan önce İnegöl'lü İshak Paşa'yı, İstanbul Muhafızlığına ve Sadaret Kaymakamlığına getirmiştir. Kendisi de Sadrazam Karamani Mehmed Paşa ile birlikte Üsküdar'a geçmiş ve Maltepe-Hünkar Çayırı'nda kurulu ordugaha ulaşmıştır. Ancak Fatih burada -beklenmedik bir anda- ölmüştür.

Fatih'in ölümü üzerine vuku bulan olaylardan sonra Fatih'in büyük oğlu ve Amasya Sancak Bey'i, Şehzade Bayezid, İnegöl'lü İshak Paşa'nın verdiği geniş destek sayesinde İstanbul'a gelmiş ve tahta oturmuştur. Şehzade Beyazıt'in maiyetinde çalışan İshak Paşa'nın oğullarından Piri Ahmed Çelebi, Şehzade Beyazıt ile birlikte Amasya'dan İstanbul'a gelmiştir. Piri Ahmed Çelebi de babası İshak Paşa gibi maliyecidir.

Amasya Valisi Şehzade Beyazıt, tahta geçince İnegöl'lü İshak Paşa, ikinci defa olmak üzere; Sadaret Makamına getirilmiştir. Bu sebeple İnegöl'lü İshak Paşa, Sultan II. Beyazıt'in ilk sadrazamı olmuştur. İnegöl'lü İshak Paşa da, Mühtedi Sarı İshak Paşa gibi Beylerbeylik, Vezirlik ve Sadrazamlık gibi devletin en üst makamlarında hizmet yaptıktan sonra, makamca, Sancakbeyliği'ne indirilmiş ve ikinci defa olmak üzere; Selanik Valiliğine getirilmiştir.

Ömrünün son yıllarını Selanik'te geçiren İnegöl'lü İshak Paşa, tıpkı İnegöl'de yaptırdığı gibi, Selanik'te de görkemli bir cami ve külliye yaptırmış ve bu tesisleri işletmek için de zengin vakıflar bırakmıştır.892/1487 yılında, ölümünden bir kaç ay evvel, düzenleterek tescilini yaptırdığı bir vakfiye ile bu hayri tesislerini halkın hizmetine açmıştır. Vefat edince -vasiyeti gereği- naaşı, İnegöl'e nakledilmiş ve İnegöl de Çarşı Camii olarak da anılan İshak Paşa Camii'nin kıble kısmında yer alan hazireye defnedilmiştir.

İNEGÖL İÇİNDEKİ TÜM MEZARLIKLAR YOK EDİLDİ

İshak Paşa, sağlığında kendi adına yaptırmak istediği türbesine siyasi sebeplerle gömülmemiştir. Asırlar sonra 1937 yılında İnegöl'de uygulanan imar faaliyetleri sırasında şehir içinde yer alan bütün mezarlıklar, kaldırılmıştır.

Bu arada İshak Paşa'ya ait mezarın mermer-lahdi ile şahideleri de yerinden sökülmüş ve eşi Tacünnisa Sultan Hatun Türbesi'nde koruma altına alınmıştır. 1960'lı yıllarda İshak Paşa Camii, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarıldığı sırada Tacünnisa Sultan Hatun Türbesi'nde muhafaza edilen İshak Paşa'nın mezarına ait mermer lahid ve şahideler, bir araya getirilmiş ve yapay bir lahid mezar oluşturulmuştur. Böylece 487 yıl sonra İshak Paşa, lahid ve şahdeleri ile de olsa, eşinin ve iki kızının medfun bulunduğu türbeye girebilmiştir.

İNEGÖL'LÜ İSHAK PAŞA'NIN ÇOCUKLARI

İshak Paşa'nın, Kamil Kepecioğlu'na göre beşi erkek ve ikisi kız olmak üzere yedi çocuğu vardır. Bunların isimleri şöyledir: Halil Bey, Şadi Bey, Mustafa Çelebi, Piri Çelebi, İbrahim Bey, Hafsa Hatun, Fahrünnisa. Bunlardan: Halil Bey'in, Mustafa Çelebi isminde bir oğlu, Mehmed ve Ali Çelebi adında da iki torunu bulunmaktadır.

İbrahim Bey'in de: Hızır Bey ve Mehmed Çelebi adında iki oğlu bulunmaktadır. Şadi Bey ile Piri Çelebi, devlet hizmetine talip olarak İnegöl'den ayrıldıkları için onların ahfadı hakkında Bursa Kütüğü adlı eserde her hangi bir kayda rastlanmamıştır.

İleriki bölümlerde görüleceği üzere Şadi Bey'i, Biga'da ve Piri Çelebi'yi de İstanbul'da bulacağız. İshak Paşa'nın ahfadı, O'nun ölümünden sonra, İnegöl'de İbrahim-zadeler diye anılmıştır.İshak Paşa'nın, hayri tesislerinin yönetimi, çocuklarına aittir. Onların soyu tükendiğinde ise vakıf yönetimini, azadlıları yani hürriyete kavuşturulmuş hizmetçileri üstlenecektir.