30 Ekim 1918'de Osmanlı Devleti adına imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti'nin tarihten silinmesi için ilk adım atılmıştır. İki yıl sonra 10 Ağustos 1920'de İstanbul hükumeti'nce imzalanan "Sevr Antlaşması" ile de 600 senelik koca Osmanlı imparatorluğu buharlaştırılmış ; hem hukuken ve hem de fiilen tarihe gömülmek istenmiştir.

"Sevr Antlaşması"nın imzalanması sürecinin ilk adımı, itilaf devletlerinin teşvik ve güdümü ile hareket eden Yunanistan'ın, 15 Mayıs 1919'da İzmir ve çevresini işgal etmesiyle fiilen başlamış ve de ilk adımı atılmıştır. Yapılan bu işgal üzerine Anadolu halkı galeyana gelmiştir.

İnegöl halkı da işgallere en büyük tepkiyi göstermiştir. Bursa valisi Gümülcineli İsmail Bey'in girişimi ile 16 Mayıs 1915 günü İnegöl'de 5.000 kişinin katıldığı büyük bir miting düzenlenmiş ve İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali şiddetle protesto edilmiştir. Ardından da hem Anadolu'da ve hem de Rumeli'de "Redd-i ilhak" ve "Müdafaa-i Hukuk" cemiyetleri kurularak düşman işgaline karşı milli mücadele bayrağı açılmış ve yer yer milis güçleri oluşturulmaya başlanmıştır.

Bu milis güçleri, daha sonraki yıllarda kurulan "kuva-yı milliye teşkilatı"nın çekirdeğini oluşturmuştur.

MANİSA -ALAŞEHİR KONGRESİ VE İNEGÖL: Yunanlıların İzmir ve çevresini işgal etmeleri üzerine, Batı Anadolu'da kurulan ve de bağımsız olarak çalışan "Redd-i İlhak "cemiyetlerini birleştirmek amacı ile 16-26 Ağustos 1919 tarihleri arasında Manisa İline bağlı Alaşehir Kazası'nda bir kongre toplanmıştır.Kongre divan başkanlığına daha sonraki yıllarda Ankara Büyük Millet Meclisi Hükumeti'nce Bursa Valiliği'ne atanacak olan Hacim Muhiddin Bey (Çarıklı) seçilmiştir.

Alaşehir'de yapılan bu kongreye İnegöl'ü temsil etmek üzere Mazlum Bey ve Ethem Efendi iştirak eylemiştir.

16-26 Ağustos 1919 tarihleri arasında, İnegöl İlçesi idari yönden Bilecik merkezli , Ertuğrul Sancağı'na bağlı bir ilçedir. 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgal etmeleri üzerine ertesi gün yani 16 Mayıs 1919 günü İnegöl'de 5.000 kişinin katılımıyla yapılan mitingde İzmir'in işgaline karşı çıkılmış, böylece bir anlamda ülkenin her tarafında Redd-i İlhak cemiyetlerinin kurulması yolu açılmıştır.

Şu kadar var ki Erikli/İclaliye Köyü'nden Hafız Abdullah Efendi'nin başkanlığında oluşturulan İnegöl Kuva-yı Milliye Teşkilatı'nın, ancak Bursa'nın işgalinden sonraki günlere kalması ve hatta bu teşkilatın, Türk savunma hattına çekilirken "Yeşil Hoca" lakabı ile tanınan Erzurumlu Mehmed Salih Hoca tarafından Pazaryeri İlçesi'nde kurulması ve de faaliyete geçirilmesi dikkat çekicidir.

Zira bu dönemde Ahi Dağı'ndaki Türk örtme birliğinin komutanı, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın sınıf arkadaşı olan ve de "Ayıcı" lakabı ile tanınan Yarbay Arif Bey vardır. Abaza İzzet Çetesi ile bağlantılı olarak İnegöl Belediye Başkanı Osman Bey ile "Ayıcı" lakaplı Yarbay Arif Bey arasında geçen ve İnegöl'ün geçici olarak muhasarasına ve de İnegöl'deki yerel yönetimin değiştirilmesine sebep olan olay, kanaatimce provoke bir olay gibi görünmektedir.

Zira İzmir'in işgali üzerine daha 16 Mayıs 1919'da şahlanan ve de ayağa kalkan bir İnegöl'ün, kuva-yı milliye teşkilatı'nı kurmakta bu kadar gecikmiş olması, vuku bulan Domaköy faciası, Abaza İzzet Çetesi ile çatışmaya girilmesi ve İnegöl Belediye Başkanı Osman Bey'in fail-i mechul bir cinayete kurban gitmesi son derece manidardır

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR