* Sabırsız ve kaba insanın düzeltebileceği bir hata yoktur. Sabırsız yarayı derinleştirir, kaba yaraya yara katar. Sabır ve yumuşaklık, nezaket kendi kendine bir düzeltme hamlesidir. Sonuçları baştan görmek isteyenler, olgunlaşmamış meyveleri devşirenlerin akıbetine mahkumdurlar.

Eşler, birbirlerinin hatalarına karşı kesinlikle, iki günlük düzelme sürece belirlemeleri yanlıştır. Sabretmek iyi sonuç görmenin birinci şartıdır. Sabır da birkaç günlük bir eylem değildir. Bir kadının, acil durum arz etmeyen bir hata için hamilelik döneminde ıslahata alınması hatadır. Böyle bir hatanın bedeli de başarısızlıktır.Eğitimci sabırlı olacak. Cemaat ıslah etmek isteyen imam sabırlı olacak. Acele hatanın ta kendisidir. Hata, nasıl hata düzeltir! Merhametlilerin başarısı daima daha yüksektir.

* Günahların büyük, küçük ayrımına tabi tutulmasındaki hikmet unutulmamalıdır. Büyük günaha küçük günah muamelesi yapılmamalıdır. Tersi de doğru değildir. İnsanın hatasına karşı o hatanın hacmi kadar muamele yapılması gerekir. Yaralama ile öldürmeyi, kırma ile ezmeyi aynı kefeye nasıl koyarız? Hataya bakışımız, bizim gerginliğimiz veya özel durumumuzla belirlenmemelidir. Hataya ait hükmümüzü o hatanın hacmi belirlemelidir.Bir bardak suda fırtına koparmak olarak anlatılabilecek tavırlar kendi başına hatadır zaten, nasıl başka bir hatayı düzeltebilir!

* Hatayı düzeltirken, hatanın sahibine de dikkat edilmelidir. Çocuğun hatasını çocuksu yollarla, yaşlının hatasını da onun yaşına mütenasip yollarla düzeltmek gerekir. Mevki sahibi birine karşı muamele kesinlikle farklı olur. Bir annenin çocuklarının önünde azarlanması, hatasının yüzüne vurulması çirkinliktir.

Bir insanın bir hatasını görünce onun önceki güzelliklerini yok saymamız adalet değildir. Hatasızlık mümkün olmayacağına göre, idealimiz hataları iyiliklerinden az olan insan olmaktır. Bu realiteye daha uygundur. Ayıpsız insan yerine az ayıplı, ayıpları giderilmiş insan aramalıyız. Mesela çocuğun yalan konuşması düzeltilmesi gereken bir hatadır. Çocuğu ikinci yalanlara zorlayacak, aceleci bir işlem yerine sabırla ve dua ile yol almak daha bereketli sonuçlar getirir.

*İdealist tutumlar hatalıdır. Her insan farklıdır. Ağaca şekil verildiği gibi insana da şekil verilmesini beklemek doğru değildir. Asgari şartlarda bir seviyeyi tutturduktan sonra herkesi olduğu gibi kabul etmek gerekmektedir. Kadını kadın olarak görmek, erkeği erkek, çocuğu çocuk, yaşlıyı yaşlı görüp, öyle bakmak başarmak için önemlidir.

* İnsanı düzeltmenin en kestirme yolu, hatasına sebep olan çevresinin düzeltilmesidir. Çevre, arkadaş hata üreten unsurlardır.

* Her insan kendi hatasından mesul tutulmalı; hatalar için çete gözlüğü kullanmak düzeltme ihtimalini düşürür.

* Hatadan dolayı terk edilmesi gerekene uygulanan terk, tamamen bağı koparma tarzında olmamalıdır. Her an dönülebilecek mesafede durmak en uygun olandır. Bunu tepkide aşırılık olarak da yorumlayabiliriz.

* Hataların önemli sebeplerinden biri de iyi örneklerin göz doldurmuyor olmasıdır. Hatayı düzeltmeye çalışırken, iyi olduğuna inandığımız örneklerin takdiminde yarar vardır.

* İyi bir düzeltme ve tekrarlamayı önleme, hatanın sebeplerinin de araştırılması ile mümkün olur. Hırsızlık türü suçlar işleyen çocuğun, neden çalmaya meylettiği araştırılmadan kalıcı düzeltme yapılması bir anlam ifade etmez.

* Bilhassa çocuklar için, onların hatasını anlamalarını sağlamak ıslah için önemli bir yardımcıdır.

* İstişare etmeyi bilmek şarttır. Her şeyden anladığını, sözünün muhakkak tesir edeceğini zannedenin tuttuğu hata, konuştuğu bir başka hata olabilir. Hatayı bilenler çoğaldıkça sıkıntı büyüyecektir.

* Bir insanın hatasını kabullenip, düzeltme gayreti içinde olmasını onun adına bir iyilik olarak görmemiz gerekir.