Kod adı: MODEF EXPO 2013...

İnegöl Mobilya ve Dekorasyon Fuarı'nın, bu yıl 30'uncusu düzenlendi.

Hem bir iş adamı hem de bir medya yöneticisi olarak fuarın açılışında bulundum.

Okuyucularımla paylaşmak için de fuarı gözlemledim.

Öncelikle şunu belirteyim; İnegöl, mobilya konusunda rüştünü ispat etmiştir. İnegöl Mobilyası'nın emekleme dönemi geride kalmış, mobilyamız ayağa kalkmış, yürümüş ve koşmaya başlamıştır artık.

Bir değil beş değil, 30. Fuardan bahsediyoruz. İnegöl'ün mobilyaya dair hayalleri var, hedefleri var. Ve bu hedefler geçici heves ve organizasyonlar üzerine kurulu değil.

"30. Fuar" sıfatı bu açıdan çok önemli. 30.fuarın mesajı şudur; İnegöl'ün mobilya merkezli çalışmaları, süreklilik arz etmektedir.

Bugün İnegöl Mobilyasının başarısından bahsediyorsak, bunun en büyük etkeni; sürekli, planlı ve artan bir tempoyla yapılan fuarlardır.

İnsanın, şirketlerin bir vizyonu olduğu gibi kentlerin de bir vizyonu olmalı. İnegöl, mobilyası ile çok değerli bir vizyona sahip olmuştur.

Tarım kenti mi olmalıydık? Turizm kenti mi, sanayi kenti mi?

25 sene önce İnegöl bu soruların cevabını veremezdi.

Ancak geldiğimiz noktada çok açık görülüyor ki; İnegöl mobilya kenti olmalı. Bunun yanında tarım, turizm, kültür, tarih ve sanayi gibi değerlerini de koruyup geliştirmeli.

Son fuar da çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır ki; İnegöl bir mobilya kentidir.

Bu tespiti yaptıktan sonra açılışa ilgili izlenimlerimizi paylaşalım.

MODEF EXPO 2013'ün açılış törenine büyük ilgi ve katılım vardı. Yerel seçim sürecinin de bunda büyük etkisinin olduğunu düşünüyorum.

Tören alanı katılımcılara yetmedi. İlgisiz birçok kişi tören alanı için hazırlanan sandalyelere oturmuşken, ilgili ve yetkili birçok isim töreni ayakta takip etmek zorunda kaldı.

Ya bu açılış törenleri eski usül, eski nizam yapılmamalı ya da katılımcıların varlığı dikkate alınmalı.

Konuşmacıların çokluğu ve tekrar edilen benzer mesajlar her açılışta gündeme taşıdığımız bir konu. Ancak bu konu eski nizamda devam ediyor.

Hatta bu sefer o kadar çok konuşmacı vardı ki; Mobilyacılar Odası Başkanı ve İTSO başkanı alışılagelen konuşmacı listesinde kendilerine yer bulamadı.

Başkan Aktaş başta olmak üzere, konuşanlar da konuşmacı yoğunluğundan ve vaktin darlığından olsa gerek, açılış törenini adeta hızlı konuşma törenine çevirdiler.

Fuarımız, açılış törenleri konusunda İstanbul fuarlarını örnek almalı diye düşünüyorum. Sanırım fuarlar ile siyaset meydanlarını birbirine karıştırıyoruz.

2000'li yıllardan itibaren mobilyamız, markalaşmayı, kurumsallaşmayı, kalite ve pazarlamayı konuşur ve hedefler oldu. Bu konuda büyük bir ivme var. Ancak geldiğimiz nokta da mevcut fuar alanının hedeflerimiz açısından yetersiz olduğu çok açık ortaya çıkıyor.

Fuar alanı yetersiz ki; çadır kuruldu.

Bu sene 25 bin metrekarelik ana fuar merkezine ilave olarak 2 bin 500 metrekarelik portatif çadır kuruldu.

Fuar alanı otopark açısından da yetersiz ki müftülük arazisinde geçici otopark açıldı.

Fuar alanımız sosyal donatı açısından da beklenen hizmeti veremiyor artık.

Mescit, WC, lokantadan tutun bir çok konuda fuar alanımız yetersiz durumda.

İnegöl mobilya sektöründe, üretici ve perakendeciler dahil 2 bini aşkın firmadan bahsediyoruz.

Tüm Türkiye ve dünya'nın İnegöl mobilyasının pazarı olduğundan bahsediyoruz.

Dünya'nın 5 kıtasında, 173 ülkeye mobilya ihraç ettiğimizi anlatıyoruz.

Buna bağlı olarak fuarlarımızın ve fuar alanımızın katkılarından bahsediyoruz.

Şüphesiz bu böyle ancak gelişen mobilyamıza kıyasla fuar alanımız geride kalmış gözüküyor.

Fuar şirketinin kurulması, EXPO Fuarlarının başlaması, fuar alanının ihtiyaca binaen 2007 yılında 6 bin metrekareden 25 bin metrekareye çıkarılması, 2. Mobilya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nin kurulması, TÜV gibi önemli bir markanın İnegöl'e kazandırılması, TSE ve gümrük gibi hizmet merkezlerine sahip olmamız, hepsi çok önemli adımlar.

Mobilya başkenti olmak gibi bir hayalimiz var. Bu hayalin gerçekleşmesi için daha büyük düşünüp, daha büyük projelere imza atmamız gerekiyor.

Türkiye'nin 1 milyar 800 milyon dolarlık mobilya ihracatı var ve bunun 255 milyon dolardan fazlası İnegöl'den yapılıyor.

100 yılı aşkın tecrübemiz açısından baktığımızda bu rakamlar yeterli değil.

Mobilyanın sadece fabrikalarına ve fuarına sahip olmamız da yeterli değil.

Mobilya teknolojisine ve makine sanayisine de sahip olmalıyız.

Mobilya üniversitesine ve yetişmiş personele de sahip olmalıyız.

Ulusal düzeyde Arge ve tasarım merkezlerine de sahip olmalıyız.

Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Ahmet Güleç mobilyamız için önemli bir değer. Güleç'in; "Mobilya sektörü olarak dedik ki; biz Dünya 5.si olacağız." Sözlerini önemsiyorum.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay da "İnegöl, mobilya sektöründe dünyada bir merkez olma iddiasını ortaya koymuş." Sözleriyle benzer bir mesaj verdi.

Son olarak; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun konuşmasının başında, rahmetli, İnegöl ve Bursa Belediye Başkanı Hikmet Şahin'i yad etmesini çok anlamlı buldum.

Soylu rahmetli başkanımız hakkında dedi ki; "Şehirleri yönetmek içinde hayal etmek lazım. Bu Kültürpark ve MODEF'in hayali ile birlikte bir şehri nasıl canlandırabileceğini ortaya koyan, dünyanın her tarafından gelen insanları buluşturan rahmetli değerli başkanımız ve benimde çok kısa bir süre tanıma şerefine eriştiğim, bu güzel atmosferde bizi hep beraber bir araya getirdiği için rahmetli başkanımız Hikmet Şahin'i yad ediyorum"

İnegöl Mobilya ve Dekorasyon Fuarı'na dair son sözümüz; İnegöl'ümüze ve ülkemize hayırlı olsun. Bereketli, hayırlı ve bol kazanç diliyoruz.

.