ROMALILAR DEVRİNDE ULAŞIM: Bilindiği üzere Anadolu'da yollar, topağrafik yapıya göre şekillenmiştir. Vadiler, sıra dağlar, ovalar ve platolar, yolların hem güzergahına ve hem de üstlendiği fonksiyona etki yapmıştır. Coğrafi vetopoğrafik durumlar, pek değişmediğinden Anadolu'daki kara yolu ağı, Hititler devrinden bu yana-genelde-pek değişmemiştir.Romalılar devrinde Anadolu'da gerçekleştirilen siyasi, askeri, sosyal ve ekonomik hayatı etkileyen ve İnegöl ile ilgili olanbaşlıca kara yolları şunlardır:

1. Yol: İstanbul/Constantinopolis'ten başlayan ve adına "Hacılar Yolu" denen bir yoldur ki İzmit/Nikomedya, İznik/Nikya, Sarılar/Tuliopolis, Ankara/Ankırya, Tarsus, Antakya/Antiokhia üzerinden Kudüs/Jerüsalem'e uzanır.

2. Yol: Bandırma-Edincik/Kyzikos'tan başlayarak güney Marmara sahilini takip ederek Mudanya/Myrlea, Gemlik/Kios ve Bursa/Prussa, İnegöl/Modra üzerinden Eskişehir/Dorilion'a uzanarak burada tarihi İpek Yolu ile buluşur.Görüldüğü üzere İnegöl, Bitinya devrinde olduğu gibi Romalılar devrinde de Modra adını taşımakta ve Bursa'yı Eskişehir üzerinden tarihi İpek Yolu ile buluşturmaktadır.

ROMALILAR VE İZNİK RUHANİ KONSİLİ: Romalıların son devrinde İznik/Nikya Şehri'nin, hem dini hem askeri ve hem de siyasi açıdan büyük önem kazandığına şahit olmaktayız. İlk ruhani konsilin, imparatorun huzuru ile burada toplanması ve Aryanizn akımının, burada mahkum edilmesi, bu şehrin önemini bir kat daha arttırmıştır. Yöremizle ilgili yönüne gelince Metropolit Aziz Thomas'ın, Moda/İnegöl kökenli olmasıdır. İnegöl ve yöresine Antiktoma adının verilişi de işte bundan dolayı olsa gerektir.

ARYANİZM VE AZİZ THOMAS: Aryanizm Hristiyan kaynaklı bir dini akımdır.bu dini akımın gerçek temsilcisi, Mısır-İskenderiye Metrepoliti, Arius'tur. Arius ve arkadaşları, Hıristiyanlıktaki teslis inancını, bir diğer ifade ile: üçlü-tanrı sistemini, akılcı bir yoldan değerlendirmişler, yorum ve düşüncelerini de şöyle ortaya koymuşlardır: İncillerde yer alan "Baba + Oğul+Kutsal ruh" üçlemesi, Hıristiyanlığı, üç tanrıcılık sistemine götürmektedir. Bu ise, hala süre gelmekte olan, Yunan çok tanrıcılığının devam etmesi anlamına gelmektedir.

Söz gelimi, Geleneksel üçlemede yani tesliste, bir biriyle kaynaşmış var sayılan bir güçler eşitliği, öne sürülmektedir. Oysa eldeki bir kısım İncil'lerin öğretisi, "Baba"yı tek tanrı olarak belirtmektedir. Bunlara göre, "Oğul İsa", bir tanrı değildir. O, ancak, "Baba"nın, yani: Tanrı'nın yarattığı bir varlıktır. Bu da O'nun, "Baba" nın gücüyle eşit güçte olmadığı gerçeğini ortaya koyar. Diğer yandan "Baba" ile "Oğul ", aynı cevherden de değildirler. Aynı tözden/cevherden olsalardı aynı derecede etkin ve de yetkin olmaları gerekirdi. Bu ise eşit güçte iki tanrı kabul etmek demektir. Bir diğer husus da "Kutsal Ruh"un, gerçekte, değişmez ve bölünmez olmasıdır. Bu sebepten Tanrı, onu oğluna geçiremez ve de bölemez. Çünkü "Oğul", sonsuz değil, sonludur. Yaratan değil, yaratılandır. Etkin değil, edilgendir. Sebep değil, sonuçtur. Diğer yandan mevcut İncil'lerin bir kısmı, bize tek Tanrı olduğunu ve bu Tanrının da "Kutsal Ruh" olduğunu söylemektedir. İşte Arius ve arkadaşları, birinci İznik/Nikya Konsili'nde mevcut İncil nüshaları'nı yorumlarken görüşlerini bu doğrultuda ortaya koymuşlardır ki Antiktoma adıyla yad olunan Modralı Aziz Thomas da bunların arasında yer almıştır. Aryus ve arkadaşları, mevcut İncil'lerin yorumunu, akılcı ve eleştirel bir açıdan yaptıkları için İznik 1. Ruhani Konsili tarafından aforoz edilmişlerdir.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DERLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN AYHAN BAYRAKTAR