Seçime ilişkin değerlendirmeleri sanırım birkaç gün daha yapacağız. Dün seçim sonuçlarının Aktaş'a milletvekilliği yolunu ardına kadar açtığını yazmıştım. Bugün ise kaybedenleri yazmaya başlayalım.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ:
İnegöl'de -kendi ifadeleriyle- makus talihini bir türlü yenemeyen CHP, en büyük hezimete uğrayan partiydi. Necmi Demir ile bir önceki seçimde 5,5 oy alan Cumhuriyet Halk Partisi, bu seçimde 3,8'lere kadar geriledi.
Genel seçimde 13'lerde olan CHP oylarının 10'u MHP'ye kaydı. Seçimi kazanmaktan ziyade meclise en az iki ismi koymayı amaçlayan CHP, o hedefe de ulaşamadı.
CHP'nin İnegöl'de ikamet etmeyen ve de tanınmayan bir isimle yola çıkması, Şevket Mollaer'in genç olmaması, hitabet sıkıntısı ve konuşmasıyla karşısındaki insanları kanun numaralarına boğması en büyük sıkıntısıydı.
Erkan Dönmez gibi sağ seçmene daha yakın bir isimle yola çıkılsaydı ve biz 2.partiyiz söylemi son anda MHP -ikincilik anlamında- farka giderken hatırlanmayıp; en baştan bu çalışmalar yapılsaydı, bu derece bir hezimetle karşı karşıya kalınmazdı.
İlçe Başkanı Turhan Neşe'nin İnegöl'ün muhafazakar yapısına ilişkin eleştirel yaklaşımını da not etmek gerekiyor. Neşe, bu muhafazakar yapıda bir çalışma yapmak durumda ve buna göre strateji belirlemek zorunda.
İnegöl nasılsa muhafazakar, biz burada seçim kazanamayız kolaycılığı CHP'yi başarılı yapmaz. Doğal olarak muhafazakar bir ilçede doğru planlamalarla ve doğru adaylarla yola çıkılmaz zorundaydı.
CHP İlçe Başkanı, her ne kadar İnegöl'ün sorunlarına ilişkin tespitleri, bilgi ve birikimi olsa da; yanlış adayla yola çıkılması durumunda alınan kötü sonucu da kendi hanesine yazmak durumunda.
SAADET PARTİSİ:
Bu seçimde en büyük sürprizi Saadet Partisi yaptı. Açıkçası ben 10 seviyesinde bir oy bekliyordum. Ama 5'lere kadar gerilemeleri, blok halinde oylarının AK Parti'ye gitmesinden kaynaklandı.
Cemaat-AK Parti kavgasında Saadet Partili seçmen taraf olmak istedi. O da tarafını Tayyip Erdoğan'dan yana kullandı.
Bir önceki seçimde Zeki Anıl Gülşen'in kazanabileceği umudu, bu kez MHP ile Fikret Fidan'da olması ile bir önceki seçimde Saadet tercihini kullananlar, Aktaş dedi.
Aslında bu tabloyu Şubat ayının ortasında bir anket ile yazmıştım. Fakat Saadet'li arkadaşlar bu anketin gerçekliğini araştırmaktan ziyade bizi eleştirmeyi uygun gördüler.
Ayrıca Saadet Partisi aday olarak da hem doğru hem yanlış tercih yaptı. Milli Görüş camiası içindeki önemli birikimleri önce AK Parti'ye sonra da Has Parti'ye kaptırdı. Has Parti'den o isimler yine AK Parti'de buluştu.
Doğal olarak Saadet Partisi kendi içinde seçenekler noktasında Salih Berber gibi bir isimde doğru adım attı denilebilir. Fakat şunu da eklemek lazım. Hem Berber'in avukat olması tartışıldı; hem de daha önce girdiği seçimleri kaybetmesi nedeniyle bir manada eskimiş bir yüz olması...
Velhasıl bir dönem Milli Görüş'ün kalesi konumundaki İnegöl, genelde de yerelde de Saadet Partisi'ne 5 oy verdi.
Saadet Partisi liderinin Halk TV ve Ulusal TV'nin yanı sıra cemaati destekleyen tavrıyla da STV'de, Zaman'da çok çıkması da bu dönemde Saadet seçmenini rahatsız etti.
Bence Saadet Partisi'nin ağır ağabeylerinin başta Kamalak olmak üzere bir an önce siyasete veda edip; -partiye karışmadan- genç isimlerle yola devam etmesi şart. Yoksa beyaz saçlılarla devam edilmesi durumunda Saadet Partisi, Erbakan'ı Unutmayanlar Derneğine dönüşecek gibi...
Kaybedenler listesindeki MHP ve cemaati de yarına bırakalım.
.