"Yiğit Köyü" ismiyle anılan köye gelince: İlk Üsküp Sancak beyi Akıncı Paşa Yiğit Bey tarafından kurulmuş olan günümüzdeki "Yiğitköy"ü, önce, bir çiftlik şeklinde kurulmuştur. Halkı da kısmen Paşa Yiğit'in aşiretine mensup kişilerden ve kısmen de azadlıların oluşmuştur. Halk arasında günümüzde Paşa Yiğit Bey, "Yiğit-Baba " diye anılmaktadır.

Paşa Yiğit Bey'in manevi evladı olan Gazi İshak Bey ise yaptığı başarılı akınlar üzerine şöhreti daha da artmış ve Sultan II. Murad (14201451) devrinde 1424 yılında, önce, Rumeli beylerbeyliğine; ardından da 1437 yılında Gazi İshak Paşa ünvanı ile Fatih Sultan Mehmed'in babası Sultan II. Murad'a sadrazam ve de müsahib olmuştur.

Siyasi rakipleri, Gazi İshak Paşa'ya: " Mühtedi, Sarı ve Dessas" gibi lakaplar takarak hükümdar nezdinde kazanmış olduğu yüksek itibarı sarsmaya çalışmışlardır. Kurt bir politikacı olan Gazi İshak Paşa, İstanbul fethine iştirak etmiş ve Fatih Sultan Mehmed'e 1451 ve 1471 yıllarında iki defa sadrazamlık yapmıştır. Gazi İshak Paşa'nın bütün hayri eserleri Üsküp'te ve yakın civarında yer almaktadır.

Oğlu Gazi Îsa Bey ve onun çocukları da yıllarca Makadonya coğrafyasında söz sahibi olmuş seçkin kişlerdir. Gazi İshak Bey tarafından Üsküp' te inşa ettirilmiş olan Alaca Camii ve türbesi ile oğlu Gazi İshak Bey'in, yine, burada inşa ettirmiş olduğu görkemli camii, halen günümüzde ayaktadır ve halkın hizmetine de açıktır.

Gazi İshak Paşa, vefat ettiği 1489 yılına kadar Manevi babası olan Paşa Yi-ğit'in medfun bulunduğu İnegöl yöresi ile de uzaktan ilgilenmştir. Uzaktan diyorum çünkü o yıllarda Bursa'ya, İnegöl'e, Yenişehir ve Pazaryeri İlçesi'ne Amasya kökenli maliyeci İshak Paşa ile Yahşibeyzade Hamza Bey ve de onun çocukları hakim olmuştur. Ancak yapılan göç yoluyla Üsküp ile İnegöl arasında daimi bir ilişki kurulmuştur. Bunun en somut örneği, Kurtuluş Savaşı esnasında İnegöl müftüsü olan ve de halk arasında "Koca Müftü" lakabı ile anılan Üsküplü Hasan Fehmi Aslan Hoca Efendi'dir.

1961-1977 yılları arasında kesintisiz tam 16 yıl İnegöl kökenli Bursa milletvekili olan ve İnegöl'ü, ekonomik yönden şahlandıran eski ticaret bakablarından Ahmet Türkel'in de Üsküp kökenli saygın bir kişi olduğu unutulmamalıdır.

Halen İnegöl'e mühacir olarak gelip yerleşen hemşehrilerim, bu gerçekleri bilmeli ve Üsküp'ün İnegöl'e kardeş şehir olması husunda gayret göstermelilerdir. Benden hatırlatmak; Gerçekleştirilmesi, Üsküp kökenli İnegöl'lü hemşehrilerime kalmıştır. Çünkü tarihi süreçte yaşananlar, bunu zorunlu kılmaktadır. Üsküp sancak beyliğinden başlayarak Sultan II. Murad, oğlu Fatih Sultan Mehmed ve onun da oğlu Sultan II. Beyazıt devrinde uzun yıllar, devletin üst kademelerinde beylerbeyi, vezir, sadrazam ve de musahip olarak hizmet eden Mühtedi Gazi sarı İshak Paşa, Sultan II. Murad'ın vefatından sonra Fatih Sultan Mehmed'in isteği üzerine; Sultan II. Murad'ın dul eşi ve Kastamonu Beyi İsfendiyar Beyin, güzelliği dillere destan olan, torunu Hatice Alime Sultan ile evlenmiştir.

Bu vesile ile Amasya kökenli İnegöl doğumlu diğer İshak Paşa ile -bir anlamda- bacanak olmuşlardır. Ancak 1488 yılında yapılan son Osmanlı-Memluk Savaşı'na Mühtedi Sarı İshak Paşa, Balıkesir Sancak beyi sıfatıyla ve de yüz yaşını aşkın bir vezir olarak katılmış ise de Osmanlı ordusunun mağlubiyetine sebep olanlar arasında yer almıştır. Bu nedenle savaş sonrasında İstanbul'da Rumhisarı'na hapsedilmiş ve burada vefat eylemiştir.

Naşı, siyasi konjöktör gereği, sağlığında Üsküp'te adına inşa ettirmiş olduğu türbeye defin edilmemiş; Romanya coğrafyasındaBabadağı yöresinde Tuna Nehri kıyısında yer alan ve de bir iskele kasabası olan "İsakça " da toprağa verilmiştir. Üsküp'te kendi adına, sağlığında, yapturmış olduğu boş türbesine ise "Deli- Paşa" lakabı ıle şöhret bulan küçük oğlu defnedilmiştir

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN: AYHAN BAYRAKTAR