Geçmişin bugüne yansıması olan, karşısına geçtiğimizde hayranlıkla taşa işlenen o medeniyet tasavvurunu görebildiğimiz, her bir karesinin ayrı bir anlam ifade ettiği, Türk-İslam kültürünün derin izlerini taşıyan abide mezarlıklarımız ne durumda hiç düşündünüz mü?

İnegöl'de mezarlık ziyaretinde hiç şöyle bir kafanızı kaldırıp, Osmanlıca olarak yazılmış mezar taşlarını hiç fark ettiniz mi? Onlara dokunabildiniz mi? Adeta beni artık fark edin, yalnızlığımı, ızdarabımı sonlandırın bakışlarını hiç gördünüz mü? Sözün kısası milli hafızamız olan eski mezar taşlarını hiç fark ettiniz mi ?

ZAMANLARININ BİRER ŞAHİDİ VE TEMSİLCİSİ KONUMUNDA OLAN ESKİ MEZAR TAŞLARI

Milli hafızamızın başköşesinde yer alan, Türk-İslam sanatının farklı dönemlerinin özelliklerini barındıran ve bu nedenle de her biri, zamanlarının birer şahidi ve temsilcisi konumunda olan eski mezar taşları, çok farklı bezemelere sahip taş işçiliği ile ön plana çıkmaktadır. Osmanlı mezar taşları, ince taş işçiliği ve bir kültürün özelliklerini tüm güzelliği ile yansıtırken, itinalı süslemesi ve usta bir hattatın kaleminden çıkan kitabesi ile gelip geçeni kolaylıkla tesiri altına alabilen bir yapısı vardır.

Genelde, kadın ve erkek mezar taşı olarak iki grupta toplanan bu taşlar, kendi içinde de farklılıklar göstermektedir. Erkek mezar taşları başlık taşımalarına karşılık, kadın mezar taşlarında daha çok kadın zerafetini yansıtan çiçek motifleri bulunmaktadır.Dünya üzerinde pek az toplum, mezar taşlarını usta işi bezemeler, lale, sümbül, hurma dalı ve diğer nebatat ile süsleyip mezarlıklarını Osmanlılar kadar şenlendirebilmiştir.

İNEGÖL'DE 100'E AŞKIN OSMANLI MEZAR TAŞI VAR

İnegöl'ümüzde de Orhaniye, Mahmudiye, Kavaklaraltı ve Hastane mezarlıkları ile İshakpaşa Külliyesi içerisinde 100'ü aşkın Osmanlı mezar taşı mevcuttur. 2009 yılından itibaren 3 yıl boyunca bu mezarlıkları karış karış dolaşarak, adeta

birer açık hava müzesi durumunda olan mezarlıklarımızın, tarih bilincimizin ve toplumsal hafızamızın önemli bir unsuru olduğunu bilinciyle elimden geldiğince envanterini çıkarmaya çalışmıştım. İnegöl Kent Müzesi çatısı altında oluşturduğum bu envanteri, İnegöl'ün milli hafızası için büyük önem taşıdığını düşünerek gönülden bağlı olduğum bu güzel şehre bir katkı sunmak için yaptım.

MEZAR TAŞLARIMIZ KADERİNE TERK EDİLMİŞ VAZİYETTE

Tabi bütün mezarlıklardaki anıtmezarları fotoğraflayıp kayıt altına alırken ve düzenlenmesini yaparken, o eşsiz güzellikteki mezar taşlarının yalnızlığına şahit olmanın hüznünü taşıdım hep yüreğimde. Orhaniye mezarlığında çalışma yaparken, yerde olan bir mezar taşına yaklaştığımda, mezar taşını üzerindeki yazıları okumaya başladığımda yerdeki bir mezar taşının İnegöl'ümüzün ilk BelediyeBaşkanı Sadıkzade Süleyman Ağa'nın mezar taşı olduğunu anlayınca şaşkınlığımı gizleyememiştim. Hemen oradaki görevli ile mezar taşını kaldırıp, belediye başkanımıza hak ettiği değeri vermenin mutluluğunu yaşadım.Eşi Hacı FatmaHanım ile birlikte yan yana olan mezar taşları şu an maalesef iyi bir şekilde korunmuyor.Orhaniye Mezarlığındaki Osmanlı mezar taşları gibi diğer mezarlıklarımızda da maalesef tablo içler acısı... Adeta milli hafızamız olan bu eşsiz mezar taşlarımız kaderine terk edilmiş vaziyette.Bir nevi bizlerin hafızası olan bu mezar taşlarının korunması ve geleceğe bırakılması konusunda yeteri kadar çaba sarf ettiğimizi söyleyemeyiz. Tarihimize, geçmişimize değer vererek, bu kadim şehre hizmet eden kişilerin bizlere emanet kalan bu mezar taşlarını yüceltmemiz gerektiği kanısındayım.

"TAŞLARIN DİLİ"

Bu kadar gönül koyulmuşluğun, bu kadar yalnızlığa terk edilmişliğin içerisinde güzel şeylerde olmuyor değil. İnegöl için önemli bir değer olan, çalışmalarıyla bu aziz şehre yol gösterecek Konya Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Mustafa Çetinaslan'ın İnegöl'deki Osmanlı Mezar taşlarını konu ettiği "Taşların Dili" isimli kitabı bu alanda bizlere rehber olacak mahiyette. Liseden arkadaşım olan Çetinaslan, bu çalışması ile kaybolmaya yüz tutan, geçmişin bizlere miras bıraktığı her biri bir tarihi eser konumundaki mezar taşlarını böylesi güzel bir çalışmada toplaması gelecek adına sevindirici. Bu çalışmada bizimde az buçuk bir katkımız olduysa ne mutlu bizlere. Böylesi değerli akademisyenlerimize sahip çıkmanın İnegöl için büyük birkazanım olacağıkanaatindeyim.

MEZAR TAŞLARI GİDEREK YOK OLMAKTA VE TOPLUM TARAFINDAN YETERİ KADAR İLGİ GÖRMEMEKTEDİR

Uzun lafın kısası zaman zaman şaşkınlığa uğrayan, bocalayan, tereddütler geçiren toplumsal hafızamızı, şuurunu, kuvvetini ve dirayetini bu ölümsüz anıtlara bakarak tazeleyebiliriz. Ait oldukları devirler hakkında çok önemli bilgiler veren bu taşlar ne yazık ki giderek yok olmakta ve insanımız tarafından yeteri kadar ilgi görmemektedir. Tarih ve kültür açısından bu kadar önemli olan Türk Mezar Taşları gerek yöneticiler, gerekse akademik çevrelerce hak ettiği ilgiyi görmekten uzak. Gömü var düşüncesiyle eski mezar taşları maalesef definecilerin saldırısına uğramakta, kazılarak taşlar kırılmaktadır. Bunun önüne geçilmesi gerekmektedir. Başka türlü tahrifatlar da sürüyor. Hava şartları da bu eşsiz mezar taşlarına büyük zarar vermektedir. Milli hafızamız olan taşların her şekilde koruma altına alınması şart.

GEÇMİŞ YOKSA BUGÜN VE GELECEKTE YOK

Özellikle İnegöl'deki Osmanlı mezar taşlarının ivedilikle koruma altına alınması gerekiyor.Yok olmadan, elimizden uçup gitmeden gerekli çalışmaları yaparak bu eşsiz değerdeki mezar taşlarını koruma altına almamız gerekiyor. Bunu yapacak irade bizde mevcut. Yeter ki harekete geçelim. Geçmişimize sahip çıkmazsak, bizi biz yağan değerlerimize kol kanat germezsek, milli ve manevi değerlerimizi koruma altına almazsak gelecekten söz edemeyiz. Geçmişi yok sayarsak bugünü ve geleceği oluşturamayız . Bunu lütfen ama lütfen zihinlerimizden çıkarmayalım.

Tarihe dokunmak, Tarihe sahip çıkmak ve her daim Tarihle yaşamanız dileğiyle, kalın sağlıcakla.....