İnsanoğlu tarihin her döneminde güzel olmak istemiş ve saçını önemsemiştir.

Kuaförlük kullanılan araç, gereç ve yöntemlerle bu ihtiyaca cevap vermek isteyen bir meslek dalıdır.

Günün modasına, saçı yapılanın zevkine göre vücut ve yüz ölçüleri, sosyal yaşamına uygun olarak saçın kesilmesi, biçimlenmesi ve boyanmasını esas alır.
Ülkemizdeki estetik anlayışına göre kadın saçı yüzyıllar boyu makas yüzü görmedi. Kadınların saçlarının beline, topuğuna kadar uzatıldığı olurdu.

18. Yüzyıldan itibaren Türk kadını Avrupalı saç modellerini taklit etmiştir. Kadın berberliği Türkiye'de 1917 Rus İhtilalinden kaçan ikisi Rus, biri Fransız, biri alman dört kadın ile başlamıştır.

Kısa sürede İstanbul'daki kuaför sayısı 10'u geçti.
Kuaförlük mesleğinin o yıllardaki adı "Ondülacılık"tı, kuaförler ondülacı olarak bilinirdi.

Ondüla, saç maşası olup, sıcaklık ile saçı kıvırmaya yarayan bir alettir. İlçemizde bilinen ilk kuaför ya da o günkü adıyla "Ondülacı" Hamdiye (Gülsezen) Aygen'dir.


Sabri, Saim ve Sevim Aygen'in anneleri Hamdiye Hanım 1930-1975 yılları ilçemizde ondülacılık yapmıştır.

Eşi Mehmet Aygen'in mesleği berberlik olup ilçe bandosunun klarnetçiliğini de yapan bir müzisyendi.

Günümüzde ilçemiz Berberler ve Kuaförler Odasının 95 bayan kuaförü üyesi olup, meslek her türlü yenilik ve gelişmeyi takip eden bir durumdadır.


Kaynakça : Hamdiye (Gülsezen) Aygen'in torunu Kemal Aygen ile görüşüldü.