10 yıl önce İnegöl gündemi
Tarih: 20 Ocak 2004
O tarihte İnegöl'ün gündemlerinden biri de depremdir.
17 Ağustos depreminin izleri henüz silinmemiştir.
Boğaziçi Kandilli Rasathanesi, Deprem Araştırma Ensitüsü uzmanları, İnegöl Sivil Savunma Müdürlüğünün daveti üzerine İnegöl'e gelirler. Bir panel düzenlenir.
Panele konuşmacı olarak; Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gülay Barborosoğlu, Prof. Dr.Niyazi Türkelli ve Prof. Dr. Esen Arpat katılır.
Kaymakam Erdoğan Bektaş, deprem riskiyle özel olarak ilgilenmektedir.
Uzmanlara göre; İnegöl, etkin bir fay hattı üzerinde değildir.
Ancak zayıf ova yapısından dolayı, yakın bölgelerde oluşacak bir depremin İnegöl'e büyük etkisinin olacağı açıklanır.
İnegöl'ünün zemini gevşek ve suya doygundur. Bu nedenle uzaktan gelebilecek bir kırılma ve deprem etkisinin İnegöl'de büyük tahribatlara yol açacağı tahmin edilmektedir.
Kuzey Anadolu Fay hattının üzerinde değiliz ancak yakınındayız. İznik Gölünün güneyinden geçen ve Geyveye doğru uzanan bir fay hattı var.
Uzmanlar net konuşurlar: Deprem önceden tahmin edilemez.
Depremin ne zaman ve kaç boyutunda olacağını kestirmek mümkün değil.
Ancak kesin olan bir şey vardır: Olası bir depremde İnegöl büyük bir risk altındadır.
Yetkililer ve halk, el ele vererek depreme karşı hazırlıklı olmalıdır. En önemlisi de binalar güvenli ve depreme dayanıklı yapılmalıdır.
O gün şu tespit yapılır: "17 Ağustos depreminin ardından çok konuşuldu. Neler yapılabileceği hakkında bir çok yorum yapıldı. Ancak gelinen nokta da kayda değer bir gelişme yaşanmadı."
Bu tespitin üzerinden 10 yıl geçti. Peki İnegöl olası bir depreme hazır mı?
İnegöl için deprem master planı çıkarıldı mı?
İnegöl'deki tüm binaların hangilerinin depreme dayanıklı olup, olmadığı yönünde kapsamlı bir çalışma yapıldı mı?
Kat sınırlaması haricinde bir çalışma yapıldı mı?
Elbette bu konuda bir takım çalışmalar yapılmıştır. Kamuoyunun da bilgilendirilmesi ve depremin unutulmaması babında bu hususları paylaşıyorum.
İnegöl'de bu güne kadar 7'nin üzerinde yaşanan bir deprem kaydına rastlanmamış.
Bu sevindirici bir durum.
Ancak tedbir almak ve hazırlıklı olmak şart.
Sis, İnegöl'ün kaderi mi?
İnegöl'ün gündemden hiç düşmeyen konularından biri de sistir.
Her kış sis İnegöl'ü esir alır ve sise dair tartışmalar yaşanır.
Sağlıksız kömür kullanımı, sanayi de mobilya atıklarının ısıtma amaçlı yakılması, OSB'nin etkisi, 10 yıl önce de tartışma konusu idi. Bu günde hala tartışılıyor.
Sis, İnegöl'ün doğal kaderi midir? Fiziksel yapısından kaynaklanan bir doğa olayı mıdır? Yoksa hava kirliliğinden kaynaklanan pis bir durum mudur?
10 yıl önce İnegöl'ü yine sis esir almıştır.
Sis, İnegöllünün günlük hayatının bir parçasıdır. Ümitalan'dan ötesi günlük güneşlik iken, İnegöl günlerce sis altındadır.
Sis sebebiyle solunum yollarından kaynaklı bir çok hastalık da yayılmaktadır İnegöl'de.
Diğer bir konu; İnegöl'de yoğun sis nedeniyle trafik de alt üst olmakta ve kazalar yaşanmaktadır.
Denetimler ve Doğalgaz kullanımı, eski sisli- kirli havaları nispeten azaltsa da, kış mevsiminde sis İnegöl'e hakim olamaya devam ediyor.
O tarihten bir sis haberi paylaşalım;
İnegöl'de 56 yıldır taksicilik yapan Yakup Yavuz, kullandığı bir gözlükle görüş alanını kısıtlayan sise karşı bir çözüm bulur.
Fransa'dan getirttiği sis gözlüğü ile yoğun siste bile Metelerce ötesini çok net görmektedir.
Yavuz, " 56 yıldır direksiyon başındayım. Yaşayacağım bütün sorunlara karşı tedbir alan birisiyim. Bu gözlük sayesinde yolu çok net görebiliyorum. Diğer arkadaşlarım 5 metre önünü göremezken ben 40-50 metre rahatça yolu izleyebiliyorum. Şu an İnegöl'de bu gözlükten başka birinde yok. Herkese tavsiye ederim." diye konuşur.
.