Kadim medeniyetlerin izlerini dört bir tarafında görebildiğimiz İnegöl, hak ettiği değeri maalesef alamıyor. Sahip olduğumuz değerleri parlatmada zorluklar yaşıyoruz. Her gün önünden geçtiğimiz, şöyle bir başımızı kaldırıpta ha burada muhteşem bir eser demekten kendimizi alıkoyduğumuz değerlerimizin acaba ne zaman farkına varacağız?

DEĞERLERİMİZİ FANUSUN İÇİNDE Mİ KORUYALIM

Ya çok mu zor diyesim geliyor içimden bazen. Kuru kuru söylemekle de olmaz biliyorum. Ama artık gerçekten harekete geçme zamanı. Elimizde o kadar önemli değerler mevcut ki çoğu şehre nasip olamayacak kadar kıymetli adeta pırlantayı anımsatacak şekilde karşımızda duruyor ve gözlerimizin içine bakıyor. Şunu da söylemeden geçemiyorum bu değerleri bir fanusun içinde mi korumamız gerekiyor?

GEÇMİŞİN EMANETLERİNE VURDUMDUYMAZIZ

Velhasıl Tarihçi kimliğimi bir kenara bıraktığımda, güzelim İnegöl'de yürürken haz aldığım, mutluluk duyduğum beni başka diyarlara götüren o müthiş ambiyansı ile kendisini bana aşık eden Kasım Efendi Caddesinden sizlere bahsetmek istiyorum. Çınarların gölgesinde bir renk cümbüşü altında insana huzur veren bu tarihin bizleri çağırdığı mekan Kasım Efendi Caddesi...Tabi birçoğumuzun da bu yeri çok beğendiğini duyar gibiyim. Ama şu soruyu da sormaktan kendimi alamıyorum. Elimizdeki bu güzelim cadde için bizler ne yapıyoruz? Bu sorunun cevabı tam anlamıyla kocaman bir sıfır. Maalesef gerektiği kadarıyla dediğim gibi elimizdeki değerleri kullanamıyoruz. Geçmişimizle hep övünmeyi severiz ama ne yazık ki bu geçmişin bizlere emanet ettiği değerlere gelince kimseden çıt çıkmaz. Bu da bir nevi vurdumduymazlık bence...

İNEGÖL SINIFTA KALDI

Birçoğumuz Safranbolu'ya gitmiştir. O tarihi evlerin nasıl bugünlere kaldığını yakinen görmüştür. Tabi orada eski ve yeni Safranbolu'nun ayrıldığını görürsünüz hemen. Çoğu Avrupa ülkesinde olan bu uygulama Safranbolu'da hayata geçmiş. Hakeza Beypazarı örneği...Şehir tasavvurunu en güzel şekilde ortaya koyan bu güzel örnekleri ne yazık ki diğer şehirlerimiz uygulayamadı. Bu şehirlerden biri de maalesef İnegöl. 1000'in üzerinde tescilli yapısı olan İnegöl bu konuda sınıfta kalmış vaziyette. Bunda kimin suçu var siyasilerin mi ? Sadece suçlu bu demek bence sorumluluktan kaçmak olan bir cevap olur. Bu vahim tablonun ortaya çıkmasında herkesin suçu ve vurdumduymazlığı var. O yüzden kimse boşu boşuna birbirini suçlamasın. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim ki mahalle konakları projesi ile bu işe sahip çıkan ve eski İnegöl evlerinin yaşayan mekanlar olması için uğraş veren İnegöl Belediyesine de teşekkürlerimizi sunmak gerektiğini düşünüyorum. Yapılan bu çalışmalar yeterli mi değil tabii ki. Daha farklı konseptlerle eski İnegöl evlerinin işlevsel hale gelmesi sağlanabilir.

MODERN HAPİSHANELERDE YAŞIYORUZ

Şöyle bir baktığımızda daha düne kadar bahçeli evlerde yaşarken, kendi hayatlarımıza dinamit koyarak apartmanlara taşındık. Çocuklarımızın hayatlarını çaldık bir nevi. Onları dört duvar arasına hapsettik. Ben bu apartman kültürüne modern hapishane kavramını yakıştırıyorum. Yatay yerleşmeden dikey yerleşmeye geçtiğimiz günden beri ne mahalle kültürü kaldı, ne aramızdaki o sıcak ve samimi insani ilişkiler. Geleceğimizi sağlıklı bireylerin kurmasını istiyorsak ivedi bir şekilde şehirleşme planlarımızı gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

KASIM EFENDİ CADDESİ YENİ BİR SAFRANBOLU VE BEYPAZARI OLABİLİR

Bu minvalde İnegöl için yapacak çok şey var. İnegöl'e level atlatacak belki de Safranbolu ve Beypazarı'nı sollatacak projeleri hayata geçirmek hiçte zor değil. Elimizin altındaki Kasım Efendi Caddesini bambaşka bir havaya sokabiliriz. Altınbaş Camiinden Kent müzesine kadar olan yolun trafiğe kapatarak, bu bölgedeki evlerin elden geçirilerek butik otel, cafe restaurant, hediyelik eşya tarzında işlevsel hale getirilmesiyle Safranbolu veya Beypazarı tarzı bir cazibe merkezi haline getirebiliriz. Ayrıca Kasım Efendi Caddesi gerekirse trafiğe kapatılarak, Altınbaş Camiinden Kent Müzesine kadar olan güzergah kültür turizmine açılabilir. Kent Müzesi, Beylik Hanı, Kapalı Çarşı ve İshakpaşa Külliyesini de içine alacak bu destinasyon projesi başta uçuk gelebilir, hadi oradan bu nerden çıktı diyebilirsiniz. Bu şekilde birçok projeyi hayata geçirmek için AB fonları başta olmak üzere farklı kaynaklar kullanılabilir. Geri ödemesiz sağlanacak finans ayağı ile İnegöl, kültür turizminde Türkiye'nin ve Dünyanın sayılı yerlerinden biri olabilir.

İnegöl'ün değerlerini parlatacak ve geçmişin bize bıraktığı emanetleri geleceğe taşıyacak bu projeyi İnegöl Belediye Meclis üyesi ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olan Nedim Bayram birçok ortamda defaatle dile getirmişti. Bu vesile ile kendilerine de bu köşeden teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu kadim şehre, bu güzel şehre bir tuğla daha fazla koymak için uğraşan, vaktini ayıran her kim varsa takdiri hak ediyor.

Tarihe her daim dokunmak dileğiyle... Kalın sağlıcakla...