C- YILDIRIM BEYAZIT (1389-1402)

Yıldırım Beyazıt devrine gelindiğinde İnegöl'ün ekonomisinde yeni gelişmeler olmuştur.

Şöyleki: Yıldırım Bayezid, Amasya sancak beyi olduğu bir sırada 1389 yılında Birinci Kosava Savaşı patlak verince babası Sultan I. Murad'ın isteği üzerine başta Amasya beylerinden Şadgeldizade İsabey ve Sungurzade Yahşi Bey olmak üzere; Amasya çevresinden topladığı askeri birlikler ile Kosava'ya koşmuştur.

Yapılan savaşta zafere ulaşılmış ise de Üçüncü Osmanlı hükümdarı Sultan I. Murad, savaş sonrasında yaralılar arasında dolaşırken Kopilayaviç adında bir Sırplının gerçekleştirdiği su-i kasd sonunda şehid düşünce Şehzade Beyazıt, akıncı komutanlarının ortak kararı ile dördüncü Osmanlı hükümdarı olmuştur.

Yıldırım Beyazıt, Kosava Savaşı sonrasında Bursa' ya dönünce, yanında getirdiği Amasya beylerini Amasya'ya göndermemiş; her birine Bursa ve İnegöl coğrafyasında birer dirlik tahsis ederek yakın çevresinde bırakmıştır.

İşte bu Amasya beylerinden Şadgeldizade Îsa Bey'e, İnegöl coğrafyasında " Îsa-Ören " ismi verilen araziyi; Sungurzade Yahşi Bey'e de " Çoban Karyesi " diye isimlendirilen köyü ve de arazisini dirlik olarak vermiştir.

Her iki bey, yaşam biçimi olarak Ahi Geleneğini benimsemiş olan aile -efradını kendilerine tahsis olunan köylere getirip yerleştirmişlerdir.

Yıldırım Beyazıt, Germiyan Beyi Süleyman Şah'ın damadı olduğu için hükümdar olduktan sonra; İnegöl coğrafyası ile daha yakından ilgilenmiş; Domaniç ve Ahi derbentlerinin güvenliği ile ilgili önemli tedbirler almıştır.

Bu cümleden olmak üzere; tarihi ipek yolu ile Sınır Beli'nden / Mezit Boğazı'ndan geçen ve Konya-İznik arasını birleştiren " PostaYolu " nun kesiştiği Kurşunlu/Güde Beldesi'nde ilk defa bir kervansaray ve bir de zaviyeli Cuma mescidi yaptırarak halkın hizmetine sunmuştur.

Hatırlanacağı üzere; Kurşunlu Beldesi, tarihi ipek yolunun Bursa ayağı üzerinde ekonomik açıdan son derece önemli bir noktadır.

Yıldırım Beyazıt, aynı yıllarda, hem kültürel ve hem de ekonomik amaçlı olarak İnegöl kasaba merkezinde bir hamam ve bir Cuma camii yaptırdığı gibi Babi Geleneği'nin temsilcisi Geyikli Babab'nın medfun bulunduğu Babasultan Köyü'nde de bir hamam inşa ettirerek buraya ilişkin bir kısım vakıf tahsisleri yapmıştır.

Dedesi Orhan Gazi'nin sempati duyduğu Babi Geleneği ile babası Sultan I. Murad'ın sempati duyduğu Ahi Geleneği'ni ortak bir noktada buluşturmak amacıyla; İshakak-ı Kazeruni Tarikatı temsilcilerinden Ali Yari' yi Amasya'dan Bursa' ya getirterek Bursa Kalesi'nin kıyısına onun adına bir tekke inşa ettirmiştir.

Tahrir defteri kayıtlarında görüldüğü üzere; Geyikli Baba Karyesi'nin yakınına Ali Yari'ye mensup kişilerin ikamet ettiği "Kul-Yar" isimli bir yerleşim alanı, diğer bir ifadeyle, bir köy kurulmuştur.

Bu devirde İnegöl coğrafyasındaki ekonomik yapı, Ahi Geleneğini yaşam biçimi olarak benimsemiş olan Akbıyık Sultan Ahmed Şemsettin Efendi'nin müntesipleri tarafından temsil edilmeye başlamıştır. Yıldırm Beyazıt'ın Amasya kökenli beylerinden Şadgeldizade Îsa Bey ile Sungurzade Yahşi Bey, bu dönemin ekonomik duayenleridir.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR