İnegöl Coğrafyası'nda hem kuru ve hem de sulu tarım yapılmaktadır. İnegöl Ovası'nın çevresinde yer alan başta Kurşunlu Beldesi olmak üzere; Özlüce - Kınık - Çitli-Hamamlı-Ortaköy-Deydinler- İsaören-Hocaköy-Cerrah-Edebey-Yenice-Akıncılar-Adabini-KozulcaKulaca-Küçük Yenice- Şıbalı ve Eymür gibi köylerde arazinin kıraç olduğu yerlerde kuru tarım yapılırken ova bölümlerinde sulu tarım yapılmaktadır.

Alibey - Bilal - Çeltikçi - Hasanpaşa-Mesudiye ve benzeri ova köylerinde ise sadece sulu tarım yapılmaktadır. Yetiştirilen tarım ürünlerine gelince; bunlar, başta buğday olmak üzere; mısır, yulaf, arpa, çavdar, nohut, susam, mercimek, patates, soğan, pancar, tütün, pirinç, kabak ve baklağiller familyasından tüm çeşitler, İnegöl coğrafyasında yetiştirilmiştir ve de yetiştirilmektedir.Ayrıca sebze ve zarzavat cinsi tarım ürünleri de İnegöl coğrafyasında bol miktarda üretilmiş ve de üretilmektedir. Yetiştirilen bu ürünlerin işlenmesi için İnegöl Ovası'na inen tüm akar suların üzerinde su değirmenleri kurulmuştur. Pirinçlerin işlenmesi için de çırçır değirmen tesisleri kurulmuştur. İnegöl kasaba merkezinde tahıl ve zahire pazarları kurulduğu gibi ayrıca sebze ve zarzavat pazarları da tesis olunmuştur. Söz konusu üretim tesisleri, günümüze gelince, geniş "hal" binalarına, soğuk hava depolarına ve un fabrikalarına dönüşmüştür.

İNEGÖL' DE PİRİNÇ EKİMİ VE İŞLETME TESİSLERİ

Fetih sonrasında İnegöl fatihi Turgut Alp, yaşam şartları çok elverişli olmadığından İnegöl kasaba mrkezine yerleşmemiştir. Osman Gazi tarafaından kendisine ve de aşiretine dirlik olarak tahsis edilmiş olan Uludağ ile Domaniç dağlarının İnegöl Ovası'na bakan yamaç ve plato bölümüne aşiretiyle birlikte yerleşmiştir . Bu yöre, daha sonraki yıllarda "Turgut-Eli " diye anılacak ve sakinleri de Bursa-Darphanesi'ne odun taşıma imtiyazını elde ederek "tekalif-i divaniyye " adı verilen devlet vergisinden muaf tutulacaklardır. "Turgut-Eli" yöresinin sınırları, doğuda Domaniç Derbendi'nden başlayarak batıda Kozören= Aktarma Köyü'ne kadar uzayan sahadır ki merkezi, Genci =Turgutalp Köyü'dür.

Doğuda Muzal = Gündüzlü Köyü'nden başlamak suretiyle Cevher Lala = Maden-Eski Köy-Kirles=Paşaören- Bedre =Çayyaka - Süle=Sulu Köy-Sırnaz =Sarıpınar - Köçekler=Doğanyurdu - Gelene=Kayapınar- Geyikli Baba=Baba Sulta-Hüseyin Hisarı =Akıncılar isimleri ile anılan yerleşim alanları "Turgut- Eli" sınırları içinde yer almıştır.

Ayrıca halk arasında 93 Muharebesi diye anılan 1876-77 yıllarında vuku bulan Türk-Rus Savaşı'ndan sonra Kafkaslardan ve Balkanlardan göç eden mühacirlerin iskan edilmiş olduğu bazı yerleşim alanları,doğuda: Tahtaköprü Beldesi'nden başlamak suretiyle; Bahçekaya= Çü- rüksu-Mesruriye -Oylat Ilıcası - Demircü Pazarlu = Saadet Köyü - Bahariye - Hayriye = Bula Melek - Hamidiye = Gazelli-Erikli=İclaliye - Gülbahçe=Bataklı -Tuzla=İnayet - Elma Çayırı- KestaneAlanı Bedre= Çayyaka - Kazıklı=Soğukdere -Dipsizgöl - Mürüvvet=Pelitli - Karakadı -Lütfiye - Fevziye Kıran- Çiftlik=Mesariye ve Merzukıye - Fındıklı=Esenköy ... Evet bütün bu göçmen köyleri de günümüzde "TurgutEli" sınırları içinde yer almış bulunmaktadır.

Turgut Alp, kendine ve de aşiretine dirlik olarak tahsis edildiği andan itibaren halk arasında "Sırnaz Dedesi" adıyla şöhret bulan Genceli dedeyi, Dede Bayırı'nın en yüksek noktasına yerleştirerek İnegöl'ü gözetim altına almış; ardından da Domaniç'i, Deydinler Köyü üzerinden İnegöl' e bağlayan yol üzerinde ve Diğrihi Çayırı =Su Kesim Çizgisi üzerinde konuçlandırdığı askeri nitelikli "yaya-birliği" vasıtasıyla İnegöl'ün güvenliğini sağlamıştır.

Ekonomik açıdan bu dönem değerlendirildiğinde yörede Osman Beyin oğullarından Pazarlu Bey ile Çoban Bey'in ve de Turgut Alp'in oğlu İlyas Bey'in bu yörede yönetim ağırlığı uzun yıllar hissedilmiştir. Uludağ ve Domaniç dağlarından İnegöl Ovası'ına inen tüm akar suların yanı başına ve yakın çevrelerine açılan ark ve kanallar ile derelerin suları, tüm ova sathına yayılmış ve İnegöl Ovası bir başatan diğer başa pirinçlik haline gdetirilmiştir. Özellikle Çeltikçi, Adabini, Zındancık, Şıbalı/Sipahi ve Bilal= Gulamoğulları köyleri pirinç üretiminde geniş şöhret yapmış yerleşim alanlarıdır. Tabir caizse kuruluş yıllarında İnegöl Ovası, Osmanlı'nın bir manada pirinç anbarı olmuştur.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR