Derviş MehmetBey ve Babi Geleneği: İnegöl fatihi Turgut Alp, Ba-basultan Köyü'nde ikamet eyleyenve de Babi Geleneği'nin temsilcisi olan Geyikli Baba'yasempati duymaktadır; bazı tarihsel belgelerde görülen kayıtlara göre sarayını da Geyikli Baba Karyesi sınırları içinde yaptırmıştır.

Hatırlanacağı üzere; Turgut Alp, gerçekte Genci /Turgutalp Köyü'nde oturmuş; tekke ve zaviyesini de burada türbesinin civarın-da yaptırmıştır. Orhan Gazi ile Geyikli Baba'nın tanışmasına da Turgut Alp,vesile olmuştur.

İnegöl, halk arasında "yokuş" adıyla anılanbir küçük"höyük" üzerinde bir tek mahalle halinde kurulmuş olduğundan 1396 yılında dördüncü Osmanlı hükümdarı Yıldırım Beyazıt tarafından, İnegöl kasaba merkezine ve Kurşunlu beldesine birer cuma mescidi yapılıncaya kadar İnegöl coğrafyasında cuma namazı kılınmadığından halka hitabet hizmeti de verilmemiştir.

Ancak Yıldırım Bayezid, 1396'da Niğbolu'da gerçekleşen zafer sonrasında Anadolu'ya yönelmiş; hem İnegöl kasaba merkezinde ve hem de Kurşunlu beldesinde birer cuma mescidi yaptırarak buralarda halka hitabet hizmeti verilmesi için "Hizmet-Dirliği" tahsis eylemiştir.

Ayrıca, İnegöl merkez Mahallesi'ne bir de hamam inşa ettirerek halkın hizmetine sunmuştur. İnşa edilen Cuma camii'nin çevresinde "Cami-i Kebir" adıyla anılan İnegöl'ün ikinci mahallesi, yeni bir yerleşim alanı olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle Osmanlı hükümdarlarından Yıldırım Beyazıt , fetih sonrasında İnegöl'de ilk imar hareketini başlatan Osmanlı hükümdardır.

İnegöl'de ikinci imar hareketini ise Fatih Sultan Mehmed ve oğlu Sultan II. Beyazıt devirlerinde iki defa sadrazam olan Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu Îsabeyzade İshakPaşa, 1469 yılında ilk sadrazam olduğu zamanda cami merkezli görkemli imaretini inşa ettirerek başlatmıştır. İkinci defa sadrazam olduğu dönemde ve 432 yılındada İnegöl' deki imaretine görkemli bir medrese ilave ettirmiştir.

İnegöl'de İshak Paşa tarafından inşa edilmiş olan bu cami merkezli imaret, Ahi Gelenği'nin, örgün eğitim veöğretimi ile buluşmasına ve de bütünleşmesine vesile olmuştur.

İnegöl'de üçüncü imar hareketini de İnegöl'ün "Timar-Eri" Hamzabeyzade Derviş Mehmed Bey ile İshakPaşa Kethüdasıve İshak Paşa vakıflarının naızrı olan Sinan Bey tarafından gerçekleştirilmiştir.

Hatırlanacağı üzere; 1509 yılında merkezi, İstanbul olan ve de 45 gün süren korkunç bir deprem sonrasında İstanbul şehri, harap olduğu gibi Anadolu ve Rumeli'de de birçok yerleşim yeri, harap olmuştur. İnegöl de harap olan bu yerleşim yerlerinden biridir.

Ülke çapında devletçe başlatılan geniş çaptaki onarım faaliyetlerine İnegöl'ün "Timar-Eri " olan Hamzabeyzade Derviş Mehmed Bey ile İshak Paşa kethüdası ve de İshak Paşa vakıflarının nazırı Sinan Bey de devletçe verilen talimat doğrultusunda depremde harap olan İnegöl'ü onarmaya ve yeni baştan dizayn etmeye başlamışlardır.

Hiç şüphesiz onarım işine de merkez mahalleden başlamışlardır. Hamzabeyzade Derviş Mehmede Bey ve İshak Paşa kethüdası ve de İshak Paşa vakıflarının nazırı Sinan Bey, önce, Orhan Gazi tarafından görevlisine "hizmet-dirliği" tahsis edilmiş olan "zaviyeli mescid" i onarmışlar ve burasını, bir tekke hüviyetinde yeni baştan dizayn etmişlerdir.

Onarım işlemi yapılırken zaviyeli mescidin çevresine de işletme giderlerini karşılamak üzere biri, fırın olmak üzere, 3 tane de dükkan yaptırmıştır. Bu arada Sinan Bey, yeni bir mimari şekil alan eski zaviyelimescid karşısına kendi adına bir mescid, bir hamam ve birde sıbyan mektebi yaptırmıştır. Böylece; İnegöl Merkez Mahallesi'nde, bir cami, bir tekke, iki hamam ve bir de sıbyan mektebi, halkın hizmetine sunulmuştur. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR