Bu yazıyı yazarken?

Tarih: 12 Haziran 2011. Pazar günü?

Saat:16.39. İnegöl?

Az önce oyumu kullandım geldim. Evimdeyim?

Oy kullanmaya çocuklarla gittim. İlkokul 3?e giden çocuklar. Onların okulunda oy kullandım. İnegölümüzün bir okulu burası. Onların sınıfı.

İstedim ki; seçmeyi ve seçilmeyi görerek öğrensinler.

Yolda gelirken; hangi partiye oy vermem gerektiğini çocuklar söylüyor. Anlıyorum ki; 7 den 70?e herkese ulaşmış siyasi propaganda.

Okul koridorları seçime rağmen sakin. Karışıklık yok. Yığılma yok. Her odaya iki sandık kurulması hızlandırıyor oy kullanmayı. Seçmenler geliyor, gidiyor.. Eşler, çocuklar? Kapıda parti yetkilileri, sandık görevlileri? Seçim çalışması yapamasalar da sözleri ile? Gözleri ve tebesümleri ile devam ediyorlar propagandaya?

Her katta güvenlik ve polis dikkat çekiyor. Mütebessim bakıyorlar seçmenlere. Umarım diyorum; Ülkemin her kentinde böyle rahat ve güven içerisinde oy kullanabilmiştir insanımız? Tehdit ve korku sonucunda gönlündeki tercihi başka, oy pusulasındaki tercihi başka vatandaşlar geliyor aklıma? Bağımsız olmadıklarını düşünüyorum o an, ne adayların ne de seçmenlerin?

Kaç seçim geçti, oy kullandım? Mühürü basarken ilk kez bu kadar heycanlandım. Zayi olmasın oyum diye, itina ile bastım mühürü. İtina ile katladım oy pusulasını? Tercihim en önde görünsün istedim. Öyle koydum zarfa. Bu benim seçimim. Benim tercihim. Bu benim tarafım. Göstermek istedim.

Şeffaf bir sandığa atarken oyumu, bir zamanlar ülkemde açık oy kullanıldığını ve oyların gizli sayıldığını hatırladım. Kullandığın oyu tek parti iktidarının yetkilileri görüyordu o zamanlar. Sıkıysa hakim zihniyetin dışında bir tercihte bulun? Düşündüm ki; bir zamanlar demokrasi adına ne zülumler reva görülmüş insanımıza?

Birkaç dakika sürmedi oy verme işlemim. Birkaç dakika ve bir tanecik oy. Ama ülkemin geleceğine bedel, önemli bir katkı, söz hakkı bu, biliyorum? ?Hayırlı olsun? dedim gördüğüm her tanıdığa? Mutlu ve umutlu ayrıldım sandık başından. Heycanla bekleyeceğim sonucunu?

Yolda yürürken, Sedat Kızılcıklı döneminin kapandığını düşündüm. Sordum kendime: ?Vefa var mı acaba politikada?? Sıra kime geliyor? Gelmenin sonra da gitmenin sırası?.

Henüz sandıklar açılmamıştı ben bu yazıyı yazarken. Ancak sandıktan yeni bir İnegöllü vekilin çıkmasına kesin gözüyle bakılıyordu.

Adı ne Yusuf?tu, ne de bir zamanlar politika kuyusuna onu atanlar, Yusuf?un kardeşleri idi? Seçildi ve kazandı işte. Merak ediyorum doğrusu: Acaba tavrı ve hizmeti, Yusuf gibi olabilecek mi?

Siz bu satırları okurken öğrenmiş bulunuyorsunuz seçim sonuçlarını. Ama sonrası? Çok soru var değil mi, kafanızda?

En güzel temenni ile son verelim söze: Hayırlısı olsun?