E- NOKTACI KASIM EFENDİ TEKKE CAMİİ-2:

Noktacı Kasım Efendi'nin, 1535 Yılında vefatından sonra mescide dönüştürülen bu zaviyeli tekkenin, mescide çevrilmesinden sonra uzun yıllar halk arasında "Geyikli Camii " ismiyle anılması ve camiye hediye edilen geyik boynuzlarının minberin üzerine asılarak teşhir edilmesi, bu kanaatimizi güçlendirmektedir.

Tarihi süreç içinde Noktacı Kasım Efendi Zaviyeli Tekkesinin hem fiziki yapısı ve hem de üstlendiği misyon, evrilerek, gelişmiş ve de değişmiştir. Açıklandığı üzere; başlangıçta bu cami, Hamzabeyzade Derviş Mehmet Bey tarafından Noktacı Kasım Efendi'ye tahsis edilmek amacıyla "Zaviyeli Tekke" olarak inşa edilmiştir.

Noktacı Kasım Efendi'nin,Bursa'dan İnegöl'e gelerek irşat hizmetine başladı- ğında ilk muhatapları, tekke yakınında konuşlanmış ola " yaya-birliği" ne mensup kişiler olmuştur. Hatırlanacağı üzere; İnegöl'ün emniyyet ve güvenliğini sağlamak amacıyla; Turgut Alp tarafından Domaniç-İnegöl bağlantısını sağlayan yürük yolu üzerinde ve "irmiyaz=atış alanı" mevkiinde konuçlandırılan bu "yayabirliği"nin personeli, tarihi süreç içinde, Geyikli Baba'nın temsil ettiği Babi Geleneği'ne bağlı kalmışlardır.

Noktacı Kasım Efendi, kaleme almış olduğu "Cevahirü'l-Ahbar" kitabını müntesiplerine topluca okutmak ve müzakeresini yapmak suretiyle irşad hizmetini ortaya koyduğu için- bir anlamda- şifahi kültüre dayalı ve Babi Geleneğine bağlı olan bu ilk muhataplarını, kitabi kültür ile tanıştırmıştır.

Noktacı Kasım Efendi'nin vefatından sonra yerine geçen ve "İbni Noktacı" lakabı ile şöhret bulan halifesi Muhyiddin Mehmed Karahisari ise Kübrevi Tarikatı'nın kurucusu Necmettin Kübrevi'nin, tasavvufun 10 Temel esasını ortaya koymak üzere; kaleme almış olduğu "Usul-i Aşere = Tasavvufta 10 Temel Esas" isimli kitabını tekkesinde müntesiplerine okutmuştur.

Böylece; Noktacı Kasım Efendi Zaviyeli Tekkesi'nde verilen irşad hizmetinde yeni bir aşamaya geçilmiştir. Zira Noktacı Kasım Efendi'nin halifesi Muhyiddin Mehmed Karahisari, Necmettin Kübrevi'nin kaleme almış olduğu"Usul-i Aşere" kitabını tekkede tedris etmekle kalmamış; müritlerine okutmuş olduğu bu kaynak eseri, ayrıca, şerh etmiş ve adına da "Araisü'l- Vüsul" demiştir.

Görüldüğü üzere; Noktacı Kasım Efendi'nin halifesi Muhyiddin Mehmed Karahisari, üstlendiği irşad hizmetinde yeni bir açılım yapmış ve İstanbul-Koca Mustafa Paşa semtinde adına cami ve tekke yapılan Ramazan Efendi gibi ünlü bir mutasavvıfı da yetiştirerek ona icazet ve hilafet vermiştir.

Noktacı Kasım Efendi, Hamzabeyzade Derviş Mehmed Bey'in himayesinde İnegöl'de; kendisine tahsis olunan tekke ve zaviyede halka irşad hizmeti sunduğu gibi, halifesi Muhyiddin Mehmed Efendi de yine Hamza Bey'in torunlarından Afyokarahisar sancak beyi Bekir Bey'in himayesinde İnegöl'de irşad hizmetini sürdürmüştür.

Bu arada yine Hamza Bey'in torunlarından Mercidabık şehidi Mehmed Paşa, Bursa beyi iken Savcı Bey oğlu Süleyman Bey'in kızı Hatice Hatun ile evlenmiş; bu nedenle, önce, eşine mülk olarak tahsis olunmuş olan Kulacahisaar Köyü'ne bir cami ve bir medrese yaptırarak halkın hizmetine açmıştır.

Aynı zamanda büyük dedesi Hamza Bey vakıflarına dahil olan Hamzabey Köyü'nde de kendi adına bir mescid ve bir medrese yaptırarak halkın hizmetine sunmuştur. Böylece; Vezir Kara Mustafapaşazade ve Mercidabık şehidi Mehmed Bey, örğün eğitim yapan medreseyi, Osmanlının kuruluşunda özel birer yeri olan Kulaca ve Hamzabey köyleri'ne taşımıştır.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR