B-İNEGÖL' DE YILDIRIM CUMA CAMİİ: İnegöl'ün fethi, Yenişehir İlçesi'nden önce gerçekleşmiştir. Böyle olmasına rağmen Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1074 Yılından itibaren 1096 yılına kadar 20 yıl başkent olarak kullanmış olduğu İznik şehri, Osman Bey'in belirlediği strateji gereği daha ön plana çıkmış; bu nedenle Samsa Çavuş ve kardeşi Sülemiş'i, Domaniç cephesinden alarak İznik cephesinde görevlendirmiştir.

Günümüzde İznik-Yenişehir yolu üzerinde bulunan Dazallı Köyü, Osman Bey'in uyguladığı bu stratejinin bir hatırası olarak günümüze intikal etmiş bulunmaktadır. Çünkü "Dazallı" sözçüğünün aslı, "Taz Ali "dir.

Bir diğer ifade ile "Genç Ali" dir. Bu genç Ali ise Samsa Çavuş ve kardeşi Sülemiş'in İznk'i, gözetim ve denetim altında bulundurmak için görevlendirdiği genç bir ileri gözetleyicidir. Taz Ali, "havale" adı verilen buradaki yer altı siperinde uzun yıllar bu görevini sürdürmüştür.

Aynı günlerde Bursa Kalesi de Bakaban Çavuş ve Osman Bey'in yeğeni Aktimur tarafından gözetim altına alınmıştır.Bu dönemde İnegöl coğrafyası, Turgut Alp ile Osman Bey'in oğullarından Pazarlu Bey ve onun yakın arkadaşı Turgut Alp'in oğlu İlyas Bey'in denetimi altındadır.

İlgili bölümlerde açıklandığı üzere; ne Osman Bey zamanında ve ne de Orhan Gazi devrinde İnegöl kasaba merkezine, zaviyeli mescid dışında devlet adına hiç bir sosyal tesis kurulmamıştır.

İnegöl'e,devlet adına, ilk sosyal tesisi kuran Dördüncü Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid (1389-1402) olmuştur.

1396Yılında Niğbolu Savaşı'nı kazandıktan sonra Yıldırım Bayezid, Anadolu'ya yönelmiş; babası Hüdavendiğar Sultan I. Murad tarafından Ankara Ahileri üzerinde tesis edilen hakimiyetin, Germiyan Beyliği ülkesi üzerinde de kurulmasını arzu eden Sultan I. Murad, oğlu Şehzade Bayezid'i, Germiyan Beyi Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatun ile evlendirmiştir.

Çeyiz olarak da Devlet Hatun'un babası Süleyman Şah, başta Emet kasabası olmak üzere; bazı yerleşim birimleri, Osmanlı hakimiyetine bırakılmıştır. Böylece; Osmanlı-Germiyan oğulları Beyliği arasında sıhriyet bağı kurulmuştur.

Bu ilişki, Yıldırım Bayezid'in İnegöl coğrafyası ile daha yakından ilgilenmesine vesile olmuştur. Çünkü Bursa Bey sarayının genel sekreteri olan Kızıl Murad oğlu Aksungur / Sungur Paşa, Ankara fatihi olarak Yıldırım Bayezid'in eşi Devlet Hatun'u, Kütahya' dan Bursa'ya getiren düğün alayının da komutanıdır.

Hatırlanacağı üzere; Sungur Paşa, cami merkezli ve imaret ağırlıklı kervan sarayını ve de türbesini, İnegöl coğrafyasında yer alan Koçi/ Sungur-paşa Köyü'nde tesis eylemiştir. Bu nedenle; Yıldırım Beyazıt'ınn, İnegöl ile ilgilenmesinin nedenleri arasında, hiç şüphesiz, Bursa Bey sarayı nazırı ve Ankara fatihi Kızıl Muradoğlu Aksungur'un/Sungur Paşa'nın da önemli rolünün bulunduğu unutulmamalıdır.

Zikredilen bu veya benzeri sebepler ile İnegöl coğrafyasına yönelen Yıldırım Bayezid, 1396 Yılında İnegöl kasaba merkezine bir Cuma Camii ve bir de hamam yaptırmıştır.

Yine aynı yıl içinde Kurşunlu Beldesi'nde de zaviyeli bir cuma mescid'i yaptırarak bunların işletilmesi için vakıf, tesis etmiş ve bu camilerde devlet adına hitabet hizmetlerini yürütmek üzere; "hizmet dirliği" tahsis eylemişir.

Bu sebepten Yıldırım Beyazıt (1389-1402) devrinden itibaren hem İnegöl Cuma Camii'nde ve hem de Kurşunlu Zaviyeli Cuma Mescidinde Cuma hutbesi okunmaya başlamıştır.

İnegöl'de İnşa edilen Cuma Camii'nin fiziki yapısına gelince; bu mabet, takriben 10 x 10 = 100 metre kare eb'adında bir "Kare-Pilan" üzerine inşa edilmiştir.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR