Dini konularda bilgi vermek, toplumu aydınlatmak,ahkam kesmek benim haddime değil,bu konunun ihtisas sahipleri gerekli açıklamayı yaparlar zaten.ama branşımla ilgili son günlerde çok sıkça gündeme geldiği için bunun ile ilgili birkaç şey yazma ihtiyacı hissettim.malumunuz biz ülke olarak hangi meslek grubuna sahip olursak olalım,her konuda fikir sahibiyiz,kendi alanımız dışında olmasının bir önemi olmadan bilgi aktarırız,akıl veririz,yaptırım uygulamaya kalkarız.

0-0 biten Adana Demirspor-Hatayspor müsabakası sonrası Ümit Özat'ın yaptığı açıklama bir hayli gündem oldu. Adana Demirsporlu Pote müsabakaya oruçlu çıkmış,müsabakada berabere bitince teknik adam oyuncusuna bir hayli yüklenmiş.Pote o müsabakada kötü bir performans sergilemiş olabilir,ki oruçlu olmayıp o müsabakada kötü oynayan oyuncular da vardı.berabere biten bir müsabakada sorgulanması gereken bir çok başarısızlık etkenleri varken,inanıcının gereğini yerine getiren oyuncuya bu denli yüklenmek doğru değil bence.

Zariyat suresi 56. Ayette, "Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım " emri varken,orucun telafisi var ama maçın telafisi yok diyerek işlerimizin,uğraşlarımızın,günlük telaşelerimizin inandığımız değerlerden önce geldiğini dile getiriyoruz maalesef. inandığı gibi yaşamayan insanlar,yaşadığı gibi inanmaya başlar diyen Hz. Ömer efendimiz olayı çok güzel özetlemiş.

İşin bedensel anlamdaki gerekliliklerini şöyle anlatıyor değerli Prof. Dr. Hakan Gür ; Ramazan ayının yaz dönemine gelmesi nedeni ile açlık süresinin uzaması, yüksek hava sıcaklığı ve nem vücudumuzun oruçtan etkilenimini artırması kaçınılmazdır. Buna rağmen ramazan süresince daha önce yapılan egzersizlere/fiziksel aktivitelere devam etmekte ek sağlık sorunu yoksa sakınca yoktur. Ramazan sürecince hangi spor dalıyla uğraşılırsa uğraşılsın ciddi mineral ve su kayıpları yaşanacaktır. Aslında oruç tutulmayan dönemle karşılaştırılınca oruç tutulan dönemde egzersizde oluşan bu kayıpların miktarı açısından ciddi bir farklılık yoktur.Tek ve önemli farklılık oruç tutulan dönemde bu kayıpların hemen yerine konma şansının olmamasıdır.

Bizce elin gavuru diye nitelendirdiğimiz insanların,takımlarında bulunan ve oruç tutan Müslüman futbolcularına verdikleri tepkiler ile ilgili birkaç örneği aşağıda paylaşıyorum...

Fransa Ligue 1'in son haftasında sahalarda ender görülen olaylardan birine rastlandı. Nice ile Monaco arasında oynanan, TSİ 22.05'de başlayan maçta hakem Ruddy Buquet, Nice'in Cezayirli futbolcusu Youcef Attal'ın orucunu açması için maçı durdurdu. Attal'ın kenara gelip su içmesinin ardından maç kaldığı yerden devam etti.

Ajax, UEFA Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Tottenham'ı konuk etti. İngiltere'de 1-0 biten ilk maçın rövanşında Tottenham'a 3-2 yenilerek finale çıkamayan Hollanda ekibinin iki yıldızı ise sahadaki 20 kişiden farklı bir durumdaydı.

Ajax'ın iki Faslı oyuncusu Hakim Ziyech ile Noussair Mazraoui, dini inançları gereği Ramazan Ayı nedeniyle oruçlarını tuttu. İki futbolcu da mücadelenin ilk düdüğü çalındıktan yaklaşık 24 dakika sonra oruçlarını açmak için saha kenarına geldi.

Salah'ın oruç tutmasıyla ilgili soru üzerine Jürgen Klopp, ''Oruç tutmak kişisel ve dini bir inanç. Buna saygı duymanız gerekiyor. Bir futbolcu yapması gerekenleri yerine getiriyorsa ben daha fazlasına karışmam,futbol sadece bir eğlence ve inançlar her şeyden önce gelir" dedi.

Sevmek zorunda değilsiniz, hele hele yaşamak zorunda hiç değilsiniz,sizin inancınızı yaşayıp yaşamamak ile ilgili kararınızı sorgulamak haddime değil,hesabınızı bana değil Allah'a vereceksiniz... ama lütfen saygı gösterin,lütfen anlayışla karşılayın, lütfen değer verin... saygılarımla, inancımızın güzelliklerinin her şeyden daha güzel olduğunu anlayacağımız nice bayramlara...