İlmihal Müslümanlığından amaç "ilmihal seviyesindeki müslümanlık"demektir.Yani dini bilgisi İlmihal seviyesinde olan Müslümanları kastediyoruz.Bugün Dünya Müslümanlarının takriben yüzde doksanı "İlmihal Seviyesinde Müslümanlar"dır.

İlmihal ne demektir? Sözlükte ilm-i hal "davranış bilgisi" anlamına gelir. Özlü bilgileri içeren el kitabı" diye tanımlanabilir. Bunun kapsamına iman, namaz, oruç,hac,zekat, helal ve haram gibi temel bilgiler girer. Halk için temel konularda özlü bilgiler ihtiva eden,anlatımı basit ve hatta ezberlenmeye müsait eserler olarak da adlandırılır.

Son zamanlarda her ne kadar İlmihallere bazı konular eklenip genişletilmiş ise de ilmihaller kısa ve özet bilgiler içerir.

Günümüz Müslümanları keşke ilmihal seviyesinde bile olabilselerdi.Buna da razı olacaktık.Ancak bir kısmı 54 farz,bir kısmı da 32 farz seviyesindedir.Hatta büyük çoğunluk duyduğunu ve gördüğünü taklit ederek dini hayatını sürdürmeye çalışıyor.Ayrıca bazı kesimlerin ortaya attıkları hurafeleri,hikayeleri ve rüyaları dinin aslından zannederler.

İsterseniz biz yinede seviyeyi çok düşürmeden ilmihal seviyesinde ki Müslümanların durumunu değerlendirmeye çalışalım.

İlmihal Seviyesindeki Müslümanların en belirgin özelliği taklidi bir inanışa sahip olmalarıdır.Her ne kadar kitaplarımız taklidi inanışı eleştirip tahkiki imanı tavsiye etse bile pratikteki karşılığı taklidi uygulamalardır.

Bu nedenle İlmihal seviyesinde ki Müslümanlık gelişen ve değişen şartlara kapalıdır.Öylesine ki bu konuda yeni fikirler ileri sürenleri "Modernist","Reformcu" ve hatta "Dinden sapanlar" olarak değerlendirmektedirler.Kendileri ise eleştiriye ve sorgulamaya açık değildirler.

İlmihal seviyesinde ki Müslümanlar "Zaman geçtikçe Kur'an daha da gençleşir" gerçeğini dile getirirler ancak Kur'an'ı her çağa ve zamana anlatmak için aklını kullanma gerçeğini bir çoğu göz ardı ederler.Oysa Kur'an'da Rabbimiz aklımızı kullanmamızı emretmektedir."...O (Allah) aklını kullanmayanların üzerine pislik/bela [rics] yağdırır."(Yunus ,100).

İlmihal seviyesindeki Müslümanlar yeni fikir ve yorumlara açık olmadıkları için hurafelere inanmayan ve fikir üretmeye çalışanları şu üç soruyla susturmaya çalışırlar:

1-Yoksa sen bunlara inanmıyormusun?

2-Allah isterse yapamaz mı?

3-Sen eski alimlerden daha mı iyi biliyorsun?

Bu sorulara şöyle cevap verilebilir:

1-Gerçek Müslüman Allah'ın Kitabına ve Resulullah'ın (sav) Sahih hadislerine inanmak zorundadır.Bunun dışında kaynağı belli olmayan hurafelere,hikayelere ve rüyalara inanmak zorunda değildir.

2-Allah isterse yapamaz mı sorusunu bir Müslüman zaten sorma ihtiyacı duymaz.Çünkü varlığı,hayatı her şeyi yaratan sonsuz güç sahibi Allah'tır.Ancak Rabbimiz kendi kanunlarıyla/metoduyla kainatı yönetir.Ve Rabbimizin metodunda bir değişiklik olmaz." Allah'ın öteden beri işleyip duran kanunu (budur). Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın."(Fetih,23).

3-Sen alimlerden daha mı iyi biliyorsun? Eski alimlerimizin hiç biri "en doğru görüş benimdir" veya "benim görüşümün dışındakiler yanlıştır" dememişlerdir.Tam tersine mesela İmam Ebu Hanife (ra)"Benim görüşümden/ictihadımdan daha doğrusunu bulursanız ona tabi olun" demiştir.

Bir çok alimimiz de "Benim fikrim doğrudur diyebilirsiniz ama tek doğru benim fikrimdir demeyiniz" tavsiyesinde bulunmuşlardır.

Kaldi ki ilim ile uğraşmak,İslam dinini çağın ötesine taşımak için bilgi ve teknolojiyle uğraşmak alimlere saygısızlık değildir.Çünkü Yüce Allah ilmimizi artması için dua etmemizi istemektedir:"... "Rabbim! Benim ilmimi artır!" diye dua et."(Ta_Ha ,114).

İlmin artması,aklı kullanmak ,dini yüceltmek için Kur'an'a ve Sünnete uygun fikirler,metotlar ve projeler üretmekle mümkündür.

O halde Rabbimize kulak verin ve Rabbimizden ilminizin artmasını isteyiniz.