Okullar açıldığında ülkenin tüm insanlarında bir talaş ve meşguliyet alır başını gider. Uygun okul, mükemmel öğretmen, servis vb konular uçuşur zihinlerde. Eğitim konusunda kimseyi memnun etmek mümkün olmaz. Zira işin en doğrusunu yaptığını sanan yetkililere itiraz edecek ve daha güzelini sunacak birileri her zaman vardır ve var olacaktır.
“Boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz” bir çizgide devam eder hayat. İmkanlar bir taraftan talepler bir taraftan bastırır. Bu ikilem hayatın her safhasında vardır. Belki zihnimizin çalışmasını sağlan şey de bu ikilimdir. O mu doğru, bu mu yanlış, devamlı tartmak zorundayız.
“Her sorun bir fırsattır.” Kim için? Uyanık beyinler için. Kafatası içinde sağa sola mıymıntı bir kedi gibi kıvrılan beyinler için sorun sorundur. “Derdim, bana derman imiş” diye düşünen bir zihniyet, kim bilir daha neler üretecektir. Derdini dermanı görmek… Hastalıktan bambaşka şifalara kapı aralamak… Ayrılıkların ardındaki vuslat sevincini yakalamak… Edepsizden edep öğrenmek gibi bir çok versiyonunu düşünebiliriz bu çizginin.
Okulların açılmasına seviniyoruz. Zira çocuklarımız ilim öğreniyorlar ve onların nerede olduğunu biliyoruz. Veliler olarak gönlümüz rahat.
Fakat doğru gitmeyen bir şeyler var, diye endişeleniyoruz. İlme bakış açımız problemli gibi geliyor. Sanki Karun’un gibi düşünüyoruz. “Bana verilen ilimle elde ettim bu serveti” diyecekmişiz gibi. O öyle demişti kendisini uyaranlara “Allah’ın sana verdiği bu mallardan insanları da gözet, infak et.” Karun da ilmine güvenmiş onun sayesinde mala mülke kavuştuğunu sanmıştı. Ancak rızkı veren Allah onca servete ne yaptığını anlatıyor diğer ayetlerde.
Okullarda öğrendiğimiz bilgi pragmatizm kokuyor. Çıkarcı ve menfaatçi bir öğreniş biçimi. İlim sahibi olayım dünya ve ahretimde bunu uygulayayım, insan olarak doğduğum gibi insanca yaşayayım endişelerinden uzak duruyoruz. “Paran kadar konuş” denilen memleketlerde insan ve insanın karşısına konulan değeri hemen fark ediyoruz.
Gençlere bunları anlatmak zor. Onlar heyecan içinde test çözmenin derdinde. Belki de suçlusu bizleriz yani öğretmenler. Kolaycılığa kaçıyor, onları büyük hedeflere yönlendirmiyoruz. Evet, kişi kendi seçsin ne olacağını ancak Müslüman bir insanın nasıl davranması gerektiğini, işinin gerektirdiği yetkinliğin yanında başka değerlerinde bulunması gerektiği vurgusunu yaşarak biz anlatmayız.
Kendimizi sıradan bir öğretmen görmemeliyiz. Biz toplumu değiştirmek için yola çıkmış, çağı omuzlamış insanlar olmalıyız. Okullar başladı ve biz merhaba diyoruz herkese.
Merhaba, yüzümüzü aydınlatan güneş,
Merhaba, ağıran tan yerine ve akıp giden geceye
Merhaba, yükseltilmiş gökyüzüne
Merhaba, sapasağlam dikilmiş dağlara,
Merhaba, dümdüz yayılmış yeryüzüne
Merhaba, yüzü güneş gibi parlayanlara
Merhaba, gönlünde iyilik ağacı yeşertenlere
Merhaba, geleceğimiz olan gençlere
Merhaba, bilgi ışığının fedaileri öğretmenlere
Yeni eğitim yılımız hayırlı olsun.