Yakın zamana kadar İŞİD denen (ABD ve Batılı ülkeleri tarafından kurulan) piyon bir örgüt, adam kaçırıyor,öldürüyor hatta yakıyordu.Bu insanlık dışı eylemlerini de İslam adına yaptığını söylüyordu.

İŞİD denen o piyon örgüt yüzünden başta Batılı ülkeler olmak üzere neredeyse Dünyanın bir çok ülkesinde İslam'a karşı bir nefret ve korku (İslamofobi) oluştu.Ve o nefret ne yazık ki hala devam ediyor.

Yapılan hatalar sadece o kişileri bağlasa sorun kalmaz.Ancak kimin adına yapıldığı da işin içine girince o zaman manevi zarar büyük oluyor.En ufak bir durumda tefrikaya düşmeye hazır olan Müslümanlar için yeni tefrika sebepleri de bilerek veya bilmeyerek ortaya çıkıyor.

Bir hocamız Müslümanların durumunu "Kavanozdaki Yengeçler"e benzetmişti.Yani hep birbirimizi geri çekmekle meşgulüz.

O hikayeyi bize şöyle anlatmıştı:

"Çeşitli canlı türlerinin bulunduğu yeri ziyaret eden adamın dikkatini bir şey çekmişti.Hemen hemen bir çok canlı türünün bulunduğu yerde ya etraflarında bir kafes vardı veya içine konuldukları bir kavanoz mevcuttu.Ancak yengeçlerin bulunduğu kavanozun üstünde herhangi bir kapak yoktu.Ziyaretçi adam hemen oradaki görevliye sordu:

-"Neden hepsinin üzerinde kapak varda yengeçlerin içinde bulunduğu kavanozun üzerinde kapak yok?".

Görevli biraz gülümsedikten sonra "kapağa gerek yok ki" dedi.

Ziyaretçi adamın merakı büsbütün artmıştı ve sorusunu tekrar etti:

-"Peki ama neden?".

Oradaki görevli gayet rahat bir şekilde kavanoza yaklaşarak ziyaretçi adama bu durumu izah etmeye başladı:

-"Bak,şu yengeçler çıkmak için tırmanıyorlar ama arkalarından yetişen diğer yengeçler ayağından çekerek hep beraber tekrar kavanoza düşüyorlar.Yani anlayacağın geriden gelen yengeçler tırmanan yengeçlerin çıkmasına engel oluyorlar".

Şu son zamanlarda malum bir Tefsir hocasının yaptığı büyük bir hatayı fırsat bilenler bu olay üzerinden İmam Hatiplilere ve İlahiyatçılara karşı bir tavır içerisine girdiler.O Tefsir hocasının görüşüne hiçbirimiz katılmadığımız halde bunu fırsat bilenler İmam Hatiplileri ve İlahiyatçıları gözden düşürmeye çalıştılar/çalışıyorlar.

Hem şöyle düşünmek lazımdır. Kur'an'a olan sevgi saygı ve imanımızdan dolayı o açıklamaya tepki gösterirken öte taraftan da Kur'an'ın şu emrine de bilerek veya bilmeyerek karşı gelmiş oluyoruz:"Hiç kimse bir başkasının günahını çekmez..."(Fatır,18 ve Necm,38).

İmam Hatipler ve İlahiyat Fakülteleri bir çok İslam ülkesinin özenerek gelip işlenişini inceledikleri ve hayran kaldıkları okullardır.Bu okullarda bir yandan Pozitif ilimler diğer taraftan da Dini ilimler öğretilmektedir.Bu okullardan (istisnalar hariç ) hiçbir zaman Din,Devlet,Millet ve Bayrak düşmanı yetişmemiştir.

İmam Hatipliler ve İlahiyatçılar hiçbir zaman kendilerini karalayanların sohbetlerinde anlatılan rüyaları,hikayeleri ve hurafeleri gündeme getirmemiş onlara karşı düşmanca bir tavır içine girmemişlerdir.

İslam adına yola çıkanlar eleştirilerini İslam'ın kurallarına göre,Kur'an'ı savunanların da eleştirilerini Kur'an'ın emrine uygun yapmaları gerekir."Ya benimsin ya toprağın "anlayışı İslami bir anlayış değildir.

Bugün toplumumuz da gençler dinden uzaklaşıyorsa bunun sorumlusu İmam Hatipliler ve İlahiyatçılar değildir.İslam'ı akıl ve mantık dininden çıkaranların bunda büyük bir payı vardır. Aklı devre dışı bırakanların ve aklını başkasına kiraya verenlerin büyük bir vebali vardır.

Bir yazarın dediği gibi "Batı dünyasında düello vardır.Şarkta ise çekememezlik ve pusu vardır."

Bu sözün manasını daha iyi anlamak için İsterseniz "Kavanozdaki Yengeçler"i bir kez daha okuyun.