İnegölspor ile Ankaragücü arasında oynanan karşılaşma ile ilgili futbolu yazmak lazım.

Ne A.Gücü'nün hocası Kemal Kılıç'ın her İnegölspor maçında yaptığı gibi tribünleri tahrikini yazalım; ne de kendilerine büyük bir misafirperverlik yaparak yer ayıran, tribünlerini açan ama buna teşekkürü küfürlerle yapan Ankaragücü taraftarını...

Futbol konuşalım artık. Sahada olan yada olmayan, olduğunda alkışladığımız, olmadığında ıslıkladığımız futbolu konuşalım.

Onun için Kemal Kılıç'a da Ankaragücü taraftarına da çok değinmeden yazımıza devam edelim.

İlkyarı çok kötüydük. Daha çok topla oynayan, belki hücum hattında tam istediği pozisyonları üretemese de oyuna hakim taraf Sarı Lacivertlilerdi.

İnegölspor, rakibini seyretmekle yetindi. İkinci yarı ise soyunma odasında ne konuşulduysa bambaşka bir İnegölspor döndü sahaya.

Kendinden daha emin, ne yaptığını bilen, oyun oynamaya çalışan ve bunu da rakip alanda oynaması gerektiğini hatırlayan bir İnegölspor.

Ankaragücü defansı İnegölspor'u ikinci yarının başlarında durduramadı. O görev hakemindi sanki. Mahmut'un pozisyonuna penaltı vermeyen bir hakemin bırakın profesyonel ligleri, amatörde dahi müsabakaya çıkmaması lazım.

O pozisyon döndü saçma sapan bir gol olarak kalemize geldi. Maçta kritik kurtarışlar yapan Atilla, belki de tek hatasında kalesinde golü gördü.

Golden sonra sarsılmamak, oyun planına sadık kalmak, pozisyon üretme adına denemeye devam etmek. Bu da bize gol getirdi.

Eğer golü ilk yarıda yeseydik belki bu demoralize durum kalemizde daha fazla tehlikeye sebep olabilirdi. Fakat oyun anlamında moral kazanmışken gol yeseniz de karşılık verebilecek gücünüz olabiliyor.

İki farklı İnegölspor, gece ile gündüz gibi. İlk yarıdaki kötü dağınık futbolun yerine ikinci yarıda daha mantıklı, istekli ve organize bir takım.

İkinci İnegölspor'u istiyoruz. İkinci İnegölspor'un yenilse dahi ilerleyen haftalarda iyi olabileceğini biliyoruz. Onun için futbolcuların bu oyunu maçın tamamına yayabilecek düşüncede, anlayışta olmaları gerekiyor.

Son olarak şunu da yazayım. Taşkın Hoca sanırım Ömürcan ile ilgili beklentilerini alamıyor. Ama mutlaka hoca Ömürcan'ı kazanmalı. Ömürcan da daha fazla gayret etmeli. Bu konuda iki tarafa da iş düşüyor.