Yüce Rabbimiz bizlere sayısız nimetler vermiştir ve bu nimetlere şükretmemizi bizden istemektedir.Rabbimiz bize verdiği nimetlerin ücretini değil sadece şükrünü istemektedir.Yani insandan bu nimetleri vereni tanımasını ona kulluk yapmasını istemektedir.Yoksa nimetleri ücrete/paraya çevirirsek gücümüz yetmez , zaten Rabbimizin buna ihtiyacı da yoktur.Bırakın nimetlerin karşılığı vermek Rabbimizin nimetlerini saymaya kalksak sayamayız bile.?? Allahın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız??(Nahl-18)

Resulullah(sav) Efendimiz buyuruyor ki: ?Kur?an?ın güzellikleri bitmez,onu tekrar etmekle insan usanmaz,alimler ondan doymaz.? Kur?an?ın her kelimesi,her cümlesi kısacası her bölümü insana farklı bir manevi tat ve lezzet vermektedir.Yeter ki Kur?an?dan tat almayı bilelim.Bu eşsiz lezzetlerden biri de Kur?an?daki ibret kıssalarıdır.Yüce Rabbimiz bizden önceki toplumlardan ibret sahnelerini bize gösteriyor ki bizlerde aynı hatalara düşmeyelim.Yüce Allah şöyle buyuruyor:? İşte misaller Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz. ?Haşr-21? Bu bile Rabbimizin bize yine bir iyiliği ve lütfüdür.

Kur?an?da geçen düşündürücü kıssalardan biriside ?İki bahçe(bağ) sahibi? insanın kıssasıdır.Bu kıssada iki insandan örnek verilir.Biri alabildiğine nankör,dolayısıyla kibirli ve inkarcı biri.Diğeri ise nimete şükreden,Rabbini tanıyan ve arkadaşını da bu konuda uyaran bir salih insan.

Kur?an bu olayı şöyle anlatır:

1- Onlara şu iki adamı örnek ver: Onlardan birine iki üzüm bağı vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, ikisinin arasına da bir ekinlik koymuştuk. Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık. (Kehf-32-33?

Bu kadar nimete sahip nankör adam Allah?a şükredecek yerde daha da şımarıyor ve arkadaşını küçük görmeye başlıyor.Hem zaten kibir nankörlük değilmidir?Rabbini tanısaydı kibirlenirmiydi ve dolayısıyla arkadaşını küçük görürmüydü?

2-? Derken onun büyük bir serveti oldu. Arkadaşıyla konuşurken ona dedi ki: Benim malım seninkinden daha çok. Adamlardan yana da senden daha üstünüm. ?Kehf-34?

3-? Derken kendine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum Kıyametin kopacağını da sanmıyorum?. ?Kehf-35-36?

Böylesi insandan zaten beklenen bu değilmidir? Kendini ebedi zanneder.Ölüme inanmayan zalim ve gaddar olur.Ölüme inanmayan kiyamete ve hesap gününe de inanmaz.

İşte tam bu sırada yaratılışın amacını bilen Allah?a inanan ve şükreden Salih kul ona şunu hatırlatır:

4-?Arkadaşı ona cevap vererek dedi ki: Seni topraktan, sonra bir damla sudan yaratan, sonra da seni (eksiksiz) bir insan şeklinde düzenleyen Allahı inkâr mı ediyorsun? Fakat O Allah benim Rabbimdir. Ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam. ?Kehf-37-38?.

Gerçekten öyle değil mi?Bizi yoktan yaratan Rabbimiz değilmidir??Ben? dediğimiz o bedenimizde bize ait ne var?Hangi organımızı kendimiz yarattık. Kendi şeklimizi kendimiz mi çizdik? Her gün yaşlanıyoruz her gün hücrelerimiz yıpranıyor neden durduramıyoruz?İşte bunun içindir ki Rabbimiz bizi şöyle uyarıyor:? Ey insan Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı??İnfitar-6-8?.Diğer bir ayette de şöyle buyuruluyor:? Siz cansız (henüz yok) iken sizi dirilten (dünyaya getiren) Allahı nasıl inkar ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda ona döndürüleceksiniz. ?Bakara-28?

Fakat inkarcı ve nankörler söz dinlemezler,nasihatı sevmezler ?akıl verme para ver?diyerek alaycı davranırlar.Ve beklenen akibet(sonuç) gelir:

5-?Derken bütün serveti helak edildi. (Yıkılmış) çardakları üzerine çökmüş haldeki bağına yaptığı harcamalar karşısında ellerini oğuşturuyor ve şöyle diyordu: Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım... ?Kehf-42)

Bu tiplerin sonu ve son cümleleri hep böyle olmuştur.İş işten geçtikten sonra pişmanlık duyarlar.Ne yazık ki son pişmanlık fayda vermez.

Unutmayın?? Bir toplum kendilerinde bulunan (iyi davranışlar)ı değiştirmedikçe Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez??(Enfal-53)