Giydiğim kot pantolonun cebi delinmişti. Hanıma söylemeden "ben dikivereyim" dedim, aldım elime iğne ipliği... Aklımın kestiği kadar evirdim-kıvırdım, iğneyi bir oradan bir buradan sokup çıkararak diktim cebi. Bir hafta sonra o diktiğim cebe koyduğum bozuk paralar, ayağımı öpmeye çalışınca anladım ki iyi dikememişim.

"Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de kendi söküğünü dikermiş" cümlesini kitaplarda okumuş olduğum için işin ihalesini üzerime almıştım. Demek ki becerikli değilmişim. Sonra delik cepli kot pantolonumu giyerken artık o cebe para değil telefonu koyuyordum. Zihnimi uyardım ve daha dikkatli olmaya çalışıyorum artık. (Diyeceksiniz götür terziye güzelce yapıversin! Lakin siz öyle demeyin. Konumuza uygun bir durum olmaz o zaman)

İhtimalli Hayat başlığını ilham eden bu olay oldu. Yani kusurlu, eksik hayat yaşadığımızın farkında olmam mı beni uyanık, dikkatli tutuyor. Dikkatli olmayınca kaybım olacak biliyorum. İhtimalli olmasaydı yani garantili bir hayat yaşasaydım ne olurdu?

Garantili hayat... Nerede kullanıyoruz bu garanti kelimesini bir düşünelim bizahmet.Geçen senelerde kombi bakımı için aradılar. Temizlik, bakım bedava. Üç yıl daha garantili olacak dediler yani garanti satmaya çalıştılar.

Bir telefon alıyoruz. İki yıl garantili yani yirmi dört ay... Taksit öderken garantili, sonrası sana kalmış. Örnekler çoğaltılabilir ve kusurlu örnekler de verilmiş olabilir. Bu, o kadar önemli değil. Burada maksadımızı günlük olaylar üzerinden anlatmaya çalışıyoruz.

Garantili olduktan sonraki ruh halimiz nasıl oluyor, zihin dünyamızdaki düşüncelerin seyrüseferi nasıl devam ediyor?Bunları yakalamak istiyorum birazcık. Bir rahatlama, bir güvenme ve buna bağlı olarak gevşeme ve dikkatsizlik... Nasıl olsa kaskosu var!!!

Mükemmelliyetçi karakterlere göre, her şey dört dörtlük olmalıdır. Bir şeyin oluşumunda/yapımında her şey düşünülmüş olması insanı mutlu eder. Aklının erdiği her şeyi yerli yerince yapmak güzeldir. İnsana gurur verir. Lakin bir o kadar da gurur verici durum ise yeni veya beklenmedik sorunlar çıktığında meseleyi tamir etmektir veya uyum sağlayabilmektir.

İhtimalli hayat yaşamak, insanı dinç tutar ve aklını parlatır. Başkalarının sunduğu garantili hayat anlayışı, bizim etkin olduğumuz bir hayat değil, diğerlerinin kurallarına uydurulmuş bir hayat olma ihtimali yüksektir. Hazıra alışmış, alıştırılmış bir hayattır. Hani her şeyi dine bağlıyorum ya ben. Bunu da bağlayıvereyim de kuvvetli bir dayanağa yaslanayım.

Belki de her meselede dinden ilham almak benim garantili hayat görüşüm olmuştur. Kitapta veya sünnette yeri varsa, ilahi aklın bölgesindeyiz bana göre. O kaynaklardan berrak sular yudumlamak insanı dinç tutuyor.

Gelelim konumuza... Korku ve ümit arasında yaşamak dediği noktadayım şimdi. Cehenneme düşme korkusu ile cennete girme ve Allah'ın rızasını kazanma ümidi arasındayım.

Fıkıhta ise "zann-i galib" ifadesi var sanırım. Zanna güven olmaz lakin "büyük ihtimalle öyle ise" denilen şeylerden bahsetmek notunu düşerek değerli görülebilir. Kur'an'da "zannın çoğundan sakının" der. Orada da bir ihtimal bırakır.

Esasında "genelleme yapmak" ihtimalleri görmek demektir. "Muhakkak ve kesinlikle" ifadesi kusursuz olana yakınlaşır. Herkesin ve her işin kusuru farklıdır, olmalıdır da. Mükemmele yakın olmalı teknik ve teknolojik işler.

Fakat sosyal hayat öyle mi ya... Hiçbir şeyin tam manası ile kesin sonuçlar vermediği noktada, olası ihtimalleri düşünmek en güzelidir. "Kusursuz dost arayan dostsuz kalır" veciz sözü de buna işaret eder. "Kusursuz sevgi" beklemek bir kusurdur. Yine Rabbimiz: "Siz günah işlemeseydiniz, sizin yerinize günah işleyip tövbe eden bir topluluk getirir. Allah tövbe edenleri çok çok kabul edendir" buyuruyor. Hastalıklar, yaşlılık, hatalar, kusurlar... Güllük gülistanlık hayatımızdaki pembe gözlükleri çıkartırır ve hayatın kaç cilvesi varmış öğretir.

Hep mutluluk olmaz, hep hüzün olmayacağı gibi... "Mutlu günleri insanların arasında değiştiririz" buyruluyor.Artık bilemedim yani nasıl anlatayım derdimi. İhtimalli hayatla yaşanabilirlik garantidir. Garantili alanlar yok mu hayatta, elbette var.Ne kadar yaşarsan yaşa, bir gün öleceksin. Ne kadar seversen sev, bir gün ayrılacaksın.

gibi cümlelerden hareketle garanti noktalarına işaret edebiliriz. Virüsle birlikte yaşamak da ihtimalli bir hayatın yansıması olabilir. İnsanların bazısı virüsten ölür, bazısı trafik kazasında. Hatta adama virüs bulaşmıştır ama karıştığı bir kavgada kurşunlanabilir. İhtimalli hayatın ne getireceği belli değil. Bu da heyecan verir. Hayatın sonunda kesin olan şey bir ölüm ve ölüm sonrası hesap var. İhtimalin bittiği o vakte hazırlık yapmak akıllı adam işidir, vesselam.