HESABINIZ TERÖR
ÖRGÜTÜNÜN ELİNE GEÇMİŞ ?

Polis sürekli uyarıyor.
Bankamatik vb para işlemlerinin yapıldığı yerlere emniyet uyarı yazıları
yapıştırmış. Cep Telefonlarına sürekli emniyetten mesaj geliyor;
?Dolandırıcılara dikkat? diye?

Ancak tüm uyarılara
rağmen insanımız aldanıyor. Öğretmeni aldanıyor, profesörü aldanıyor, mühendisi
aldanıyor. Bunca olaya, bunca habere, bunca ilana rağmen , insanlar kendilerini
cep telefonlarından arayıp Emniyet?ten, Savcılık?tan, ya da Genelkurmay?dan
olduğunu söyleyen kişilere aldanıyorlar.

Hep aynı numara.
Telefondan arayan kişi ?Hesabınızdan
terör örgütüne para aktarılmış? diyor. Görüşme esnasında arkadan polis
telsizinden sesler geliyor.

Ya da? Bu bir gizli
operasyon. Kimseye haber vermeyin. Devletin gizli operasyonuna katkı yapmanız
için aradık filan? Ve operasyonun selameti için banka hesabınızdan verdikleri
hesap numarasına para yattırmanızı istiyorlar.

Emniyet Müdürlüğü bu tür
dolandırıcılara karşı tekrar tekrar uyarıyor: ?Polis, asker ya da savcı? Resmi görevliler kimseden
para istemez. Kimseden kontör istemez.? Verdiğimiz banka hesabına para yatırın, demez.
Telefondan böyle muhatap olmaz. Şehrinizdeki karakola gitmeden bu tür şeylere
inanmayın. Bu da bizden son bir uyarı olsun?

HAMAM PARASI OLMAYAN DIŞARI

İbrahim Edhem Hazretleri bir gün hamama girmek
istemiş. Hamamcıya: ?Param yok, hamama girmeme müsaade etmez misiniz?? demiş.

Hamamcı; ?parasız hamama girilmez? diyerek hamama
sokmadı. İbrahim Edhem Hazretleri ısrar etti ise de hamamcı kabul etmedi. Boynu
bükük olarak hamamdan ayrılan İbrahim Edhem Hazretleri, sokakta yürürken öyle
bir bağırış bağırdı ki yer gök inledi adeta...

Bu sesi duyan halk, ağlamakta olan İbrahim Edhem
Hazretlerinin başına toplanıp: ?Bu kadar feryada gerek yok, hamam parasını biz
verelim de ağlama? dediler.

İbrahim Edhem Hazretleri başına toplanan kalabalığa
şöyle seslenir: ?Ey ahalî Siz, benim hamama giremediğim için mi ağladığımı
sanıyorsunuz? Ben hamama giremediğim için ağlamıyorum. Ben dünyada iken parasız
hamama bile sokmuyorlar... Ya ahirette de ?senin cennete girecek bir amelin yok?
diye kapıdan geri çevrilirsem benim halim ne olur? diye ağlıyorum.? buyurdu...

KADİR
İNANIR KANSER Mİ?

?Kadir İnanır akciğer
ameliyatı oldu? . ?Kadir İnanır kanser mi?? Ne çok yer etmiş Kadir İnanır
hayatımızda? Sanki ailemizden biri? Günlerdir televizyonlarda dönüyor bu haber?

Kadir İnanırın doktoru Prof. Dr. Kamil
Kaynak, yapılan ameliyat sonrası yaptığı açıklamada, Akciğerinden 2
cmlik bir parça alındı.İlk evre tümörü? Biyopsiden çıkan sonuca göre kitle iyi
huylu? demiş ve hayranlarına müjdeyi vermiş.

Hayranlarına bir müjde
daha: ?Kadir İnanır 5 gün sonra taburcu
edilecek.? Ve doktorlar hayranlarına bir başka müjde vermiş: Kadir İnanır
sigarayı tamamen bıraktı?

Kadir İnanır, hayranı
olduğumu söyleyemem. Sineması, filmleri, oyunculuğu, sanatçılığı bir yana? Allah kimsenin başına böyle bir hastalık
vermesin. Yaşayan biliyor? Benim bu haberde en çok dikkatimi çeken şey: Kadir İnanır?ın 40 yıl sonra sigarayı bırakma
kararı almış olması.

Allah korusun, insan
başına gelince anlıyor işte. Kimse kendine yakıştıramasa da, birden gelip
buluyor insanı. Sigara içenlerimize ibret olsun istedim?

Koca Kadir İnanır,
kanser olur mu ulennn??

PEYGAMBERİMİZ NASIL GİYİNİRDİ?

Acaba Peygamber Efendimiz çağımızda
yaşasaydı nasıl giyinirdi? Takım elbise giyer miydi örneğin? Şunu biliyoruz ki
Peygamberimiz yaşadığı toplumun örf ve adetlerini de dikkate almıştır. Ancak
yabancılar ve diğer din mensupları gibi giyinmemeye özen göstermiştir.
Efendimiz vücut hatlarını belli etmeyen, müstehcenliği önleyen ve bedeni
sergilemeyen kıyafetler giyilmesini emretmişlerdir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.)
elbisesinin temiz ve tertipli olmasına önem verirdi. Giyiminde titizdi;
elbisesini korur, dağınıklıktan hoşlanmazdı. Yeni bir elbise giydiğinde Allah?a
hamdeder ve elbisenin hayra vesile olmasını dilerdi.

Hz. Peygamber (s.a.s.) Alacalı, desenli, göze batan çiğ renkte elbiseler
giymekten kaçınırdı. Demek ki Efendimiz, estetiğe önem veriyordu.

Elbisesiyle övünmez, bu konuda lüks ve israfa kaçmaz­dı. Çünkü ona
göre elbise ?Sıcaktan, so­ğuktan
korunmaya, insanlarla ülfete, toplum içine girmeye ve hizmete vasıta? idi.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.)?in giyecekle ilgili tutu­munu:
?Temizlik, tertiplilik, estetiği
gözetme, kendine yakıştırma, sadelik ve ihtiyacı karşılama? olarak
özetleyebiliriz.

EN AĞIR BEDELİ KADINLAR
ÖDÜYOR

Bugün Dünya Kadınlar
günü. Tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar gününü kutluyorum. Böyle bir günde
onları hatırlıyor olmamız bizim için en büyük ayıptır aslında. Onlar olmadan
hangi günümüzü yaşayabiliriz ki? Onlar olmadan her günümüz eksik, hayatımızın
her anı anlamsız.

Hayatın bir yarısı erkekten diğer yarısı kadından
oluşmasına rağmen maalesef çoğunlukla ezilen, adaletsizliğe uğrayan, işten
atılan, iftiraya uğrayan kadınlar oluyor. Her gün üst üste kocaları tarafından
öldürülen kadınların haberleri düşüyor ajanslara. Sözde Sevgililileri
tarafından bedenleri parçalanan nice Münevverler, Semalar, Sinemler? Müge
Anlı?nın programına malzeme olan nice kayıp kızlar? ?Ben karımı seviyorum?
diyerek, sevdiği eşine kıyan, kocalar?

Ulusal
Kadın Ajansının hazırladığı bir rapor var. Rapora göre Kadınlar çatışma ve felaketlere karşı erkeklerden daha
dirençli ve esnek. Savaş ve kavgalarda, ölüm ve boşanmalarda en çok acıyı
kadınlar çekiyor. En çok kadınlar mağdur oluyor. En büyük bedeli kadınlar
ödüyor. Her şeye rağmen tüm bunlara göğüs gerip yaraların sarılması için en çok
çaba sarf eden yine kadınlar oluyor?

KADINLIĞINI ŞEHİT VERENLER

Dünya kadınlar gününde, dünya kadınlarının başına
neler geliyor ? İşte bu konuda size fikir versin diye yaşanmış tarihi bir
hikaye paylaşacağım. Bosna-Hersekte Sırp saldırısı sırasında tecavüze uğrayan
bir Boşnak kadını. İstenmeyen gebelik sonucu Dünyaya getirdiği oğlu. 18 yaşına
gelmiş bir savaş çocuğu. Evladına hiçbir
zaman anlatamadığı hikayesini, çileli anne şöyle anlatmış:

29 yaşındayken
Bosnanın doğusunda, bir köydeki evimden Sırp askerleri tarafından kaçırıldım.
450den fazla diğer Boşnakla birlikte bilmediğimiz bir yere götürüldüm.?

Kadınlar, erkeklerden
(ki bunlardan çoğu hiçbir zaman tekrar görülmedi) ayrılarak tecavüz evi
haline getirilen evlere hapsedilmişti.

? Altı sırp erkek tarafından tecavüze uğradım. Perişan ve kan-revan
içinde bir nehir kenarına bırakıldım.?

Onu bulan Boşnak köylüleri, kendisine kıyafet ve
barınak vermişti. Takip eden bahar aylarında o, bir erkek çocuğu dünyaya
getirdi. Elinden alınan bebeğini 7 ay sonra bir hastanede bulabildi.

1994de bir ofiste
temizlik elemanı olarak iş bulan ve 1998de bir arazi satın alarak, kendi
başına, bağışlanan malzemelerle bir ev inşa etmeye başlayan Boşnak kadın,
1999da evine taşındı ve o zamandan beri babasını hiç bilmek istemediği oğluyla
birlikte burada yaşıyor. Oğluna
babasının öldüğünü söylüyor. Ve şehit askerlerinin mezarını gösteriyor. Öyle ya
O da vatanı ve dini için kadınlığını, anneliğini şehit vermişti.

RAHAT BİR UYKUNUN TILSIMI PİJAMA

İngiltere?de 2 bin kişi üzerinde yapılan araştırma
göre, geç vakitte yemek yemeyen ve son çayını 21.00?de içenler daha rahat
uyuyor. Daha ilginç olanı; Pijama giyenler de rahat uyuyor?

Araştırma sonucuna göre, kaliteli bir gece uykusu
almanın yolu; uyku öncesi yapılan hazırlıklardan geçiyor. Zira, ertesi gün
yaşanan yorgunluk hissi de büyük ölçüde uykunun iyi alınmamasından
kaynaklanıyor.

Araştırmaya göre, gece iyi uyuduğunu söyleyen
katılımcıların ortak noktası şu: uyku öncesi mutlaka dinlenmek için kendilerine
süre tanımaları. İyi uyuduklarını belirtenler, ayrıca uykudan önce çay
içtiklerini, pijamalarını giydiklerini ve en geç 10.00?da yatağa girdiklerini
söylüyor.

Kitap okumak, televizyon izlemek gibi uyku öncesi
dinlendirici faaliyetler, sağlıklı bir gece uykusunun olmazsa olmazları?