Tüm derdim, gençleri milli kültürümüzden uzaklaştıran sebepler nelerdir sorusu üzerine düşünüyor olmam.

Gençlerin, takipçileri çok olan 3-5 sosyal medya youtuber ya da fenomeni izleyip arkasından "herkes böyle yapıyor" cümlesine sığınıp tavır geliştirmeleri beni dertlendirdi.

Gencin hayal dünyası çok geniş olsa bile heyecanı ve arzuları kendisini sınırlamaktadır. Gerçekte yanlış olup insan oğlunun yapmak istediği bir şeye meşruiyet kazandırmak istemesidir ortaya koyulan mazeretler.

"Herkes böyle yapıyor" cümlesi dünya üzerinde asla gerçek olmayacak bir cümledir. Belki bunu söyleyen de biliyordur ya da yapmak istediğinin heyecanıyla sadece engel olmak isteyenlere geçerli bir mazeret sunuyordur.

Kısacık bir tefekkürden sonra çapı çok geniş ama etki alanı sadece karşıdakini ikna etmeye yetecek kadar olan bu cümlenin asıl mağduru kendisidir.

Biz biraz daha kitaptan bakarak şöyle diyelim... "İnsanların çoğu hüsran içindedir" buyuran Rabbimiz, bize kalabalıkların kalite kaybına uğrayabilecegini haber veriyor. Hani pazarda, bol olan meyve sebze fiyatı düşük; az olduğu zaman fiyatı yüksek olabiliyorsa aynen bunun gibi... İnsanlar içinde sayıları az olan takva sahibi insanlar, alim insanlar, ilmi ile amel edenler her yerde görülebilecek kadar çok değiller.

Sosyal medya hesaplarından dünyayı izleyen dar görüşlü gençler Mevlana'nın sinek metaforuna benziyor. Sadece gençler değil belki birçoğumuz da böyleyiz. Sineğin biri sokaktaki idrar birikintisindeki saman çöpünün üzerine konup haykırmış: "İşte derya, işte kalyon, işte kaptan..." deyip kendisini işaret etmiş. Sineğin ufku ömrü kadar kısadır. Lakin kendisine Rahman'ın ilmi gelmiş insan, niçin vahiyden yüz çevirir ve görüşünü daraltır.

Televizyonları biraz izlediğinizde kurmaca olduğunu bir senaryo çerçevesinde böyle davrandıklarını bilmeyi istediğimiz bazı "evlendirme, kavuşturma, cinayetleri aydınlatma" programlarına dikkat etmeliyiz.

Orada da toplumu zarara uğratan, yanlışı yaygınlaştıran, kötüyü normalleştiren bazı yaklaşımlar var ki "ama toplumda bunlar gerçekten var" dedirtiyor.

Bir kötülükten herkes ibret almaz bazıları örnek alabilir. Toplumda bir kişi yaptığında çok kınanan bir durum, tekrar edildiği zaman normalleşmeye başlar, hatta bir adım sonrası, övünç kaynağına dönüşebilir.

Dolayısıyla çürük bir toplum nasıl oluşturulur sorusunun cevabını merak edenler, ismini zikretmeyip işaret ettiğim gündüz kuşağında ekranlara yansıyan, bayanların sunum yaptığı programlardan izleyebilir. Aslında ben ne böyle programların yayınlanmasına ne de izlenmesine taraftarım.

Esas prensip olarak kötülüğün yapılması değil yayılmaması noktasında tedbirler alınması gerektiğini düşünüyorum. Şimdi her şeyi mükemmel seviyede düşünenler "ne yani şimdi kötülük yapılmasına müsaade mi ediyorsunuz?" diye itiraz etmesinler. Zira insanda nefis var ve şeytanla işbirliği yapıyorsa kötülük bir şekilde mutlaka işlenecektir. Bu mutlakiyet çerçevesinde ifade ediyorum ki kötülük/kötü ahlak herkes tarafından bilinmelidir.

Herkes öğreniyor, bilgi sahibi oluyor bu programlar vesilesiyle. Toplumumuz nasılmış, neler neler varmış" gibi cılız ve absürt sebepler yüzünden ilgili ilgisiz herkese bu anlatılmamalı ya da gösterilmemeli.

Kocasını komşusuyla aldatan kadın, çocuğunun babasının kocası olmadığını ifade eden şarlatan, sevgilisi ile bir olup kocasına tuzak kuran y*** o*** ekranlara çıkarılmak sureti ile tanıtım yapılıyorsa bunun doğruluğu ayrıca tartışılmalıdır.

Acaba şöyle bir program tertip edilemez mi temel fikir olarak. Yapılmış kötülükleri küçülterek o kötülükleri gideren güzel insanlar ekrana taşınsa. Ekranlara bir kalite, bir seviye getirirse. Herkesin bu şekilde davranması gerektiği vurgulansa olmaz mı?

"Öyle programlarda var ama halk onları izlemiyor" bahanesinin arkasına sığınmamak lazım. Sevilen sunucuların takdim edebilecekleri ve güzel kurgular yapılabilecek olduktan sonra herkes izleyebilir.

Tekrar başa dönecek olursak, özür dileyerek, dünyanın en büyük yalanı diye haber verdiğim "Herkes böyle yapıyor" cümlesindeki zokayı yutmayalım. Dünyada bu kadar özgür ve bireysel varlıklar varken hepsini yani herkesi bir yere toplamak mümkün değil. Kastedilen şeyi anlıyoruz. "Herkes"ten maksat genel olarak bir kısım insanlar demek. Kendi eylemine ya da kendi düşüncesine dayanak aramak isteyen insan, havanda su dövmek anlamına gelse de herkesi araya katıp karıştırıp haklılığını ispat etmeye çalışır