Kurşun Kalem başlığı ile de yazılar yazdım gazetemizde... Nasib oldukça da yazma niyetindeyim inşallah...

2 yıl önce yine bu günde, 25 Kasım'da şu yazıyı yazmışım:

25 KASIM 2011-KURŞUN KALEM

"Tanışmak sünnettir" der, büyükler. Sohbette sözden önce isimler söylenir. "Gelin tanış olalım" diye başlarlar söze. Büyüklerden aldığım dersle ben de ilk derslerimde kendimi tanıtırım önce.

Şimdi de aynısını yapacağım.

Bu köşede bu isimle ilk yazım. Özellikle 24 Kasım tarihini bekledim. Çünkü bu köşede daha çok öğretmene ve eğitime dair yazılar yazmayı düşünüyorum.

Bir Öğretmenim Ben.... Kendimi bildim bileli öğretmenim. Hata ve kusurlarımla, günah ve yanlışlarımla öğretmenim. Önce kendime öğretiyorum. Öğrenciyim bu anlamda... Kaderim kitap ve kalemle çizilmiş görünüyor.

İlk öğretmenlerim anne ve babam oldular. Sonra öğrendim ki; hayatın kendisi öğretmen. Bunu öğrendiğim günden beri muhatap olduğum her insanı öğretmen bildim. Küçük bir çocukla konuşurken bile; acaba bana ne öğretmek istiyor, diye dinledim.

Anne babam küçük yaşlarda kitap okumayı sevdirdi bana. Bir çarşı dönüşü uğradığımız kitapçıda ilk bana aldıkları kitap; "Dini Hikayeler" ismini taşıyordu. Hala saklarım bu kitabı. İlk göz ağrım O.

İşte o günden beri Dünyadan en çok kitapları seviyorum.

Evimi taşırken hamallar, en çok kitaplarım yormuştu onları. Mahcup olmuştum, binlerce kitabım var diye. Halbuki hep gurur duydum onlara sahip olduğum için. Bana hiç yük olmadılar. Evimde, elimde fazlalık olmadılar hiç.

GÖÇMEN ÇOCUĞUYUM

Göçmen çocuğuyum. Köylüyüm aslında. Çocukluğum koyun peşinde geçti. Çobanlıkta öğrendim ilk bu mesleği. Büyük Dedem ilk öğretmenlerimden biridir. Mekanı cennet olsun, hikaye dinlemeyi ve anlatmayı O'nunla sevdim ben.

Sonradan şehir görmüşüm. Mahmudiye Mahallesi çocuğuyum. İlkokulu Şükrü Nailipaşa İlköğretim Okulunda okudum. İlk öğretmenimin ismi Hasan Dörtyol'du. Çok iz bıraktı bende. Sonra izini kaybettim. En son izmir'de yaşadığını duydum. Sonra Facebook aracılığı ile ulaştım kendisine...

Hasan Dörtyol hocam ders başarımın yanında sanatçı olmamı da isterdi. Sesimi ve folklor yeteneğimi desteklerdi. Bana saz ve gitar öğretmek de istemişti. Nasib olmadı.

Ben ise evinde gitar, hala gitar çalmayı öğrenmeyi hayal ediyorum. Üstelik Hasan Cihat Örter hatırası; Gitar Eğitim Setine sahibim... Yapılacaklar listesinde yarım duruyor bu konu.

Öğrenmek istediğim ne kadar çok şey var...

Sonra Fehimdar Ocaklı oldu öğretmenim. Sosyal ve sözel yeteneğim o yıllarda gelişti.

Öğretmenlerim İmam Hatip Lisesine gitmemi istememişlerdi ama ben anne babamın da yönlendirmesi ile İmam Hatipli oldum. Olduğum için de gurur duyuyorum.

Annem ne çok doktor olmamı isterdi. Ama matematik öğretmenimin katkıları ile uzağında kaldım bu hedefin.

Ahmet Taştan Hocam'ın öğrenci olduğu yıllarda, biz de O'nun öğrencisi idik. Önce leblebi sonra ilim sunardı bize.

Sonra Rahmetli Yusuf Adalan Hocamın yaramaz öğrencisi oldum. Mekanı cennet olsun, çok emeği ve hakkı var üzerimizde... Cemiyet ve Vakıf insanı olduk bu güzel insanların dizi dibinde...

Milli Gençlik'te Vakıf ve hizmet geçmişim de, öğretmenlik ve öğrencilik hayatımda çok önemli bir yere sahip.

Şükrünaili Paşa okulundaki ve İnegöl İHL'deki her bir öğretmenimi de saygı ve şükranla anıyorum bu vesile ile...

RADYO GENÇ SES VE ALTIN NESİL

Lise yıllarımın sonlarında; Radyo Genç Ses , ayrı bir okul oldu benim için. 90 yıllarda iz bırakan bir yayını oldu Radyomuzun. İdris Köroğlu, Hüseyin Özkan, Necati Barışman, Burhan Alıcı gibi iş adamları Radyonun bir aile okulu olduğu bilinciyle kurup yaşatmışlardı Genç Ses Fm'i...

(Dershaneciliğin tartışıldığı bu günlerde Yeşilırmak Dershanesindeki öğretmenlerimi ve Dershane bursumu karşılayan hayırsever Bayrak ailesini de hatırlamayı bir borç kabul ediyorum.)

Sonra Üniversiteli olduk. Ama kopamadım İnegöl'den. Her gün Bursa İlahiyat Fakültesine gidip geldim. Üniversiteden anmam gereken o kadar çok isim var ki. Onlar da şükran listemde kayıtlı.

Mezun olduktan sonra siyasetle, iş hayatıyla ve evlilikle tanıştım. Bir ara Üniversite mezunu gazete dağıtıcısı idim. Hala kayıtlı bende, borcunu ödemeyen abonelerim. Onlar da bana ticareti öğretti. Hayatın gerçekleri karşısında ilk defa Milli oldum böylece...

Radyomuzun müteşebbis iş adamları bugün ki İnegöl Spor Başkanı İlhan Korkmaz'dan İnegöl'ün ilk özel okulu Altın Nesil'i devralarak büyütmüşlerdi. İlk resmi öğretmenliğime bu okulda başladım.

Yöneticilerimiz Necati Barışman, Adnan Koşarer, Osman Düzenli, Tamer Uşak, Personel müdürümüz İlker Akgüller, Okul Müdürlerimiz, A.Çetin Gürkök ve Ahmet Cangüloğlu'nun şahsında tüm Altın Nesil camiasını saygı ve şükranla anıyorum.

Bu özel kurumda satranç öğretmenliği, Bilgisayar öğretmenliği ve Din Kültürü Öğretmenliği yaptım. Burada; "Uçan Balonla Peygamberimize Mektup" ve Ertan Sütçü Hocamla gerçekleştirdiğimiz "Türkiye Satranç Şampiyonası" gibi etkinlikler var unutulmaz hatıralar arasında...

İNEGÖL BASINI VE BELEDİYE

Bu dönemde Genç Gazetede müstear isimlerle yazılar yazdım. Genç Gazete de, medya özelliğinin yanında bir okul oldu aslında. Aynı anda Radyo Genç Ses'te programlarımız devam etti.

M.Hanefi Yıldırım, Ömer Şen, Şerif Gürbaş, Hasan Özdemir ve Fikret Bayram'ın şahsında tüm basın mensuplarını da saygı ve şükranla anıyorum.

Basın camiası ile tanışıyor olmamız ve medya tecrübemiz bizi İnegöl Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü'ne taşıdı. 4 seneye yakın yoğun ama keyifli bir tempo ile hizmet etme imkanı buldum, çok şey öğrendim burada.

İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın şahsında kendileri ile çalışmaktan her zaman mutluluk duyacağım Belediye Personelini saygıyla anıyorum.

Tabi siyasetin ve basın camiasının içinde olmak, kendi çapında sahne ve radyocu geçmişine sahip bulunmak, "şöhret afettir" misali yıpratmadı değil bizleri. Kimi için öğrettiklerimizle örnek olduk, kimi için de öğretemediklerimizle... Hakkındaki dedikodu ve iftiralar ile örnek ve nasihat olan Hz. Aişe annemiz misali olmayı ne çok isterdim...

Her şey iyi bir dersti aslında. Hem öğrendik, hem öğrettik. Sevaplarını ve günahlarını benimle paylaşan herkesi saygıyla anıyorum. Birlikte verdik imtihanımızı. Hakkım kalmışsa her kime helal ediyorum, her şeye rağmen...Helali hoş olsun herkese...

Memuriyet, kadro vb mesleki prosedürler sonucunda KPSS gibi bir tezgahtan geçtik. Şu anda Edirne'de kadrolu öğretmen olarak görev yapıyorum. 1 yılım tamamlanmak üzere burada. Niyet yaz ataması İnegöl'de olmak tekrar, nasipse...

Dün öğretmenler günü töreninde, yemin için sahnedeydik. Artık yeminli öğretmenim anlayacağınız. Dönmeyi düşünmüyorum bu yoldan.

Evliyim.1+2 kızlarım var. (İkiz kızlarımı +2 diye söylüyorum.) Ben herkesten önce kızlarımın öğretmeniyim.

Yabancı Dil olarak hala İngilizce ve Arapça'nın öğrencisiyim.

HEM ÖĞRENCİYİM HEM ÖĞRETMEN

Öğrenciliğim ve öğretmenliğime dair, aklıma gelenler bunlar şimdilik. Hayat öğretmeye devam ediyor.

Çoğunuzla tanışıyoruz aslında. Her biriniz çok şey öğrettiniz bana...

Niyetim; ne kurşun sıkmak kimseye, ne de kalem sokmak gözlere...

Nasib olursa her hafta Gazetemizin köşesinde öğrenmeye ve öğretmeye devam edeceğiz. Aynı zamanda İnegöl Ticaret Lise'sinde hem öğreniyorum, hem de öğretiyorum. Okulumuzun değerli idareci ve öğretmenlerini de saygı ve sevgiyle anıyorum.

Yazımın sonunda tüm fedakar ve saygıdeğer öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum.

Öğretmen olmam vesilesi ile öğretmenler günümü kutlayan tüm dostlarıma ve öğrencilerime çok teşekkür ediyorum.

Ve can sahibi herkes, değerli okuyucularımız, yazılarımla da olsa muhatabım sizlerle. Hak doğuyor aramızda bir anlamda.

Musalla taşında bekleyen cenazeye helallik istenmesi gibi helallik istiyorum kendime...

Selamın okunduğu günde "İyi bilirdik" hüsnü zannınıza ulaşmak isterim.

Görüşmek üzere...

Yaşam sevinciniz eksik olmasın...

.