8. Ebediyyet yurdunda iki nihai durak var. Ebedi mutluluklar yurdu Cennet ve "ölümü bile aratacak" (Zuhruf, 74-77; Fatır, 36) her türlü felaketin merkezi "azab dünyası" Cehennem. İnsan cennetini de bu dünyada inşa edecek, cehenneminin ateşini de bu dünyadan götürecek.


9. "Ölümü ve hayatı Yaratan Kudret", "Müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın." (en-Nisa, 165) buyuruyor. Peygamberler Cennetin yolunu gösteren ve Cehennemin yoluna karşı uyaran ilahi mesajlarla geldiler ve insanlara önderlik ettiler. Son ilahi mesaj, Hazreti Muhammed salllahü aleyhi ve sellemle gelen Kuran-ı Kerimdir. Cennet yolculuğuna çıkacak olan da orada yol işaretlerini bulur, Cehennem'den sakınmak isteyen de. Hatta belki "Bize ateş sayılı günler dışında dokunmaz" diye avunan da. (Ali İmran, 24)


10. O gün hüküm Allah'ındır. (En'am,62) Cennet yolculuğu da O'nun hükmüyle başlar, Cehenneme doğru götürülüş de. Herkes yaptığının karşılığını alır, hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmaz. "O gün, insanlar amellerinin karşılığını görmek için, fırka fırka hesap yerine giderler. Kim zerre miktarı kadar hayır işlemiş ise, onun mükafatını görür. Kim de zerre miktarı bir kötülük işlemiş ise, onun cezasını görecektir." (Zilzal, 6-8)


11. Cennetin bedeli... Allah'ın kitabında, Rasulullah'ın hadis-i şeriflerinde bir yol haritası halinde insanın önüne konmuştur. İnsanoğlu "Ben ne yapsam da ebedi mutluluk yurdunun yolunu bulsam" ya da "hangi adımlarım beni ateş çukurunun kenarına götürür?" gibi bir şaşkınlık içinde bırakılmamıştır. Hatta lutf-u ilahi o kadar büyük ki, insanı, kainatı, cenneti de bizatihi yaratmış olmasına rağmen, adeta insana "Cennet borçlanması" akdini ifade buyurmaktadır. "Şüphesiz Allah, mü'minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. ...... Kimdir sözünü Allah'tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük kurtuluştur." (Tevbe, 111) Mesele canları, malları Allah için kılmakta toplanıyor. İnsan dünyada canını ve malını Allah yoluna koyacak, Allah Teala da ona cennet ödülünü hazırlayacak. Oysa can ve mal da gerçekte insana Allah'ın lütfundan ibaret.


12. Canı ve malı Allah için kılmak ne demek? Bu, en temelde, Fuzuli'nin "Canı canan dilemiş vermemek olmaz ey dil - Ne niza' eyleyelim ol ne senindir ne benim." dediği gibi bir hassasiyet sahibi olmak demektir. Bu ana hassasiyet üzerine bir hayat disiplini oluşturulabildiği takdirde insanın uykusu bile cennet yolculuğunun bir merhalesi haline gelebilir. Kur'an'da müteaddit ayetlerde cennet ufkuna yürüyüşte ana şahsiyet çerçevesi "İman ve salih amel" üzerine oturur. "İman edip salih ameller işleyenler ise, Rablerinin izniyle içinde sürekli kalacakları ve altından ırmaklar akan cennetlere konulurlar. Oradaki dirlik temennileri "selam!"dır. (İbrahim, 23) İman, bütün varoluşu Allah'a has kılmak ve "O'ndan geldik, O'na döneceğiz" idrakini bir kalb kıvamı haline getirmek demektir. Salih amel ise, bütün bir hayatı Allah'ın razı olacağı davranışlar bütünü halinde yaşamak anlamına gelir. Bu, Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz'in "Hasüne islamuhu - Müslümanlığı güzel oldu" diye niteleyeceği yaşama çerçevesi demektir. İbadet, ahlak, muamelat diye tasnif edilen hayat alanlarında Rabbin hoşnutluğunun gerçekleşmesi hadisesidir. Buradan bakınca, susuz kalmış köpeğe su vermek de insana cennet yolunu açacaktır, ailesiyle yaşadığı hayat da, bir yetimin başını okşamak da, yoldan insanlara eziyet veren bir şeyi kaldırmak da, güzel söz de, bir mü'minin gönlüne sevinç taşımak da, tebessüm de... Ve tabii ilay-ı kelimetullah için can bedelini ödemek de, malını mülkünü bezletmek de...


"Allah'a karzı hasen (güzel borç) verin..." (Müzzemmil, 20) buyuruluyor Kur'an'da. Yani nesi var nesi yoksa insana Kendisi verdiği halde Allah Teala, insanın, ihtiyaç sahiplerine yaptığı yardımı "Allah'a verilmiş borç" gibi takdim ediyor. "Sadakaları Allah alır" buyurarak, insanın fakire herhangi bir iyiliğin, adeta Allah Teala'nın eline verilmiş olduğunu bildiriyor. Sonra gün geliyor, kulluk sınavını vermiş olanlara Allah Teala "Girin kullarım arasına ve girin cennetime" diye sesleniyor. Güzel borç, en güzel şekilde "Cennet bedeli" halinde ödeniyor.


Ne mutlu kulluk imtihanını tamamlayanlara ve cennet bedeline kavuşanlara.

Altınoluk Dergisi 361.sayı