Sonbahar. Ormana, ağaca, toprağa aheste inen hazan.

Dallarından ve köklerinden aldığı güçle heybetini gelen geçene gösteren çınarların altında, kurumuş yaprakların kapladığı uzun ve inceden yolda yürüyoruz. Yaprakların çıtırtısı ve hafifliğini adımlarımızın ardında bırakarak güneşin batarken ufukta alev alev yandığı guruba doğru yürüyoruz. Hemen her şiirinde akşamı yazan Haşim'in şiirleri dudaklarımızda. Hazan mevsiminde hüzün şiirleri. Akşam, yine akşam, yine akşam / Bir sırma kemerdir suya baksam.

Sonbaharın en güzel şarkısını kuşlar söyler. Kuşlar ki cıvıltılarında hep bir telaş. Kuşlar ki akşam indikçe, akşama döndükçe... Akşam, yine akşam, yine akşam / Göllerde bu dem bir kamış olsam.

Sürekli bir oluş ve ölüşün döngüsünden başka neyi terennüm eder ki bize kuşlar, bize akşam, bize hazan! Nereye baksak biz faniler için çizilen resimdir gördüğümüz. Bize aczimizi fısıldayandır tablodan yansıyan.

Ne güzel bir beyitle başlar Hüsn ü Aşk adlı mesnevisine Şeyh Galip: Hamd ana ki kıldı halka rahmet / Tahmidde acze verdi ruhsat. Günümüz Türkçesiyle ifade edersek: O'na hamdolsun ki hamdetmede aczimize ruhsat vererek bize rahmet kıldı.

Yola bu aczin idrakiyle çıkanlara selam olsun. Hep yoldayız, yoldayız ve yolcuyuz.

Yollar

Ki gider kimsesiz, tehi, ebedi,

....

Onlar

Hangi bir belde-i hayale gider,

Böyle sessiz ve kimsesiz şimdi?

Hep yoldayız, yoldayız ve yolcuyuz. Yoldaki işaretleri okuyabilme bilgeliğine götürebilmişse bizi adımlarımız; adımlarımızın ardından kapısına dayandığımız akşam; hüznünde bir derviş edasıyla boyun büktüğümüz hazan; ne mutlu bize, heybemiz dolu demektir.

NOT: Bu yazının beni Yahya Kemal'in Sonbahar adlı şiirine götürdüğünü düşünüp bu şiirle yazımı nihayetlendirmek üzereyken sevgili dostum Edebiyat Öğretmeni/Yazar Hasan Özkılıç giriverdi odama. Ben de henüz tamamlanmamış bu yazımı ve sonra da Yahya Kemal'in Sonbahar adlı şiirini ona okudum. Benden sonra da hocam bu yazının kendisini Yahya Kemal'in Hazan Bahçeleri'ne götürdüğünü söyledi. Birlikte okuduk. Böylelikle Hazan Bahçeleri ile yazıyı nihayetlendirirken yazıya başlık da yine bu şiir oldu vesselam.

HAZAN BAHÇELERİ

Kalbim yine üzgün, seni andımda derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden

Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördümki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden