Bizim olmadığımız bir dünyada insanlar sanki aynısı 100-200 yıl sonra kendi başlarına gelmeyecekmişçesine aşık olacaklar, günlük hayatın meşguliyetine takılacaklar, trafiğe küfür edecekler, birbirlerinin dedikodusunu yapacaklar, insanların kendi haklarında ne düşündüğü konusunda endişe edecekler.

Bu dünyadan gelip geçen sonra da acısıyla tatlısıyla her şeyi geride bırakıp kemik yığınına dönüşen ve bundan 100 yıl sonra kimsenin ismini bile hatırlamayacağı insanlar olarak bugün insanların ne düşündüğünü, kimin ne diyeceğini neden takarız ki.?

Hadi diyelim en başarılı, en mutlu, en muhteşem insan sensin ve herkes bunu kabul etti. yüz yıl sonra sen de o insanlar da ortadan kalkmış olacak. ya sonra? Seni de o insanları da kimse hatırlamayacak, hayat aynen devam edecek.

O tasarım harikası muhteşem vücutlarımızdan geriye kemik yığını kalacak, belki o bile kalmayacak. İnstagram, facebook hiçbirinin hiçbir önemi kalmayacak. Yediğimiz en lezzetli yemekten, dinlediğimiz en muhteşem şarkıdan, aşık olduğumuz en mükemmel insandan geriye hiçbir şey kalmayacak.

Roma imparatorluğunun 2 bin yıl önce girdiği bir savaşta ölen 30 bin askerden geriye ne kaldıysa bizden geriye de o kalacak. avrupa'da veba salgınında, çin'de açlıktan, kuzey amerika'da sarılıktan ölen milyonlarca isimsiz ve cisimsiz insandan geriye ne kaldıysa bizden de geriye o kalacak.

Hani bir söz vardır: "mezarlıklar yerlerinin doldurulamayacağını düşünen milyarlarca insanla doludur" der. işte aynen öyle. Bugün mezarlıklarda bekleyen milyonlarca insanın ziyaretçisi bile yok çünkü onları ziyaret edecek olan insanlar bile yüzlerce yıl önce kendi mezarlıklarına yerleştirilip kendi ziyaretçilerini beklemeye başlamışlar.

Bundan bin yıl önce yaşamış insanların kaçının ismini hatırlıyoruz? Bundan bin yol sonra da o kadarımızın ismi hatırlanacak (ki o bile şüpheli).

Bugün hayattaki en büyük derdiniz ne? Düşünün İşte o derdi çoktan unutmuş olacaksınız. o derdin zerresi bile kalmamış olacak. Kendisinden kurtulmak, kaçmak istediğiniz sorunlar sizi çoktan terk etmiş olacak çünkü artık siz olmayacaksınız, biz olmayacağız. Hayatta uğradığınız haksızlıklar, başınıza gelen musibetler, yaşadığınız kötü anılar, işten kovulmanız, terk edilmeniz, aldatılmanız, hiçbirini düşünecek vaktiniz olmayacak çünkü siz de olmayacaksınız. Bugün hayattaki en büyük mutluluk kaynağınız ne? o da gitmiş olacak. siz artık yoksunuz, sizin için de hiçbir şey yok. evren için siz, sizin için evren artık yok. hiç olmadı, hiç de olmayacak. Sizin için dünya, dünya için siz hiç olmadınız ve yoksunuz.

Pazartesi sendromu da yok, tatil heyecanı da yok, bayram da yok, artık hiçbir şey yok. şu anda pencerenin kenarında durup içeri girmeye çalışan bir karınca veya meyve ağaçlarının üzerinde kanat çırpan bir arı dünyada ne kadar varolduysa, ne kadar yer kapladıysa, dünya için ne kadar önemliyse, dünyada ne kadar iz bıraktıysa biz de bundan

100 yıl sonra o kadar yer kaplayıp o kadar, belki de daha az, iz bırakmış olacağız. Bugün mezarlıklarda yüzlerce, binlerce yıldır yatan insanların zamanında kim bilir ne dertler, ne hayalleri, ne umutları, ne korkuları vardı. hepsi yaşadığı dönemde o akşam ne yiyeceğini, o gün ne giyeceğini düşündü. hepsi günlük işlerle, borçla harçla ilgilendi ve meşgul oldu, sonunda hepsinden geriye bir yığın kemik dışında bir şey kalmadı. Bizden geriye de bir şey kalmayacak.

Bu yüzden hayatta belli başlı ayrıntılara takılıp insanlarla polemiğe girmek, saçma sapan şeylere üzülmek, eski şeylere takılmak bana boş geliyor. Eninde sonunda bize ayrılan süre bitecek ve geride hiçbir şey bırakmadan sanki hiç yaşamamış gibi bu dünyadan göçüp gideceğiz işte.