Yüce Rabbimiz bizlere çok nimetler vermiştir."O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız" (İbrahim,34).Bu nimetlerin yanında bazı sıkıntılarla da Rabbimiz bizleri imtihan etmektedir:" Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belaya çarptırılıp imtihan ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar."(Tevbe,126).

Bu imtihanların başında "HASTALIK" imtihanı gelmektedır. Hastalık insanın ruh ve beden sağlığını bozan bir durumdur. Bir şekilde hastalığa maruz kalan bir insanın yapması gereken birtakım görevler bulunmaktadır. Böyle bir kimsenin ilk görevi, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmak, teşhis, tedavi gibi maddi tedbirleri almak olmalıdır. Bununla beraber bu hastalığı bir tür imtihan vesilesi görüp bunları sabır, metanet, tevekkül ve teslimiyetle karşılamalıdır.

Bir musibetle karşılaşan müminin bunun için sabır ve dua ile Allah'tan yardım istemesi ilahi bir emirdir (Bakara,153). Hz. Eyyub'ün (as) çok ağır bir hastalık karşısındaki tavrı Kur'an-ı Kerim'de bu konuda müminlere örnek olarak gösterilir. Onun, "S?u?phesiz ki ben (bu amansız) derde uğradım, Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin" (Enbiya,83).şeklindeki niyazı Allah tarafından kabul edilmiş ve sabrının mükafatı olarak sağlığına yeniden kavuşturulmuştur.

Öyleyse her Müslüman, öncelikle ruh ve beden sağlığını birtakım hastalık ve rahatsızlıklara karşı korumak ve bunun için elinden gelen her türlü önleyici tedbire başvurmak zorundadır. Önce tedbirimizi almalıyız sonra da şifayı Rabbimizden beklemeliyiz."Hastalandığımda da O bana şifa verir."(Şuara,80).

Hayatın zorluklarından bir tanesi de "YAŞLILIK"tır. Kur'an yaşlılığı, ölüm gibi insan hayatının tabii bir parçası olarak görmektedir. Çocukluk döneminin güçsüzlüğünü gençlik ve yetişkinlik dönemi izlemektedir. Bu gerçek Kur'an'da şöyle ifade edilmektedir: "Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren Allah'tır. O dilediğini yapar." (Rum, 54).

Kur'an, yaşlılık dönemine ulaşan bazı insanların birtakım zorluklarla karşılaşabileceklerini haber verir: "Sizi Allah yarattı; sonra sizi vefat ettirecektir. Daha önce bilgili iken hiçbir şeyi bilmez hale gelsin diye sizden bazı kimseler ömrün en güç çağına kadar yaşatılacaktır." (Nahl, 70) "Ömrün en güç çağı" olarak bahsedilen yaşlılık döneminde, bu tür problemler yaşlılar arasında yeterince yaygın olabilmektedir.

Sevgili Peygamberimiz (sav) çoğu zaman, ömrün sonundaki bu güç yitiminden Allah'a sığınır ve şöyle dua ederdi: "Ey Rabbim! Cimrilikten,ömrün sonundaki düşkünlükten, yalancıların yanıltmasından, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım."

İnsanı rahatsız eden, rahat hareket etmesine engel olan ve sağlılığına da zarar veren diğer bir sıkıntıda "AĞIRLIK (FAZLA KİLOLAR)"dır. Kilo almaya sebep olan etkenlerin bazılarını kısaca şöyle sayabiliriz:

-Yanlış ve düzensiz beslenme alışkanlıkları,

-Hormonal hastalıklar,

-Hareketsizlik,

-Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri,

-Psikolojik(ruhsal) sorunlar.

Kilo almanın en başta gelen sebebi şüphesiz aşırı ve düzensiz yeme-içmedir.Her konuda bizlere yol gösteren İslam Dini bu konuda da önemli prensipler ortaya koymuştur.Kur'an'da Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:" Ey Ademoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez."(A'raf,31).

Sevgili Peygamberimizin (sav) şu Hadisini sanırım duymayan yoktur: "Ademoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Oysa ki Ademoğlu için belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Şayet mutlaka yemesi gerekiyorsa, o zaman (midesinin) üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırsın".

UNUTMAYIN:Dünya imtihan dünyasıdır.Nimetlerde külfetlerde insan içindir.Bizler Allah ve Resulunun (sav) sözlerine kulak verirsek sıkıntıları daha az zararla atlatırız inşaAllah.