Hasan Kandemir abiyi çocukluğumdan beri tanırım. Radyoculuk yaptığım yıllarda, daha yakından tanıma imkanım olmuştu. Ses ve görüntü teknolojisini, İnegöl'de ilk takip edenlerden biridir. Geçtiğimiz günlerde, Keles İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atanan Aydın Narin ile bu konuda ortak bir mazileri olduğunu biliyorum.

Hasan Kandemir abiyi, Belediye'de Basın Halkla İlişkiler müdürü olarak çalıştığım yıllarda, Zabıta Hasan abi olarak da tanıma imkanı buldum. Hasan Kandemir'in ne kadar mütevazı, ne kadar güzel bir insan olduğuna hep şahit oldum.

SİVRİ KAYA İLE ÇIKIŞ YAPTI

Sonraki yıllarda özellikle görüntü teknolojisinde çok ilerleme gösterdi. Sivri Kaya filmi ile adından söz ettirdi. Malumunuz daha sonra da Secret of Prusa projesi ile gündeme geldi. İnegöl'ün en kaliteli belgesellerine imza attı. Ulusal çapta çekimler yaptı. Özellikle Drone (hava) çekimleri konusunda, şu anda İnegöl'de tek isim.

Kısıtlı ve yerel imkanlarla ortaya koyduğu bu eserler, sinema tarihinde yerini aldı. Şüphesiz, İnegöl'ün de kültür tarihinde de ismi hep var olacaktır.

Peki bu kadar anlamlı bir çaba, bu kadar özel bir isim, İnegöl'de yeterli desteği bulabildi mi?

Hasan Kandemir'in son günlerdeki sosyal medya paylaşımlarına bakılırsa, cevap: Hayır...

KANDEMİR'İN İSYANI

Kendi tabiri ile köyün delisi rolünü üstlendi. Kimi ciddiye almadı. Kimi gülüp geçti. Kimi hakkını yedi. Ama o sabırla, yılmadan İnegöl'de bir şeyler üretmeye çalıştı.

Üretti ama bir yere kadar. İnsan hep kendinden, hep ailesinden, hep cebinden ne kadar harcayabilir. Üstelik başkaları için ne kadar borcun ve yükün altına girebilir?

Ve sonunda Yönetmen Kandemir; projelerine destek verilmemesine, üstelik emeğinin karşılığını alamamasına adeta isyan etti.

Kandemir abinin derdi şu: "Halkımızdan ve çarşı esnafımızdan bazıları müstesna karınca kararınca destekler alarak yolumuza devam etmemize rağmen asıl desteğini umduğumuz noktalardan ya hiç ilgi görmedik, ya da ödeme konusunda en son onlarda takıldık. Hem de projelerimizde özel yerler ayırmamıza rağmen. Durum böyle olunca anladık ki ya biz bu işi beceremiyoruz, ya da bizim bu işi sürdürmemizi birileri kesinlikle istemiyor"

"Bizden bütçesiyle proje üretmemizi isteyen herkese kapımız açık. En kaliteli işi üretip sunmak için elimizden ne geliyorsa sunmaya devam edeceğiz. Lakin tarafımızca proje üretilmeyecektir. İnegöl'ün bazı kesimi, markaları ne özveriyi ne de fedakarlığı hak etmiyorlar."

Kendi ifadeleri böyle. Son söz olarak diyor ki; "Beni mobilya firması falan zannettiler sanırım."Anlıyorum ki; birilerine küsmüş ama işine küsmemiş.

Ancak sonrasında Hasan Abinin Manavlar Derneği üzerinden girdiği polemik hoş olmamış. Haklı olduğu bir konuyu gölgeleyecek, gereksiz bir tartışma yaşanmış.


EĞİTİM BİR-SEN'DEN VEFA

Söz sinemadan açılmışken; İnegöl Eğitim-Bir-Sen Şubesi'nin Vefa isimli kısa filminden bahsetmesek olmaz.

İnegöl Eğitim-Bir-Sen Şubesi, Memur-Sen Konfederasyonu ve Eğitim-Bir-Sen tarafından organize edilen, 3. Vefa temalı kısa film yarışmasına katıldı. Bu Kısa film sosyal medyada büyük ilgi gördü.

Filmin oyuncuları; İnegöl Milli Eğitim ve Sağlık camiasından. Filmde, Sinanbey İlkokulundan Gürhan Dikmen ve eşi; Vehbi Koç İlkokulu'ndan Nazife Dikmen, başrol almışlar. Dikmen Ailesi umre arkadaşım olur.

Diğer isimler de hep tanıdığımız isimler; Nuh Mehmet Küçükçalık hissesinden Mehmet Sarı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden Nihat Taş, Hastane personeli hemşire Mine Ok ve Özlem Korkmaz, Barış Oruç, Bekir Aydoğan, Osman Afyon, Dinçer Demirel, çocuk oyuncular Ahmet Furkan Aktaş, Dilara Sarı ve Eğitim Bir Sen İlçe Başkanı Sinan Aktaş...

Bu kısa ama anlamı büyük film için her birini tebrik ediyorum. Okulların değerler eğitiminde de faydalanabileceği güzel bir film olmuş. Film yarışmada umduğunu bulamasa da, şüphesiz İnegöl'ün tanıtımına büyük katkı sağladı.

Filme eleştirilerim yok mu, elbette var. Eleştirilerim ben de kalsın. Ortaya konulan eserin ve emeğin yanında, bu eleştirilerimin bir önemi yok. Bu anlamlı emeği alkışlıyorum.