Her gün biraz daha zor ve dayatılan harcama ve giderlerin peşinden koşar adım yetişmeye çalışan insanoğlu bu yoğunluğun içinde ne olduğunu, ne yapması gerektiğini anlama imkanı bulamıyor.

Sürekli ihtiyacımız haline getirilen yeni ürünler.

Kendimizin ve bakmakla yükümlü olduklarımızın böyle bir ihtiyacı olup olmadığından emin olamadan yeni bir harcama kalemi ile karşı karşıya kalıyoruz.

Yani bize dayatılan bir yaşam tarzı var ve bunu biz zorla kabul etmek zorunda kalıyoruz.

Yazımızın kahramanı Hamal Mustafa (Candemir) sokağa çıkma yasağının uygulandığı bir nüfus sayımı gününde 20 Ekim 1985 tarihinde aramızdan ayrılmış bir kişi.

Yaşı 30'un üzerindekiler hatırlarlar nüfus sayımlarında sokağa çıkma yasağı uygulanırdı.

Değerli büyüğüm Nihat Memiş vasıtasıyla kendisinden haberdar olduğum Hamal Mustabey, ailesi ile birlikte 1910'lu yıllarda çocuk yaşta Bosna'dan İnegöl'ümüze gelip yerleşmiş.

Babalarını küçük yaşta kaybetmişler. Annesi ve kardeşi ile birlikte bugün "Mustafabey Sokak" adlı Boşnak Camii karşısındaki çıkmaz sokakta ömrünün tamamını geçirmiştir.

Daha ziyade fırınlara un kamyonu boşaltır, boş kaldıkça başkaca hamaliye işlerine de gidermiş. Ne verirlerse bereket versin anlayışında mütevekkil bir yapısı varmış. Biraz dikkat edildiğinde bir derinlik, bir bilgelik hissedilebiliyormuş. Ama o fark edilmemek için çaba gösterir, öyle mutlu olurmuş.

Vefatı sonrası evi boşaltılırken amcamızın iyi bir kitaplığının olduğu, Türkçe, Osmanlıca, Boşnakça-Sırpça okuyup yazabildiği ortaya çıkmış. Öyle ki kitaplar üzerinde notlar aldığı, çeviriler yaptığı, görülmüş. Komşusu Nihat Memiş'in ifadesi ile amcamız "Hamal Mustabey" rolünü bilerek isteyerek oynamıştır.

Kendisinde var olan kültür ve irfanı insanların bilmelerini sağlayıp daha önemli bir kişi muamelesi görebilir, daha iyi gelir getiren bir mesleğe de sahip olabilirmiş.

Ama yapmamış, gerek görmemiş, ihtiyaç hissetmemiş. İnsanın kendini başkalarının gözünde, akıllı, zengin, güçlü vb. kısacası önemli biri olmak zorunda hissetmemesi oldukça önemli.

Bilgelik de burada başlıyor, ister kültürel, ister irfani gerekçe ile insanın kendi değerini kendinin bilmesi ile yetinebilmesi oldukça önemli bir kişilik göstergesidir sanırım. Hamal Mustabey bize böyle bir mesaj bırakarak gitmiş bu dünyadan.

Her şeyin güç, başarı gibi kriterlerle değerlendirildiği günümüz koşullarında Mustabey gibilerin mesajı maalesef çok etkili algılanamıyor. Ama hiç değilse varlıklarından haberdar olmamız bile yaşam planlamamızda katkılı olur diye inanıyorum.