Cenazene yetişemedim. Hakkını helal et Usta...

Çok sevdiğin vatan toprağının kucağındasın.

Rabbimle vuslat' tasın...

Mekanın cennet olsun!

Hacı Nevzat Yapıcı abimle bir görüşmemizden sonra yazmıştım bu yazımı...

Hakka yürüyüşünde bir kez daha paylaşıyorum..

**********************

"Umre ye gitmiş Yavuz Turhan. Telefon edin hemen yanıma gelsin." Diye buyurmuş Hacı Nevzat Yapıcı abim.

İşi gücü bıraktım.Bir koşu yanına gittim. Elimi öpmeye kalktı.

-O mübarek yerlere el sürdün Diyerek.

İlk gençliğimin yoğun olarak geçtiği Atatürk Bulvar'ında , Avlıyanın Kahveye takıldığımız dönemde tanıdım. Sakin ve her zaman bir huşu içindeydi. Ve hala öyle...

İnegöl'ün Ressam Hacı Abisi. Çeşitli hediyelik esyanın yanında kendi yaptığı tabloları da satar, ağzından düşürmediği sigarasıyla işini zevkle yapmanın hazzını karşısındakine de yansıtan temiz esnaftı.

Her zaman bir öğretmen tavrıyla bilgiçlik taslamadan bilgisini aktarır, keyifle süren sohbetlerimize, sadece ezan sesi ve namaz ara verdirirdi.

Yıllar geçtikçe de hala içindeki heyecanı yansıtan bilgece sohbetlerimiz her fırsatta devam etti.

Kasım Efendi caddesindeki işyerinde yine mutlu bir ortamdayız. Her zaman kendi demlediği çayından birer bardak doldurdu.(Gerçekten kendi çayı.Hacı abi Rizelidir.Kendi bahçelerinden gelir çay)

Sohbetimiz Kabe'den...Medine'den...

Kendi sardığı sigaradan yaktık. Çayın da demine demine vurarak yudumluyoruz.

-Hacı Sorarlar sana; "Oralar nasıl?" diye. Sakın anlatma gitsinler yaşasınlar. Oralar anlatılmaz yaşanır.

İkinci çay ve sigaralarla devam ettik. Hacı abi de benim gibi. Kanserle boğuştu. Felç geçirdi. Bypass oldu. Bana mısın demeden hala faydalanıyor tütün denen meretten :)

Özlemiş Oraları.

-Biraz daha genç olsam tekrar görmek isterdim, diyor duygulanarak.

Yine sohbetimizi ezan sesi noktalatıyor.

"Bir daha ki keyifli derin sohbetimize kadar, Allaha emanet ol Hacı Abi."

Deyip ayrıldım..