Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'a sonsuz hamdu senalar, O'nun kutlu nebisine verdiği nimetler ve faziletler adedince salat ve selam olsun

Cenabı Hakk, insanı üç sacayağı gibi dengede yaratmıştır. Bunlar ruh, beden ve nefs'tir.

İnanç boyutunda da benzer bir üçleme vardır. Bunlar ise; İman, İslam ve İhlas'tır.

Aralarında bir bağ kurabilir miyiz?

RUH VE İMAN..

İman, kalple tasdik olunan ve hakikatin özü diye ifade edebileceğimiz kabulümüzdür. İman, kalp ile tasdik, dil ile ikrardır. Ruh hakkında ademoğluna çok fazla bir bilgi verilmemiştir. Ancak ruh bizim yaşam kaynağımızdır. Kalp durmadıkça yaşam devam ediyorsa o halde ruh için kalp vazgeçilmezdir ve bir manada ruhun bedendeki merkezi mahallidir.

Ruh duru, temiz, saf hakikattir. Yalanı kabullenemez. İmanda da şek ve şüpheye yer yoktur. Saf, temiz ve hakikatin mana boyutudur. Ruh ile iman birbirinden ayrılmayan bir bütün gibidir.

Ruh canlılık verir, enerji kaynağıdır; iman da hayata anlam kazandırır. Bu anlam hakikati kabullenişle kendini gösterir. İman ruhun yansımasıdır.

BEDEN VE İSLAM..

Beden, ruhun varlığını gösteren, görülür alemdeki emaresi, ruhun varlığının elle tutulur beyanı...

İslam, iman hakikatinin varlık alemindeki karşılığıdır. İman hakikatine erenin vazgeçilmez göstergesidir.

İlişkiyi görebildiniz mi? İman edenin hayatına bakıyorsun ibadetlerini yerine getiriyor, namaz kılıyor, orucunu tutuyor, diyorsun ki bu adam Müslüman..

İslam'ın şartlarını yerine getiriyor. Diliyle ikrar ederek imanını somut aleme taşıyor. İbadetler, imanın göstergesi bir manada.. Ya da şöyle ifade edersek insanların inançlarını ibadetlerine bakarak anlayabiliriz. Dinimizin ibadetlerini de bu bedenimiz üzerinden gerçekleştiriyoruz.

İşte Kelimeyi şahadet,namaz, oruç, hac, zekat, tasadduk..

İslam'ı kabul ediyorsan bedeninle bir zahmet bunu göstereceksin.

NEFS VE İHLAS..

Nefs, bizim sinirlerimiz arasında yer bulmuş, Cenabı Hakk'a ulaşmamızı istemeyen yönümüzdür. İçimizdeki başka bir ben değil aslında sanki bir uzvumuz.. Nefsimiz terbiye olmadıkça öze ulaşamaz. Hakikat yolcusunun içerdeki düşmanı..

İhlas, Efendimiz Aleyhisselamın tabiriyle "Allah'ı görmüyorsun ama sanki görüyormuşçasına yaşamandır." Nefsimiz bizi Allah'tan uzak kılmak istiyor. İhlas ise Allah Teala ile her an olmamızı istiyor. Demek ki nefsin terbiyesi şarttır. İhlasın önündeki engel..

Bu yönümüzü terbiye etmediğimiz takdirde yaradılış gayesine ulaşmamız pek mümkün olmayacaktır. Nefs tembellik ister, doymanın ötesinde sanki semirmek ister, eğlenceyi gırla ister, bencilliğin zirvelerini sana ihtiyaç diye yutturmak ister... (tıpkı bebekler gibi)

Ey hakikat yolcusu, bu yolda önündeki engellerin başında nefs vardır, terbiyeye ihtiyacı bulunan...

Hala karnını tıka basa doldurmaktan haz duyuyorsan, her fırsatta eğlenceye yelken açıyorsan, cebinde akrep varmış gibi elin hayra açılmıyorsa ruhun küçük, nefsin büyüktür.

Cennetle müjdelenenler nefsini terbiye ederek ruhunu yüceltmiş insanlardır.

Muhabbetle kalın..