Zamanın birinde bir dansöz varmış. Bu dansöz her nasıl olmuşsa tövbe etmeye ve bir daha dansözlük yapmamaya karar vermiş ve dediğini de yapmış tövbe etmiş.Tövbe ettikten sonra bir gün bir düğüne gitmiş.Tabii ki o düğünde müzikler çalgılar alabildiğine tahrik edercesine çalıyormuş.Dansöz bu müzik seslerine daha fazla dayanamamış ve kendini sahneye atmış.Bir yandan dans ediyor, diğer yandan da “Allah’ım yazma,Allah’ım yazma” diye de Allah’a yalvarıyormuş.Müziğin coşkusu artıkça dansözün heyecanı da artıyormuş.Bu seferde “Allah’ım az yaz ,Allah’ım az yaz” diyormuş.Artık heyecan doruğa çıkınca dansöz tamamen kendisini dansa kaptırmış ve şöyle demeye başlamış ”İster yaz ister yazma,ister yaz ister yazma”.
Edebiyatta ‘Teşbihte hata olmaz ‘şeklinde bir söz vardır.Biz de konumuzu bu örneğe benzetmek istedik.Resulullah (sav) ın hadislerine karşı olanların çıkış zamanlarındaki söylemlerini sanırım hatırlarsınız.Şöyle derlerdi:”Hadisler içerisinde ancak 300 veya 400 tanesi sahihtir, diğerlerine güven olmaz”.(Dansözün Allah’ım yazma safhası gibi).
Bu aşamayı geçtikten sonra şöyle demeye başladılar:”Sahih hadislerin sayısı 30 veya 40 tane ancak vardır.Diğerlerine güven olmaz.(Dansözün Allah’ım az yaz safhası gibi)
Bir sonraki aşamada ise bu sayıyı 3 , 4 taneye indirdikten sonra onları da reddederek Hadislerin dinde yeri olmadığını bunun rivayet kültürü olduğunu söylediler.Hatta ve hatta büyük hadis İmamlarını ağır sözlerle itham ederek hakaretler yapmaya başladılar.(Dansözün ister yaz ister yazma safhası gibi).
İslam dininin ilk emrinin neden “OKU “ olduğunun hikmetini daha iyi anlayabiliyoruz.Çünkü dinimizi okumuyor ve araştırmıyoruz.
Kur’an’ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:”
-“Kim Peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur” (Nisa,80)
-“Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse onu altından ırmaklar akan,içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar.İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur”(Nisa,13).
-“De ki:Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki,Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.Çünkü Allah çok bağışlayandır,çok merhamet edendir.De ki:Allah’a ve Peygambere itaat edin…”(Al-i İmran,31,32).
Yüce Allah kendisini sevmenin şartını Peygamberimize uyma şartına bağlamıştır.Kim Allah’ı seviyorsa Peygambere uysun buyurmuştur.Resulullah’a(sav) uymak nasıl oluyor? O’nun sünnetine uymak ile olur.
Şunu iyi bilmek gerekir ki Hadisler olmadan Resulullah’ın (sav) sünnetini yaşayamayız.Nasıl sünnetini yaşayabiliriz ki? Sünnet, Resulullah’ın(sav) Kur’an’ı yaşamış halidir.Sünnet olmadan Kur’an yaşanmaz.Sünnet olmadan müslümanca bir hayat yaşanmaz.Müslümanca bir hayat yaşanmadan da İslam diğer fikirler gibi sadece bir ideoloji haline gelir.Yani yaşantısı olmayan diğer beşeri ‘…izmler’ gibi kuru bir fikir haline gelir.
Hadislerin nasıl titizlikle toplandığını bilirsiniz.Bir hadis öğrenmek için o günün şartlarında aylarca yolculuk yapıldığını hepimiz iyi biliriz.Aylarca yol giden bir hadis alimi hadis almak istediği kişinin boş torbayla atını çağırdığını görünce kendi kendine ,”Bu adam atı kandırdığı gibi beni de kandırabilir” demiş ve oradan ayrılmıştır.Başka bir alim de hadis almak istediği kişinin hanımının küçük çocuğunu kıbleye karşı tuvaletini yapmak için tuttuğunu görünce “ Bu adam iyi birisi olsaydı hanımı çocuğu tuvalet için kıbleye karşı tutmazdı” deyip oradan ayrılmıştır.
Hadislerin teknik yönüne girmek istemiyorum. Hadis alimleri hadisleri cerh ve ta’dil ismini verdiğimiz ince eleklerden geçirmişler ve en ufak bir şüphede dahi o hadisi almamışlardır.
Kur’an’da Hadis de aynı ağızdan çıkmıştır.Neden Kur’an’a inanıyorsunuz da aynı ağızdan çıkan hadislere inanmıyorsunuz? Ya ikisine de inanın veya mertçe ikisine de inanmadığınızı açık açık söyleyin.
UNUTMAYIN: Din Allah’ındır ve bu dini Allah koruyacaktır.

Abdulvasih DURAN