Onu ekranlarda ilk gördüğünde yüzünden okuduğum mana beni etkilemişti. Gayr-i ihtiyari bu teyze büyük bir yangın başlatabilir, demiştim. Okuduğumuz ve izlediğimiz haberlere bakılırsa şimdi o yangın gittikçe yayılıyor.
Evlatlarını zalimlerin eline teslim etmek istemeyen annelere ilham oldu Hacire Ana... Doğurup büyüttüğü, gözünden sakındığı kıymetlisi, biricik evladını, sonu nereye varacağı belli olmayan karanlık bir yola koymak istemiyordu bağrı yanık ana. Sert esen acizlik rüzgarının savurduğu her türlü zayıflığı gayretiyle inancıyla direnişe çeviren gönlü sevdalı ana, evladını, aç kurtların önünde yem olsun istemiyordu.
Bunca zamandır analar niye susuyordu, diye soranlara şimdilerde okkalı bir cevap geliyor, farkındaysanız. Bağırlarına çaresizce taş basan analar, şimdi kucaklarındaki taşları atıyorlar siyasi partinin camlarına, parçalayıp aşağıya indiriyorlar büyük bir gürültüyle.. Can parelerini istiyorlar. İstediklerini yerine getirmelerini haykırıyorlar zalimlerin yüzüne.
Hacire Ananın yüzüne baktım, sonra gözlerini inceledim, sözlerine kulak kabarttım. Kurduğu cümleler kararlılık içeriyordu. Ben ekranın başındaki adam olarak, inanmıştım istediğini alacağına. Ve inanmıştım bir gönül yangını başlatacağına, öncü bir meşale olacağına. Anneler bir işin olacağına inandığımı gerekirse evladını öne sürer "hadi oğlum hadi git ya gazi ol ya şehit dualarıyla gönderirler. Savaşlar böyle kazanılır. Ama bir ana ki yanlış davanın kör çukurlarında evladının bırakmak istememiş, yolun nihayetine ermek görünmüştür. Lakin vicdan terazisinin ibresi başka hakikatleri gösteriyor. Artık geri dönme vakti gelmiştir.
Bir işe ana yüreği girdi mi o iş ancak zaferle sonuçlanır. Kurtuluş Savaşı'nda çocuğun üzerindeki örtüyü kaldırıp da mermiyi örten fedakar analar sayesinde bağımsızlık ve İstiklal geldiğini hatırlatmak gerekiyor.
Bunca yıldır çocuklarını yetiştirip vatana millete hayırlı insanlar olsunlar, ev bark sahibi olup kendine torunlar versinler, diye sevdikleri evlatlarının bir gece ansızın dağ çıkarılışını izlemek, artık ağır geliyordu ana yüreğine. En doğal hakkı olan "evladını geri istedikten sonra direnişle karşılaştığında camlarını indirdiği kapının önünde "evlat nöbetine" başlayan analar bize zaferi haykıracaklardır.
Kavuştukları evlatlarının sevinci ile ağızdan dökülen her cümle, vicdanın haykırışı olacaktır. Müjdeden yana yana güzelden yana. Zorla dağa çıkarılan çocuklar, asırlardır birlikte yaşadığı Türk milletine karşı kötü fikirlerle doldurulup "düşman" ediliyor. Bu saçmalıklara inanmayan militanları da infaz ediyorlar ve suçu da Türk askerinin üzerine atıyorlar.
İnandırmaya çalıştıkları davanın yalancıları bizzat kendileri, o dava başarıya ulaşır mı? Paralı asker gibi kiralık8i8i fikirli herifler... Pis kanaatlerini, piyon karakterli bedenlerine yutturmaya çalışıyorlar. Hakikatine kendisinin dahi inanmadığı yalan fikirleri, karşısındaki gençlerin dimağlarına zerk etmeye çalışanlar. Sıkıştıkları ilk vakitte kaçacak delik arıyorlar temiz gençleri öne sürerek.
Güneydoğu'da Türkçe dahi konuşamayan bir ana, silahlı grubun ya da siyasi grubun, hiçbir sözlü dehditlerine kulak asmayan, cesur yürekli kadınlar şimdi hep birlikte binanın önünde karagözlü esmer tenli evlatlarının geri gelmesi için eylem yapıyorlar.
Geç kalınmış haklı bir davanın samimi neferleri olarak, bu mücadeleyi kazanacaklar ve evlatları ile birlikte sofraya oturacaklar... Onları bağırlarına basıp günlerin mutluluğuna erecekler. Ahirinin ne olacağını bilemeyeceği bir ana yüreği ile birlikte huzura yelken açıyorlar.
Bir işe kadın eli bulaştı mı diye bir söz vardır ya... O söz şöyle kıyıda dursun, bu işe anaların eli karıştı, anaların gönlü karıştı. Korksun zalimler, titresin alçaklar.
Bundan gayrı herhangi bir evladı korkutarak daha çıkarmak, gerilla eğitim vererek son derece donanımlı Türk askerinin önüne sürmek, onların cehenneme girmesine sebep olmak, o zalimleri kahrı perişan edecektir.
Şimdi ekranlarının karşısında bu haberleri izleyen bizler yakın zamanda Türk askerinin dağlarda bayırlarda kazandığı zaferi, sokak aralarında ve zalimlerin kapısında nasıl kazanıldığını da göreceğiz inşallah. Zafer yakındır ve Zafer inananlarındır.