Politikada ?Potemkin? diye bir kavram var.

Bu kavramı ilk kez duyuyor olabilirsiniz.

Potemkin terimi günümüzde, dışarıdan bakana gerçekte olduğundan daha iyi gösterilmeye çalışılan yapılar için kullanılıyor.

Aslında eski bir kavram.

Çarlık Rusyası?nda, 1787?de yaşandığı iddia edilen bir olay ile bu kavram doğmuş.

Potemkin kavramının tarihi şöyledir:

Avusturya İmparatoru II. Joseph, resmi bir görüşme için Rusya?yı ziyaret edecektir.

Gezi programında Kırım da vardır.

Çariçe II. Katerina, ziyaretin organizasyonundan sorumlu olarak Mareşal Potemkin?i görevlendirir.

Misafir Kralın, yol boyunca göreceği köyler bakımsız ve sefil durumdadır.

Mareşal Potemkin, ziyaret programında olan yollar boyunca evlerin dış cephelerini panolarla giydirir.

Görünmeyen arka planda çirkin ve sefil görüntüler vardır. Ama misafir kral onları göremez.

Tiyatro sahnesindekine benzer köyler oluşturur..

Olay tarihe; Potemkin Köyleri ve Panoları olarak geçer.

Bugün bu kavram, muhalefet tarafından Belediyelerin hizmetlerini eleştirmek için kullanılıyor.

Yerel seçimlere doğru bu kavram daha da anlam kazanacak.

Belediye daha çok ?yab boz? yapmakla suçlanacak.

Özellikle eski İnegöl?ün alt yapısı için bu kavramı kullanmak mümkün.

Binalarının sadece ön cephesinde yapılan çalışmaları da bu şekilde değerlendirmek yanlış olmaz.

Bu tür hizmetler muhalefet tarafından göz boyama olarak isimlendiriliyor.

Örneğin buna benzer bir çalışmayı Esenler Belediyesi, TEM otoyolu kenarındaki inşaat halinde, sıvasız, boyasız binaların yarattığı çirkin görüntüyü ortadan kaldırmak için uyguluyor.

Binalara cephe giydirmesi ve mantolama yapılıyor .

İnegöl için de aynı proje söz konusu.

Yaşanan yoğun göç sebebi ve çarpık kentleşme sonucu İnegöl merkezin modern bir yapıya sahip olduğunu söylemek mümkün değil.

Özellikle Ankara yolu cephesinde, şehrin giriş ve çıkışlarında, ana arterler üzerinde bu tür uygulamalara ihtiyaç var diye düşünüyorum.

Ancak asıl hedef; alt yapısı ve üst yapısı ile gelişmiş ve modern bir kente sahip olmak olmalı.

İnegöl merkezin ciddi bir kentsel dönüşüme ihtiyacı var.

Yeni sokaklar, caddeler açılmalı. Altyapı sıfırdan yenilenmeli.

Hem bütçe hem belediyecilik açısından zor bir iştir bu.

Aynı zamanda sandığa gidecek olan bir belediye başkanı için risktir.

Büyükşehir gücü ve imkanları ile yapılacak işler bunlar.

Madem öyle?

Büyükşehire bağlanmamız kaçınılmaz ise?

Artık bu tür hedeflere odaklanmalıyız.

YENİCE?NİN İLÇE OLABİLME İHTİMALİ

Yasa mecliste. Çıktı çıkacak.

Yasayı kanıksadık artık.

Artık iktidar temsilcileri de açıkca yasa hakkında konuşabiliyor.

Nitekim, AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, parti bayramlaşma töreninde, yasayla ilgili ilk kez bu kadar net konuştu. ?Büyükşehire bağlanıyoruz. Belde belediyeleri kapanıyor, dedi.

Bu uzun zamandır beklediğimiz bir konuşmaydı.

Şahin dedi ki: ?Kurşunlu, Tahtaköprü, Cerrah ve Yenice?nin belediye statüsünü kaybetmesi konusu gündemde. Bu kanunda büyükşehir belediyeleri içerisinde belde belediyeleri kalmaz diye bir hüküm var. Sadece ilçe belediyeleri ve büyükşehir belediyeleri olur. Köyler de Belediyelere bağlanacak. Bir imar bütünlüğü içerisinde, ekonomik olarak Belediye gelirlerinin artmasını sağlayacak.?

Şahin, ilçe başkanı Bülent Temelli?nin tiyatro olarak nitelediği, beldelerde yapılan referandumlar hakkında da:?Beldelerimizde yapılan referandumlar var. Aslında bunun adı referandum değildir. Ama kamuoyu adına referandum dedi. Ben anlayışla karşılıyorum. Oradaki vatandaşlarımızın beldelerinin kapanmamasını istemeleri çok normal.? dedi.

Bu açıklamalar siyasi nezaket açısından olması gereken açıklamalardı. Konu iktidar açısından da netleşmiş oldu.

Net olmayan tek şey var: Yenice?nin durumunun ne olacağı..

Şahin?in açıklamasına göre henüz Yenice için umutlar tükenmiş değil. Yenice Belediyesi kapanmayabilir.

Bu bir ihtimal.

Çünkü Şahin?in verdiği bilgiye göre; 45 tane 10 bin nüfusun üzerinde belde var.

Kriter 10 binin üzerine çekilirse, Yenice ilçe olabilir.

Demek ki: Bir ihtimal daha var.