Yine acı, yine ateş, yine sızı düştü yüreklere, acı alev alev yükseldi, kor oldu, yandı düştüğü yeri kavurdu. Bu kavurgayı söndürmek gerek ama nasıl? Acıyı azaltmanın yolunun tek bir yolu yok birçok yolu var. Ateşin üzerine atılacak suyun daha da alevlenmesini engellemek için gerek sosyolojik gerek stratejik gerek jeopolitik gerek ekonomik gerek askeri ve gerekse eğitimsel yolları çok iyi irdelemek gerek. Çözüm yollarını bu alternatifler üzerine kurmak gerek. Öncelikle dost görünen emperyalist güçlerin ayağını bu toprakların üzerinden kesmek gerek onun için Kürecik Askeri üssünün ve ateşin daha da alevlenmesini sağlayan İncirlik Üssü ile yerleri ve isimleri bilinmeyen diğer yabancı askeri üslerinin derhal kapatılmasının gerekliliği için müneccim olmaya gerek yok. Yabancı askeri üsler kapatıldıktan sonra ateşin kaynağını kurutmak üzerine toprak atmak, bu alevin, bu korun küllenmesini sağlamak bir daha yanmaması için en küçük bir kıvılcım dahi kalmamak üzere seller gibi suları üzerine boca etmek gerek.

İnsanları yılan gibi zehirleyen, çıyan gibi sokan, çakal gibi sinsice hırpalamak için fırsat gözeten dış güçler bu ülkeden derhal çıkarılmalı, bunun için çok hızlı adımlar atılmalı. Ateşin kaynağını oluşturan gruplar kendisini tüketene kadar içten içe kendisini yakmasına kontrollü izin verilmeli, yavaş yavaş küllenmesini sağlamalı. Bunlar kolay olmayacak şeyler, yakıtın bitmesini istemeyen, alevin daha da alevlenmesini isteyen, korun daha da korlaşmasını isteyen güçler, yanacak şeyler taşımaya devam edecek. Bu güçlerin yaptıkları her türlü kirli işler mazlum ve mağdur insanların canını ha bire yakmaya devam edecek. Ateşin yanmasının devam etmesi için değişik adlarla yakacak bulacak bu soysuz emperyalist güçler. Emperyalist güçlerin mazlum ve mağdur insanların yok oluşu için yürekleri yakan alevin devamı için taşımış oldukları yakıtlar yürekleri kabartıyor, isyanları daha da artırıyor ancak soruna çare olmuyor. Bu ateşi bu koru küllemek lazım bu işi ancak ve ancak bu topraklarda yaşayan insanlar başarabilir.

Ümitsizlik insan için en çıkmaz bir duygu, en çıkmaz psikolojik yapı. Ümitler kırılmayacak, ümitler yılmayacak, ümitler yıkılmayacak emperyalist güçlere, emperyalist örgütlere, emperyalist devletlere karşı hep birlikte karşı duruş sergilenebilirse. Bu karşı duruş yalnızca Türk insanının haykırmasıyla, bedel ödemesiyle olmayacak, bu haykırış ezilen, sömürülen, kaynakları tüketilen bütün mazlum ve mağdur insanların ve milletlerin hep birlikte hareket etmesiyle olacak.

Sömürmek, para kazanmak emperyalist güçlerin nasıl ki kıblesini oluşturuyor, mazlum ve mağdur devletlerin ve insanların kıblesini de inançları, insani değerleri ile birlikte manevi değerleri oluşturmalıdır. Emperyalist güçlerin en büyük marifeti olayların kaynağını empresyonist ya da sembol biçimlerle insanların önüne getirmektir, olayların gerçek nedenlerini hep gizlemeye çalışmaktalar. Bunu yıllardır yapıyorlar, mağdur ve mazlum olduğu söylenen ya da düşünülen kesim hep emperyalistlerin empresyonist nedenlerinin dümenine gelmektedir. Mazlum ya da mağdurlar bu geri kalmışlık köhne düzenin küflü zincirlerini kırmayı başarmalıdırlar. Olayların gerçek nedenlerinin kaynağını bilerek, görerek hareket etmeyi hep birlikte başarabilirler işte belki o zaman barış ve huzur geri kalmışlığın ve sömürü düzenin tekerine çomak sokar.

Sözde batılı diye tanımlanan emperyalist haydutlar sömürü düzenlerinin devamını sağlamak adına terörü desteklemektedirler. Bu desteği öylesine mağduriyet edebiyatı içinde yapıyorlar ki duyan, okuyan herkes inanıyor. Emperyalist güçler insanlığın karşısına demokrasiyi ve insan haklarını sembol olarak ortaya atmaktalar, olaylar irdelenip sorgulandığı zaman olayların arka planlarında hiç te insan hakkı ve demokrasinin olmadığı ortaya çıkmaktadır. Olayların gerçek nedenlerinin ana kaynağının başında daha çok silah satışı yapmak, fitne ve fesat çıkardıkları toplumların petrol kaynaklarına, yer altı ve yer üstü kaynaklarına el koymak var. Emperyalist güçler hizaya getirmek istedikleri toplumları, avuçlarının içinde tutmak için maalesef her zaman görünmeyen yüz olarak terörü desteklemekteler.