GÖNÜL FERMAN DİNLEMİYOR

Zatına layık şekilde Hamdu Sena Allah'a, sınırsız salat ve selam Yüce Resulullah'a

Yüce Allah Mülk Suresinin 23. ayetinde " De ki : O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!" diye buyurmaktadır.

Geçtiğimiz Salı günü Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün 'Din Öğretmenleri Mesleki Gelişim Eylem Planı çerçevesinde şehrimizin ilk-orta ve lise seviyelerinde görev yapan din öğretmenleriyle buluştuk. İnegöl İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik yapan bizlerinde üzerinde çok emekleri olan sevgili Abdulvasi Duran hocamızla hasbıhal tadında sunumunu dinledik.

Hocamız bizlere iletişimin önemi, gerekliliği ve nasıllığı, farklı görüşlerin uzlaşmadaki önemi, din öğretmeni ve din görevlisinin nasıl algılandığından, Kuran'ın ve sünnetin aklı selim ile anlaşılmasının öneminden, gönül penceremizden, namazla zekatın arasının açılmasındaki hikmetlerden .. kendine münhasır latif tarzıyla bizlere hatırlatmalarda bulundu. Allah kendisinden razı olsun. Hizmetlerini daim kılsın.

Sohbetin bir yerinde hocamız gönül ferman dinlemez sözünün yanlış anlaşıldığından bahsetti. Aşk uğruna her şeyi göze almak lazım, aşk, gönül ferman dinlemez şeklindeki bir izah yanlıştır. "Bu söz, aklın söylediği bir ifadeyi gönül kabul etmezse yani onaylamazsa onu kabullenmez demektir."dedi.

KULAK GÖZ VE KALP

Yukarıdaki ayetten sahip olduğumuz kulakların, gözlerin ve kalplerin şükredilmesi gerekli organlarımız olduğu beyan edilmektedir. Ayrıca nankörlük ettiğimizde de yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimize de işaret vardır.

Kulağımızı gözümüzü anladık ta peki kalplerimizin şükrünü nasıl yapacağız. Yani kulağımızın şükrü onu haram seslerde, gıybeti dinlemekte, yalanı işitmekte; gözlerimizin şükrü onu haram şeylerle meşgul etmemek hususunda onları koruma yoluna giderek yapılır. Ama kalplerin şükrü nasıl olacak? Bu nimetleri yaratılış amacına uygun kullandığımızda harama kapalı bir kullanım sağlanacak.

KALP ONAY MERCİİDİR

Onayladığımız her şey bizim kalbimizden geçenleri kabulle ilgilidir. Rıza gösterdiğimiz işlere, davranışlarımıza bazen susarak kabullerimize bakmamız gerekir. Kul sadece konuştuğundan değil kabul cihetinden duyu organlarıyla aldığı bilgileri kullanıp kullanmadığından da sorumlu olur.

Kalbin şükrü yine kendi cinsinden olur. Bu da merhametle, sabırla sebatla karşılık bulur. Sevgisiz, merhametsiz insan kalbi kulaklarından gözlerinden aldıklarını kalbe indiremediği için bu organlarını yaratılışına uygun kullanmadığından kalbin şükrünü eda edemez.

Kulaklar ve gözler şükürle yaratanın hikmetine talip olur.

Kalbin huzur bulması şükrün devamıyla mümkün olur.

Kalp merhametle onu kaynağı sevgiyle ve zikirle şükrünü eda eder.

Muhabbetle kalın..