Kayıp, gayb köklerinden gelen Arapça bir kelime, birinin yokluğunda onun kötü fiillerinden bahsetmek olan gıybet konusuna kısaca değinmek istiyorum. Gıybet ederken anlatılanların doğru olması yaptığımızın doğru bir şey olduğu anlamına gelmez. Anlatılanlar doğru ise gıybet, yalan ise iftira etmiş oluruz. İftiranın adam öldürmek gibi büyük bir suç olduğunu hepimiz biliyoruz.

Yüzüne söylemeye cesaret edemediğin konuyu, o yokken dile getirmeye gıybet diyoruz ve bu durum ölü kardeşinin etini yemekle eş tutulmuştur.

Tabi bazı durumlar bu yasağı ortadan kaldırır. Mesela o kişinin zarar vermesi muhtemel bir kişiye gerekli ölçüde haber verilir. Kamuya genel zararı olanlar polise haber verilir veya birinin suç olan fiilini haber yapan gazeteci gıybet etmiş olmaz.

Çene çalıştırarak yüzlerce kalori yaktıran, çenenin sahibini de yakan bir spor dalı. İnsanın kendi kalesine gol attığı, sağlığa zararlı bir sportif aktivitedir gıybet. Gıygıy da gıygıy boş lakırdı yani... Bu boş lakırdıya kulak veren, anlat anlat heyecanlı oluyor diyen veya engel olmayan da gıybet yapanla aynı kefeye konulur.

Gıybeti dinleyen, gıybeti yapan gibidir.

Başkalarının dedikodusunu yapan bir gün senin de dedikodunu yapar bunu biliyorsun değil mi?

Hz. Peygamber: ''Bir kişiyi ayıplayan, aynı şeyle ayıplanmadan ölmez" buyurmakta ve yine bir başka H. Şerif'te

"Birisinin ayıbını örtenin ahirette de ayıbı örtülür" buyurarak bizi gıybetten uzak tutmakla birlikte yapıcı olmaya davet etmekte.

Zalim idarecinin, açıkça günah işleyenin ve bunu rahatlıkla anlatan kişinin suçlarını saymak, gıybet sayılmaz.

Haksızlığa uğrayan bir kimse, hakkını alabileceğini, zulmü engelleyebileceğini umduğu şahıslara durumu anlatabilir.

Evlilik, ortaklık, emanet etmek veya birinden dini bilgi almak gibi konularda ''onun nasıl bir kimse olduğu" sorulduğunda, bildiği kusurlarını açıklaması gıybet değildir.

Gıybet eden, arkanızdan çekiştiren kişilerle zaman kaybetmeyin.

Birileri sizin arkanızdan konuşuyorsa, onlardan bir adım öndesiniz demektir.

Biraz arabesk takılıp şöyle diyelim: Arkamdan konuşup beste yapacağına, yüzüme konuş da düet yapalım.

Ne arkamdan konuşanlara bakarım ne de beni çekemeyenleri takarım. Allah'a havale eder yoluma bakarım.

Silahı bilmem ama boş insanı şeytan doldurur. - Yılmaz Güney

Allah-u Teala'nın en sevdiği amel hangisidir?" buyurdu. Sahabiler sustular, kimse cevap vermedi. Rasulullah (s.a.v) "Dilini korumaktır" buyurdu.

Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı Allah iki ağız, bir kulak verirdi. Onun için, çok dinleyip az konuşmak gerekir diyor Şems-i Tebriz-i

Boş konuşmazsak hoş konuşmuş oluruz.

2 dinleyip 1 konuşmamız için, iki kulağımız bir dilimiz vardır. 2'de 1 bu cümleyi kendimize hatırlatalım emi?