Malumunuz ki -nasıl olmasın kaç aydır seçimle yatıp seçimle kalktık- önümüzde ki pazar nihayet seçim var. Belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi ve muhtarlarımızı seçiyoruz.

Siyasiler vaatlerde bulundu. Çıktı konuştu. Derdini anlattı. Vatandaş dinledi. Şimdi söz sırası vatandaşta. Sandığa gidip son kararını verecek.

Ben zaten verdim. Reis-i Cumhurumun elini zayıflatmak istemiyorum. Eğer esaslı kararlar alınması gerekiyorsa Reis-i Cumhurumuzun eli güçlü olmalı. Halen daha ülkenin yarısı Erdoğan'a muhalif... Bu çok fazla... Elini yeterince sert vuramıyor. Olmuyor. Olur sanırdık ama bir Putin gibi yaptırım gücü yok. Çünkü halk %50'lerle gelen Putin'i son seçimde %74 güçlendirdi. Doların o zamanlar orada da ciddi yükselişler göstermesine, ayak oyunları yapılmasına rağmen. Millet sadece cebini değil istikbalini düşündü.

Erdoğan'a hala ülkenin yarısı muhalif... Bu muhalif dalga ile istenilen şeyleri gerçekleştirmek zor. Maslahatı gözetmek zorundasınız hep. Sadece kendi seçmeniniz varmış gibi davranamıyorsunuz. Ben olaya bu açıdan bakıyorum.

Son zamanlarda soğana, patatese zam geldi, dolar yükseldi diye Erdoğan'ı satanlar oldu. Biz cüzdan için bu davaya baş koymadık ki cüzdan için terk edelim. Bu arkadaşlar şunu unutuyor. Bu devletin üzerinden Gezi gibi, 15 Temmuz gibi devasa buldozerler geçti. Milyar dolarlarımız gitti. Başka zaman olsa bir anayasa kitapçığı atınca yerle yeksan olan bir düzen yok ama ağır yaralar bıraktı üzerimizde. Biraz dirençli olmalıyız.

Muhaliflere bakıyoruz HDPKK'dan medet emer duruma geldiler. Yazık. Bu ülkenin muhalefeti bu kadar sığ olmamalıydı. Evet iktidarın eksileri, hataları yok mu? Olmaz mı? 16 senedir iktidarda olan bir hükümetin dağ gibi hataları da olacak. Ama bana göre faydası zararından çok. Hele şu mevcut muhalefete bakınca Allah muhafaza diyorum. Bunlar bir gelirse 3 günde bizi Amerika'nın mandası yaparlar. HDPKK'ya yamulan herkese yamulur.

Sakın gaza gelmeyin derim. Ekonomik darboğazlar aşılır yeter ki özgür bir ülke kalalım. Ama bir boyunduruk takılırsa var ya 100 senede belimizi doğrultamayız. Belki elimizde bir ülke bile kalmaz. ABD burnumuzun dibine geldi. YPG'yi yüzlerce tırlık silahlarla donatıyor. Kim için? DAEŞ için mi? DAEŞ mi kaldı? Onlar da ABD'nin maşasıydı ve işleri bitti. İkinci bir emre kadar inlerine çekildiler.

Son döneme şöyle geniş perspektiften bakıyorum da Erdoğan bir çok vesayeti kaldırdı bu ülkeden. Askeri vesayet, kemalist zorbacı vesayet, en önemlisi de bu ülkeyi kendi babalarının çiftliği sanan beyaz Türklerin vesayetini. Erdoğan 100 yıllık prangaları kırıp attı. Ama 100 yılımızı kaybettik. Yine bir 100 yıl daha kaybetmemizi bekliyorlar. Terör 40 yıldır kangren olmuş en büyük yaramızdı. Şimdi terör saldırıları bitme aşamasına geldi. PKK artık savaştıracak genç bulamıyor. SİHA'lar bir tabur askerin yaptığını tek başına yapıyor. Bunu ben söylemiyorum, geçen gün İnegöl'de denk geldiğim, oralarda savaşan bir özel harekatçı ağabeyimin söylediği bu.

Tüm bu gelişmeler ışığında onun bunun gazına gelmeden gidip oyumuzu adam gibi Erdoğan ve Bahçeli ittifakına atmanız gerekiyor. Ben başkaları gibi dolambaçlı yazmayı sevmem. Neysem oyum. Rengim belli... İl, ilçe ayırt etmeden Cumhur İttifakını desteklemek boynumuzun borcu.

Son söz olarak bu köşede beni bilenler bilir, yine belediyelerin, iktidarın bir çok eksiğini, hatasını, yine en sert şekilde hep dile getirdim. Yine getireceğim. Resulullah (sav) buyuruyor "Haksızlık karşısında susan dilsiz Şeytan gibidir." Bu tehdit aklı olana yeter...