Ben Kurşunlu Ortaokulu'nu derece yaparak 3.lük le bitirmiştim.Karne sevincimi onunla paylaştığımda ne kadar mutlu olduğunu bana sımsıkı sarıldığımda derinden hissetmiştim.Artık ortaokulu bitirmiştim.Liseli olmuştum.Lisede okumak için harçlık biriktirmeliydim.İnegöl de Kaplanlar olarak bilinen tanınmış bir ailenin Eymir Köyü yakınlarında bir kerpiç yapım ocağı vardı.Ustaların yaptığı kerpiçlerin tanesini on kuruşa dizerdik.Yazın güneşinin o kavurucu sıcağı başımıza geçerdi.Ama aldırmazdık.Yüksel ağabeyim,Zeki Ağabeyim ve Kemal ağabeyim ile akşam mesai bitiminde on türk lirası kazanmanın sevinci ile gündüz çektiğimiz cefayı unutur,köyümüze ailemize katkıda bulunmanın gönenciyle dönerdik.Bu arada kazandığımızın bir bölümüyle de kız kardeşim Serpil'e oyuncak almayı ihmal etmezdik.Onun oyuncağı eline aldığındaki sevinci bizlerin bütün yorgunluğunu alırdı.Zavallı kızcağız baba diyemeden,baba sevgisini tatmadan büyümeye çalışıyordu.Annemin göz bebeğiydi,onun dert ortağıydı.Eşini kaybetmenin acısını onda dindiriyordu.Babam dört erkek çocuktan sonra bir kızım olsun derdi.Allah ona bir kız evlat verdi ama doyamadan,sevemeden göçtü gitti.

Yaz bitmişti.Okul zamanı gelmişti.Okula yazılmak istiyordum.Bir eylül sabahı İnegöl Lisesi'ne gittim.O zaman müdür yardımcısı Kadir Kır'la tanıştım.Hayırdır delikanlı sana nasıl yardımcı olalım diye seslendi.Bu ses beni rahatlattı.İçimi bir rahatlık kaplamıştı.Göz göze geldik.Üdür yardımcısı Kadir Beye:

-Annem tarlada çalışıyor.Gelemedi.Babam da küçük yaşta öldü.Abilerim de burada değiller.Hepsi okullarına gitti.Bu gün de kayıtların son günü okula kayıt olmaya geldim, dedim.

Beni gözleriyle süzdü.İçinden neler geçirdi bilmiyorum.Bana kayıt zarfını uzattı.

-Bilgileri doldur, dedi.

Kayıt zarfı sarı bir zarftı.Üzerindeki istenen bilgileri doldurdum.Ancak veli bilgileri kısmını boş bıraktım.Zarfı eline aldı.Veli kısmının boş olduğunu gördüğü halde bana tek kelime soru sormadan bana dönerek:

-Bugünden itibaren senin velin benim,dedi.İçimden boynuna sarılmak geldi.Ama okul disiplini içinde ciddiyetimi bozmadım.Sevincim,kayıt olmanın mutluluğu gözlerime ve suratıma yansımıştı.Artık liseli olmuştum.Velim de öğretmenimdi.O andan itibaren dünyam aydınlanıvermişti.

İşte öğretmenler sevimlidirler,dostturlar,arkadaştırlar,çözüm odaklıdırlar,çevrelerini kendilerini tüketme pahasına aydınlatırlar.Öğretmenlerimle gurur duyuyorum.Hepsinin ellerinden saygıyla öpüyor ve minnetle anıyorum.

Okula kayıt olmuştum.Köyden gidip geliyordum.O zamanlar da kar çok yağıyor,kış sert geçiyordu.Lisede ikili öğretim yapılıyordu.Ben sabahçıydım.Sabah ezanı ile birlikte evden yola koyuluyor, yarım saat yol yürüdükten sonra asfalta çıkıyor,ilk geçen Kurşunlu Minübüsüne biniyor Kara Mehmet Petrol'ün orda iniyor ve bir yirmi dakikalık yoldan sonra sekiz gibi okulda oluyordum.

Bu arada köy yolunun kenarında mezarlık vardı.Sabahın o karanlık ve ıssız saatlerinde mezarlık kenarından geçmeye korktuğum için annem mezarlığa kadar geçirirdi.

İşte ana yüreği böyle bir şey. Hiç evladının üzülmesine,korkmasına kıyabilir mi?Anne fedakardır,anne sıcaklıktır,anne güvendir,anne candır.

Baktım ben okul yolunda çile çekiyorum.İçi dayanamadı.

-Oğlum okula yakın bir yerden ev tutalım ,dedi. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)