1299 yılında Turgut Alp eliyle fetih olunan İnegöl, coğrafi bakımından iki sıradağ arasında ve doğu-batı istik?metinde uzayan bir ovadan ibarettir.

İnegöl Kasaba merkezi, "höyük" adı verilen küçük bir tepecik üzerine kurulmuştur. İnegöl'ü fetih eden Turgut Alp, aşireti ile birlikte -töre gereği- kendisine dirlik olarak tahsis olunan Domaniç dağlarının kuzeye bakan cephesine yerleşmiştir ki merkezi, "Genci Köyü" olan bu yöre, daha sonraki yıllarda "Turguteli" diye anılacaktır.

Fetih yıllarında tek mahalleden ibaret olan İnegöl Kasabası,Yıldırım Bayezid (1389-1402)'in, Cuma Camii merkez olmak üzere yaptığı imar faaliyeti sonrasında İnegöl, iki mahalle olmuştur.

Îsabeyzade İshak Paşa'nın (öl. 1487) yaptığı cami merkezli ve de Çarşı-Pazar görünümlü görkemli imaret faaliyeti sonrasında İnegöl, üç mahalle olarak ortaya çıkmıştır.

Zaim timar sahibi olarak nitelenen Hamzabey oğlu Derviş Mehmed Bey ile İshak Paşa Kethüdası Sinan Bey ile işbirliği içinde gerçekleştirdikleri imar faaliyeti sonrasında "Noktacı K?sım Efendi Tekke ve Zaviyesi" çevresinde yeni bir mahalle oluşturulmuş ve bu mahalleye, "Yenice Mahallesi" adı verilmiştir.

Böylece, üç aşamalı bir imar faaliyetinden sonra merkezi, İshak Paşa Külliyesi olan ticari bölge de göz önünde bulundurularak İnegöl, mali yönden dört mahalle olmuştur.

Gerileme devrinin son dönemini oluşturan Lale Devri'nde -bir diğer ifade ile- 1727 yılında Cafer Paşa tarafından İnegöl'de yaptırılan "Beylik Hanı", İnegöl'e ticari bakımdan yeni bir hüviyet kazandırmıştır. Böylece tarihi İpek Yolu'nun Bursa ayağını oluşturan "Ulu yol"un, İnegöl Kozulca Köyü bağlantısını sağlayan "ara yol" üzerideki "Nakkarezen Çiftliği" de misyonunu tamamlayarak görevini "Beylik Hanı"na bırakmıştır.

İNEGÖL COĞRAFYASINDA YER ALAN DERBENTLER

İnegöl Kasabası, çevresinde yer alan beldeler ile bağlantısını, "bel" veya "derbend" adı verilen geçitler ile sağlar. Bu geçitler, İnegöl'ün, hem emniyet ve güvenliğinin sağlanmasında ve hem de sosyal ve de ekonomik hayatının gelişmesinde son derece önemlidir.

Anadolu'da çıkan Celali isyanları ve de doğu cephesinde yapılan askeri harekat esnasında söz konusu "bel" ve "derbend"ler, hassasiyet arzettiği için İstanbul merkezinde vuku bulan her iktidar değişikliği, derbendlerde görevli derbendcileri ve de yaya-birliklerini derinden sarsmaktaydı.

Şüphesiz derbendlerde görülen emniyet ve güven eksikliği, derhal, İnegöl'ün sosyal ve de ekonomik hayatına da olumsuz olarak yansımaktadır.

Ne hazindir ki Osmanlı tarihinde İslahat Devri'nin başında da sonunda da kanlı bir isyana şahit olunmaktadır. Sözgelimi, bu devrin başında Patrona Halil İsyanı görülürken sonunda da Kabakçı Mustafa isyanı yer almaktadır. İşte bu isyan dönemleri, İnegöl coğrafyasında yer alan derbendleri ve burada kurulu düzeni anında ve de olumsuz yönde etkilemiştir.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR