FB?Lİ MOUSSA SOW, ORUÇ TUTUYOR DİYE GÖNDERİLECEK
Mİ?

Milliyet Gazetesinde yayınlanan haberi aynen
paylaşıyorum:

?Fenerbahçeli Moussa Sow, Ramazan ayıyla birlikte
oruç tutma konusundaki kararlılığını sürdürünce, Teknik Direktör Aykut Kocaman
ve sarı-lacivertli yönetimin endişelenmesine neden oldu.

FB Yönetimi, bütün
ısrarlara rağmen oruç tutan ve performansı hızla düşen Senegalli golcüyle acil
bir toplantı yapma kararı aldı. Forvet arayışlarına başlayan
sarı-lacivertlilerin, iyi bir teklif gelmesi halinde Sow?u satacağı bildirildi.



Dinine çok önem veren ve mutlaka oruç tutmak istediğini söyleyen Senegalli
golcünün sıcak iklim koşulları nedeniyle düşen performansı Kocaman ı kara kara
düşündürürken, sarı-lacivertli yönetim, Sowla toplantı yapmayı kararlaştırdı.
Fenerbahçe ile 4 yıllık sözleşme imzalayan ve takımın en fazla kazanan
oyuncularından biri olan Sow, ağır antrenman koşullarına rağmen oruç tutmak
isteyince, arayışlar da başladı.



Geçen
sezon Süper Final maçları öncesinde sakatlanan ve yaz aylarını fizik antrenman
yapamadan geçiren Sow un ısrarla ibadetini yapmak istemesi nedeniyle harekete
geçen sarı-lacivertlilerin çalışmalara başladıkları ifade edildi. Yönetimi,
Ramazan ayı boyunca oruç tutmak isteyen Sow ile yola devam edip etmeyeceğini
önümüzdeki günlerde karara bağlayacak.?



Haber böyle. Öncelikle Moussa Sow?u tebrik ediyorum. Eminim Fenerbahçeli
taraftarların çoğu böyle bir futbolcuları olmasından gurur duyuyordur.

Moussa Sow?u , tüm
futbolcularımıza örnek olsun. Futbolcu olmak, oruç tutmaya engel değildir. Maç,
antreman vb sebeplerle kaçırılan tek bir orucun yerini hiçbir şey tutamaz.

FB yönetimi ve Aykut
Hoca?nın davranışını da çok yanlış buluyorum. Hangi endişeden bahsediyorsunuz?
Ne performansı? Lig başlamış değil. Henüz maç trafiği yok. Maç saatlerinin çoğu
iftar sonrası saatlere denk gelmiyor mu? Üstelik bu mevsimde, gündüz sıcağında
ne hazırlık maçı olur ne de antrenman. Oruç tuttuğu için Sow?un hangi
performansı düşüyor, anlamış değilim.

Aykut Hoca kara kara
düşünüyormuş. Oruç tutuyor diye , taraftarın sevdiği bir futbolcuya ?orucunu
boz? diye baskı yapar, olmadı göndermeye kalkarsanız en başta FB taraftarını
karşınıza alırsınız. Böyle bir bahane olabilir mi?

Bu tür basit düşünceleri
ve hesapları bırakalım artık. Bırakın
baskı yapıp göndermeyi, Sow?u inancından ve tuttuğu orucundan dolayı
alnından öpüp başınızın tacı edin.

RAMAZAN DA AĞZINIZIN KOKMAMASI İÇİN

Her insanın ağzı kokabilir. Ramazan ayında ağız
kokusu daha çok yaşanır. Bu sebeple Efendimiz buyurmuştur ki: ?Oruçlunun ağız
kokusu Allah katında misk kokusundan daha değerlidir.?

Ağız kokusunun en büyük nedeni yanlış beslenme
alışkanlıklarıdır.

İşte ağız kokusu sorununu çözmenin birkaç yöntemi:

1-
Sarımsak
ve soğanı çiğ yemeyin:

Özellikle Ramazan?da, kokuyu önlemek için; sarımsak, soğan ve baharattan
kaçınmak gerekir. Mutlaka tüketilecekse, sarımsak ve soğan pişirilerek
tüketilmelidir.

2-
Süt
ürünlerini fazla tüketmeyin:

Süt ürünleri de Ramazan?da ağız kokusu problemlerine neden olabilir. Yumurta ve
peynir gibi besinler ağız kokusunu artırır. Tuzlu suyla ağzı çalkalamak, yeşil
çay, her türlü çerez (ceviz, fıstık vb.), su içeriği bol sebzeler (domates,
kereviz, pırasa) ve meyvelerden özellikle elma, ağız kokusunu engelleyici
özellikleri nedeniyle yenilmelidir.

3-
Lokmaları
az çiğnemek ağız kokusuna sebep olur:
Gıda artıklarının ağız içinde
girinti ve çıkıntılara yerleşmesi, dişlerin arasında kalması, oksijensiz
ortamda yaşamayı seven birtakım bakterilerin ağız içinde birikmesine ve ağız
kokusuna neden olur. İftar ve sahurda Lokmalarınızı çok çiğneyin.

4-
Et
ürünlerini sınırlandırın:

Etin vücuttan atılımı, 48 saat içinde gerçekleştiği için, ağızda kötü kokuya
neden olan besinler arasındadır. Pastırma başta olmak üzere; salam, sucuk ve
sosis gibi şarküterinin tüketimin de sıcak Ramazan günlerinde sınırlandırılması
gerekir. Bu tür baharatlı yiyecekler vücut tarafından geç atılır ve ağız kokusu
oluşturur.

5-
Misvak
kullanın.
Sahurdan ve
iftardan sonra dişleri fırçalamayı ihmal etmeyin:
Sahurdan sonra dişlerin
fırçalanması, gün boyu ağız sağlığını korumak açısından çok önemlidir. Misvak
ağız kokusunu önlemek için en etkili ve kullanımı sünnet olan bir araçtır.

6-
Ramazan?ı
fırsat bilin:
Sigara, ağız
hijyenini bozma özelliğinin yanı sıra diş eti hastalıklarına zemin hazırlayan
bir faktördür. Sigara içen kişilerin Ramazan?ı fırsat bilerek bu
alışkanlıklardan vazgeçmeleri gerekir.

TOK OLUNCA NEMRUTLAŞMA ?

Kirlenince,
terleyince, kokunca yıkanıyoruz da, günaha batmış, isyanla kokmuş ruhumuzu
neden temizlemeye çalışmıyoruz?

Hangimiz
ruhen temiziz? Hangimizin günahı yok? Neden tevbe edip, temizlenmeye
çalışmıyoruz?

Ramazan ayı
ve Oruç, nefsimizi, ruhumuzu temizleyip arındırmamız için büyük bir fırsattır.
Kaçırmayalım?

Şair Sadi
bir beytinde der ki: ?Bir kişi düşkün, zayıf, hasta ve açken onu Beyazıd
Bestami ve Cüneyd gibi evliya zannedersin; fakat tok, sağlıklı ve makam sahibi
olduğunda Nemrutlara Firavunlara bile taş çıkartır



















?

Eğer bu
zalim nefsimizi terbiye etmezsek, en vahşi hayvanlardan daha
tehlidir,bilesin Can Nefsin dizginlerini elimize almazsak, Allah korusun
nemrut da olabilir, firavun da? Sağlık,mevki, makam ve parasına güvenir. Gurur
ve kibre kapılır. Kul ve aciz olduğunu unutur.

İşte oruç
bize kulluğumuzu ve acizliğimizi hatırlatır

Orucu tam ve güzel tutarsak,o nefsimizi
tutar ve terbiye eder.

Nefsin
terbiyesinde şunu unutmamak lazım

Nefis körelsin diye nefse istediği verilmez

Nefis hiçbir zaman doymaz,vermekle körelmez

Nefsi mahrum bırakacaksın ki akıllansın. Aç
bırakacaksın ki sussun.

Sadece
midesi değil, gözü, kulağı, ağzı, kalbi de oruç tutmalı insanın. Oruç nefsi
askere almaktır. Talim yaptırmaktır. Emir komutayı öğretmektir nefse. Sahibini
tanısın, kimin emri altında olduğunu bilsin.



Peygamber Efendimiz (sas) buyuruyor ki: ?Boş işlerle uğraşan, kötü sözler
söyleyen kişi oruçluysa yanına kalan sadece aç ve susuzluktur.?

Ona göre
oruç tutalım.









PEYGAMBERİMİZİN MÜEZZİNİ KİM?

İnsan oruçlu olunca kulağı da ezan da oluyor. 5
vakit namazını kılınca da öyle,Teravih kılınca da öyle, mukabele okuyunca da
öyle? Ramazan ayında daha çok kulak veriyoruz ezana. Peki ilk ezan okuyan
insanın hikayesini biliyor muyuz?

Bilâl Habeşî
Hazretleri,. Müslüman olmadan önce Mekkede müşriklerin ileri gelenlerinden
Ümeyye bin Halefin kölesi idi. Peygamber Efendimize ilk iman eden kişilerden
idi. Müslüman olduğu için çok ağır işkenceler gördü. İşkence altında ölmek
üzere iken Hz. Ebubekir tarafından satın alınarak özgür bırakıldı.

Peygamber
Efendimiz, namaz çağrısı için ezanı emredince, güzel sesi ile ezanı ilk okuyan
ve Efendimizin müezzini olma şerefine ulaşan da O?dur. Allah Resûlü (sallallâhu
aleyhi ve sellem), Mekke?yi fethedip Kâbeyi putlardan temizledikten sonra
Efendimizin müezzini Hz. Bilâl, Kabe?nin üstünde ezan okuyarak, Mekke?yi
tevhid nameleriyle coşturmuştu.





Peygamberimizin vefatı üzerine, ona karşı büyük bir sevgi duyan Hz. Bilâl,
Medinede kalmaya dayanamayıp, ayrılmak zorunda kalmıştı. Hz. Bilâl, Şam?da
yaşarken, bir gece rüyasında Resûlullah Efendimizi gördü. Sevgili
Peygamberimiz kendisine adeta sitem ettiler; Bunca ayrılık yetmedi mi, Ya
Bilâl? Hala kabrimi ziyaret etmeyecek misin?



Hemen hazırlığa başladı. Medine
yollarına düştü. Issız çölleri aşarak Medineye ulaştı.

Peygamber Efendimizin mübarek kabrine
doğru ilerledi. Yüce makama erişirken Kurân-ı Kerim okudu. En sonunda
sevgilisinin kabrinin yanında bayılarak yıkıldı.

Ayıldığı
zaman, başucunda, sevgilisinin sevgili torunları Hasan ve Hüseyin Hazretleri;
saçlarını okşuyorlardı. Sanki dünyalar onun oldu. Sarıldılar, kucaklaştılar,
ağlaştılar; Yavrularım
Ne kadar da dedeniz Hz. Resûlullah gibi kokuyorsunuz

dedi.Hz. Hasan sordu: Dedemiz seni de çok severdi. Acaba Onun hatırı için, bir şey
istesek yapar mısın?
Hz. Bilâl çok şaşırdı; Bu ne biçim söz?
Bu kölenizden ne emredersiniz, yerine getiririm. Senden, bir defa
da olsa ezan dinlemek istiyoruz. Ricamız sadece buydu.

dedi.



Ertesi sabah Bilâl Habeşî, son ezanını Mescid-i Nebevîde okudu. Yanık ve
hasret dolu sesiyle; Allahu Ekber Allahu Ekber dediği zaman bütün
Medine halkı ayağa kalktı. Eşhedu en lâ ilâhe illallah Eşhedü enne
Muhammeden Resûlullah deyince kadın-erkek, genç-ihtiyar, çoluk-çocuk,
hatta yataklarındaki hastalar bile, sokaklara döküldüler. Mescid-i Nebeviye
koştular. Halk o kadar coştu ki, Peygamber Efendimiz yaşıyor sandılar.







RAMAZAN VE ORUÇ
KAVRAMLARI



1-İMSAK: Oruca başlama anına imsak denir.Oruçlu olan insanın orucu bozan
şeyleri yapmamaya başlaması gereken zamandır

İmsak vaktinde tan yeri ağarmaya başlar

İmsakla beraber artık oruç başlamıştır



2-SAHUR: İmsaktan önce geceleyin oruç tutmak niyeti ile yenilen yemeğe sahur
denir. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde ?Sahura kalkıp sahur yemeği yiyin

Zira sahurda bereket vardır

? (Buhari, Savm 20) buyuruyorlar

Sahur yapmak ve sahuru imsak vaktine doğru
geciktirmek sünnettir.



3-ORUÇ: İmsak vaktinden iftar vaktine kadar, akşam güneş batıncaya kadar
hiçbir şey yememek, içmemek ve cinsel münasebette bulunmamak suretiyle yapılan
ibadettir. Oruç Fazdır. Allah?ın kesin emirlerinden olup, Dinimizin temel
ibadetlerinden biridir.



4-İFTAR: Orucun bittiği vakte iftar denir. Orucu açmak için yenilen
yemeğe de iftar denir. İftar Orucun bitirilmesi gereken vakittir

Bu da akşam güneşin batmasıyla olur

Akşam namazını bildirmek üzere okunan ezan
aynı zamanda iftar vaktini de bildirmektedir

Akşam ezanı okununca geciktirmeden iftar
yapılmalıdır

Peygamber Efendimizin Bir hadisi şerifi,
iftarda acele edilmesi gerektiğini şu şekilde ifade eder: ?İnsanlar iftarı
yapmakta acele ettikleri sürece, hayır üzere devam etmiş olurlar

? (Buhari, Savm 45)



5-TERAVİH: Ramazan ayında yatsı namazından sonra kılınan, yirmi rekatlık sünnet bir namazdır

Peygamber Efendimiz Ramazan ayında bu namazı
kılmayı çok önemserdi.

6-FİDYE: Sürekli bulunan bir
hastalıktan veya yaşlılıktan dolayı oruç tutamayanların tutmaları gereken her
gün için bir fakiri doyuracak miktarda sadaka vermelerine fidye denir. Böylece
oruç borçlarını ödemiş olurlar.



7-FİTRE: Temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan
Müslümanların Ramazan bayramına ulaşmalarının bir şükrü olarak vermeleri gereken
bir sadakadır

Buna fıtır sadakası da denmektedir

Aile reisi bütün aile fertleri adına,
fitreyi verir

Müslüman?ın, kişi başına normal bir insanın
bir günlük yiyeceği miktarda fitre vermesi en uygun olandır



8-İTİKAF: Ramazan ayının son on gününde ibadet niyetiyle bir insanın,
belli kurallara uyarak bir mescitte inzivaya çekilmesidir

Allah Rasulü (sas) Medine?ye hicretten sonra
Ramazan?ın son on gününü i?tikafta geçirirdi

Bazı alimler bir saat bile i?tikaf
yapılabileceğini söylerler

Önemli olan insanın, hayatın bunca telaşesi
içinde belli bir süre de olsa Rabbiyle baş başa kalması ve kendini ibadete
vermesidir





9-KEFFARET: Ramazan orucunu kasten bozan kimsenin bir günlük Ramazan
orucu yerine, ceza olarak peşi peşine iki ay oruç tutmasıdır

Keffaret, tutulan orucu kasten bozmanın
cezasıdır

Başlanmış
olan orucu bilerek bozmanın dünyevi bir karşılığı olarak keffaret orucu cezası
vardır

İFTARDA KALBİMİZE ZARAR
VEREN 7 ŞEY

Kardiyoloji Uzmanı Doç.
Dr. Tayfun Açıl, Ramazan ayında kalbimizi yoran 7 hatalı alışkanlığı ve
bunların yol açtığı sağlık sorunlarını şöyle açıklamış:



1- İftardan sonra halı sahada maç etmeyin,
spor yapmayın:
Spor yapmak, özellikle zengin Ramazan
sofralarında karnını doyan sağlıklı kişilerde bile kalp krizi, ritim
bozuklukları veya bayılma gibi olumsuz sonuçlara neden olabiliyor.

2- İftarda mideyi tıka
basa doldurmayın:
İftarda mideyi tıka basa doyurmak, kanın sindirim sistemine hücum
etmesine neden oluyor. Bu da kalbe ve beyne giden kanın nispeten azalmasına,
bunun sonucunda da göğüs ağrısına, hatta bayılmalara yol açabiliyor. Ayrıca
dolu mide kalbe baskı yapacağı için ritim bozukluklarını da tetikleyebiliyor.



3- Salam,
sucuk vb ürünlerle iftar yapmayın:
İftarda salam, sucuk ve
pastırma gibi ürünleri tercih etmek, gereksiz yere tuz tüketmek özellikle
hipertansiyon ve kalp yetmezliği hastalarını olumsuz etkiliyor.



4- Düzenli
sıvı tüketmemek tehli:
Kalp damar hastaları sıvı
almadıkları takdirde böbrekleri yeterince kanlanamayacağı için böbrek
yetmezliği gelişme riski oluşuyor. Ayrıca sıcak havalarda sıvı ve tuz kaybı
artıyor.



5- Sofrada
uzun sohbetlere dalmayın:
İftar sofralarında uzun uzun sohbet
etmek keyifli olmakla beraber, bazı olumsuz durumlar oluşturabiliyor. Sofrada
ne kadar uzun süre oturulursa yenilen besin miktarı da buna paralel olarak o
kadar artıyor. Bu durumda fazladan alınan tuz ve kaloriler kalp damar salığını
olumsuz şekilde etkiliyor.



6- Et ve
hamur işi fazla tüketmeyin. Sebzeyi tercih edin:
Tüm gün uzun
süredir istirahat eden sindirim sistemine aniden yüklenmek hem metabolizmayı
hem de kan dolaşımını olumsuz etkiliyor.

7- Su yerine gazlı,
tuzlu veya şekerli meşrubat içmek riskli:
İftarda yemeğe
başlamadan önce 1 veya 2 bardak su içmek gerekiyor. Gazlı içecekler ise
diyaframın kalbe baskı yapmasına, bunun sonucunda da ritim bozukluklarına ve
nefes darlığına neden olabiliyor. Tuzlu içecekler de kan basıncında
yükselmelere yol açabiliyor.

ORUÇ TUTMA
DERDİN DEMİYİZ, YOKSA KİLO VERMEK Mİ?

Ramazan ayı
kişilerin kilolarını koruyabilmekte en çok zorlandıkları dönemdir. Oruç
tutanlar için bu durum büyük sıkıntı oluşturur.Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda
Kaya, Zengin iftar sofraları, Ramazan ayının getirdiği birliktelikler,
düzenli sofralar, akşam geç saatlerde ve bol miktarlarda yenen yemekler ne
yazık ki bir ay içerisinde kişilerde kilo artışına sebep olur diyerek
uyarıyor.

Şunu bilin
orucu Allah rızası için ve sünnete uygun tutarsak ne kilo derdimiz olur ne de
başka bir sağlık derdimiz. İşte Ramazan ayını kilo almadan geçirmenin, hatta bu
süreçte kilo vermenin yolları:



1- Fazla çeşit ve miktardaki sahur öğünlerinden
sonra, tekrar uykuya geçilmesi kilo alınması için birinci sebeptir.

2-Uzun
saatler aç kalındıktan sonra yüksek miktarda ve kalorilerde tüketilen, çeşidin
bol olduğu iftar sofraları da; iftar saatinden sonra hareketin sınırlı olması
sebebi ile yine kilo artışına neden olmaktadır.



3-Öncelikle sahurda yapacağınız öğün olabildiğince hafif olmalı, fakat sizi gün
boyunca tok tutabilecek doğru besinlerden oluşmalı. Tahıl ve lif oranı yüksek
besinler tercih edilmeli, basit şekerlerden uzak durulmalı (beyaz işlenmiş
şeker, beyaz ekmek, makarna, pilav çeşitleri, meyve şekeri, meyve sularından
uzak durun).

4-Sahurda
kahvaltılık malzemelerin tercih edilmesi daha doğru bir davranış olur.



5-İftar vaktinde ise; yine hafif, mideyi dolduracak ama yormayacak, düşük
kalorili, su ve lif oranı yüksek besinler tercih edilmeli.



6-İftarda yemeği yer yemez hemen televizyon başına geçmeyin. İftardan iki
saat sonra yapacağınız 30 dakikalık yürüyüş hem iyi hissettirir, hem de
metabolizmanızın çalışmasını sağlar.

7-Oruçlu iken
spor yapmayın.En iyi spor zamanı teravih namazından sonraki saatlerdir.

8-Ayrıca
Ramazanda şu besinleri tüketmeye özen gösterin:

a)Hurma: yorgunluğun giderilmesinde çok
önemlidir. Hem kısa, hem de uzun dönemli tokluk sağlar.

b)Organik bal: Enerji
verir.

c)Balık: Beyin
fonksiyonlarını geliştirir, kalp sağlığını korur.

d)İncir: Kalsiyum,
demir, magnezyum ve potasyum içerir. Lif ve kan şekerini dengede tutar.

e)Zeytin yağı

ÖRNEK İFTAR MÖNÜSÜ



Orucunuzu 1-2 adet zeytin veya bir adet hurma ve bir su bardağı su ile açtıktan
sonra birkaç dakika bekleyin.



Bir kepçe kadar, yağ oranı düşük, az baharatlı bir çorba ile yemeğe başladıktan
sonra yine birkaç dakika bekleyin.



Gün aşırı; bir gün et grubundan (200
gram et/tavuk/balık), bir diğer gün sebze grubundan (sekiz kaşık etsiz sebze
yemekleri) yemeyi tercih edin.



Ana yemeklerin yanında pilav ve makarna çeşitleri tüketmeyin.



Yemekte soğuk cacık ve ayran tercih edin. Bu sayede midede doygunluk hissi
artırılabilir,



Yeşilliklerden oluşan salatalar tüketerek midede hafif şekilde doygunluk
sağlayın; fakat salatalarda yağ kullanmayın.



Hazır meşrubatlardan, meyve sularından ve şerbetlerden uzak durun.



Tatlı ihtiyacınızı hamur işi ve şerbetli tatlılarla değil, sütlü soğuk
tatlılarla giderin.



Tatlı ve meyveyi aynı gün içinde tüketmeyin, ayrıca bunları hemen yemekten
sonra değil, en az 1.5 saat sonra yiyin.



Tüm akşam boyunca, uyku saatine kadar en azından 1.5 litre su içmeye özen
gösterin.



ÖRNEK
SAHUR MÖNÜSÜ




1-2 kibrit kutusu büyüklüğünde tam yağlı beyaz peynir



1 adet yumurta (haşlanmış olmalı)



Söğüş sebzeler (tuz ilave edilmemeli)



1 küçük boy meyve (Örneğin şeftali veya bir ince dilim karpuz gibi lif ve su
oranı yüksek meyveler tercih edilmelidir)



1-2 ceviz içi veya 4-5 adet zeytin



1-2 fincan şekersiz, açık çay



1-2 dilim (50 gr.) tam tahıllı buğday veya çavdar ekmeği



Yarım su bardağı kadar tam yağlı süt veya bir su bardağı ayran



En az dört su bardağı su