Araştırmacılar ve has okuyucular için en güzel hizmetlerden biri de muhakkak kütüphaneciliktir. Eski eserleri, yeni kitapları, süreli yayınları rahatlıkla bulabiliriz kütüphanelerde. Okuyan, araştıran, arşiv merakı olan veya koleksiyonculukla ilgilenen biri için kütüphane, en önemli uğrak yerlerinden biridir. Hele eski kitapların kokusunu duyunca, el yazması eserleri görünce başka hiç kimsede göremeyeceğiniz imrenilecek bir hassasiyet ve titizlik içinde olanların dünyasında kütüphanenin nasıl bir karşılığı vardır, varın onu da siz düşünün.

Kitaba ve kütüphaneye dair yazan hemen her yazarın yaptığını yapmayacağım ben bu yazımda. Okumadığımızdan dem vurmayacağım ve okumayla ilgili her yerde karşılaştığımız o meşhur istatistiklere de yer vermeyeceğim. Güzel bir kültür hizmetinden söz edeceğim.

Kütüphanecilik konusunda geleneği olan bir millet olduğumuzu söyleyebilirim. Medreselerde, külliyelerde ve hatta bazı Selatin camilerde kütüphaneler oluşturulmuş ve birçok eserin yaşaması bu vesileyle sağlanmıştır. Osmanlı döneminde önceleri vakıflar marifetiyle kurulan ve ayakta tutulan kütüphaneler, daha sonradan devlet eliyle kurumsallaşarak bugünlere getirilmiş. Cumhuriyet döneminde önce Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kütüphane dairesi kurulmuş sonradan da kütüphanecilik hizmeti Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmiştir. Doğrusu Kültür ve Turizm Bakanlığı da hem her il ve ilçede çok farklı kütüphaneler kurmuş hem de esaslı eserleri basarak okurların hizmetine sunmuştur. Bugün Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı kütüphanelerin yanında, belediyelere bağlı şehir kütüphaneleri, bilgi ve kültür evleri, üniversite kütüphaneleri, Milli Eğitim Bakanlığınca son dönemde oluşturulan Z kütüphaneler bu hizmeti ziyadesiyle yerine getirmektedir. Bunların yanında bir de ömrünü kitaba adamış, bilgili ve kültürlü bir neslin yetişmesi için mücadeleden hiç vazgeçmemiş güzel insanlarının kurduğu özel kütüphaneler var. Evet, özel gayretlerle hiçbir kar amacı gütmeden kurulmuş özel kütüphaneler...

Bu kütüphanelerden biri de 2017 yılından bu yana İnegöl halkına hizmet veriyor. Daha önce kendi özel kitaplığında bulunan kitaplarla kurduğu kütüphanesini Kültür ve Turizm Bakanlığına bağışlayan Merhum Mehmet Ali Deniz'in adına kurulmuş vakıf, Mehmet Ali Deniz Kültür Vakfı, ilk özel kütüphanesini 2000 yılında Bursa'da Bursa Araştırma Kütüphanesi adıyla kurmuş ve o tarihten bu yana da hizmetini sürdürüyor. Mehmet Ali Deniz Kültür Vakfı, bu güzel kültür hizmetine 2017 yılında ikincisini ekledi ve emekli öğretmen olan Merhum Mehmet Ali Deniz'in kardeşi yine emekli öğretmen olan Faik Deniz adına İnegöl'de ikinci özel kütüphanesini İnegöl halkının hizmetine sundu.

615'i Osmanlıca olmak üzere 9660 kitapla okurlarına haftanın altı günü kapılarını aralayan Faik Deniz Halk Kütüphanesini ziyaret etme imkanı bulduk bugün arkadaşlarla. Kütüphaneye girdiğimde tüm masaların dolu olduğunu görünce hem şaşırdım hem de sevindim doğrusu. Sessiz bir şekilde kitap okuyan ve ders çalışan gençlerle doluydu salon.Ayda ortalama 3000 kişinin kitap almak, okumak, araştırma yapmak ve ders çalışmak için geldiğini,bizimle yakından ilgilenen Kütüphane Müdiresi Nevin Oktay Hanımdan öğrendik.

Kütüphaneyi uğrak yeri yapanların çoğunluğu üniversiteye hazırlık için ders çalışan gençlerden oluşuyor. Okumak, ödünç kitap almak için gelenlerin de boş dönmeyeceği bir kütüphane burası. Çünkü hem güncel yayınlar takip ediliyor hem de istenen kitap kütüphanede yoksa satın alınarak kütüphaneye kazandırılarak okuyucunun hizmetine sunuluyor. İnegöl'de kültür ve eğitim adına yapılmış böylesi güzel hizmet için vakıf yetkililerine ancak teşekkür edilir. Umarım bu hizmet kitap konusunda hassasiyetin artmasına vesile olur.

Bu vesileyle Merhum Mehmet Ali Deniz'e Allah'tan rahmet, Faik Deniz hocama da uzun ömürler diliyorum.