Bir Türk vatandaşı olarak ABD'nin veya AB ülkelerinin ülkemize uygulamak istediği, planladığı yaptırımları ruhumda, aklımda, bedenimde kabul etmiyor. Ülkemizin güvenliği ne ABD'nin ne de AB ülkelerinin iki dudağının arasına verilecek kadar değersiz değildir. Ülkemiz bağımsız bir ülke olarak istediği ülkeden savunma sistemlerini almaya hakkı vardır ve bu savunma sistemlerini de elde etmelidir. Hep şunu söylüyoruz Türkiye Cumhuriyeti'nin etki alanı kendi toprak sınırları olan 783 bin km2 ile sınırlı değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak büyüklüğü 783 bin km2 olabilir ama onun etki alanı bütün dünyayı sarabilecek niteliktedir. Bu etki alanını siyasilerimiz çok iyi değerlendirmeli ve bu etki alanını yeni yetme devletlerin biran evvel kavramalarını sağlamak için gerekenleri yapmalıdırlar.

ABD sözüm ona kendine hasım olarak kabul ettiği ülkeleri hedef seçmekte, o ülkelerin gelişmesini engellemeye çalışmaktadır. Yıllardır NATO' da müttefik olduğumuzu iddia ettiğimiz ABD ülkemizi Rusya, İran ve Kuzey Kore ile eş değer tutmakta kendince ülkemizi cezalandırma yöntemini seçmektedir. ABD'nin ülkemize ve emperyalist güçlerin sömürdüğü ülkelere karşı tavrı çok da hoş karşılanacak bir durum değil. ABD'nin bu tutumu, benim ABD'ye olumlu bakmamı hep etkilemiş, ABD'nin bir dost olmadığını, kuzu postuna bürünmüş kurt olduğunu aklımdan hiç çıkarmamıştır. Biliyoruz ki ABD yönetimi her zaman Pragmatizm Felsefesi ana ekseninde devlet işleyişini şekillendir, onlarda ahde vefa duygusu yoktur, hep bana hep bana der, keseri hep kendin doğru tutar.

Peki, Pragmatizm nedir? Pragmatizm, tüm eylem ve bilgilerin sağladığı fayda açısından değerlendirilmesi gerektiğini öne süren felsefi akımdır, kısacası faydacılıktır. Metafiziği ve İdealizmi reddettiği için materyalizm ile doğrudan ilintilidir. Faydacılıkta bilginin sağlanması doğruluk üzerinden değil yarar üzerinden yapılır. Enformasyon akışı içindeki bir bilgi pratik bir fayda sağlamıyorsa yanlıştır. Bilgi, temelinde hakikat barındırmıyor fakat fayda sağlıyorsa o bilgi doğru kabul edilir. İşte ABD diyerek yere göğe sığdıramadığımız ülke bu felsefe üzerinden yönetilmektedir. Bizim bazı zavallı siyasetçilerimiz ABD' den medet ummaktadır, gülerim sizin aklınıza. ABD' de kim başkan seçilirse seçilsin belirlemiş oldukları stratejik planlarından asla geri durmazlar, er ya da geç stratejik planlarına uygun iç ve dış politikalarını şekillendirirler.

Son zamanlarda CAATSA ile yatıp CAATSA ile kalkıyoruz, peki bu CAATSA nedir?

CAATSA, Rusya'nın ABD seçimlerine müdahale girişimi, Kırım'ı ilhak etmesi ve Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçıları desteklemesine karşı yaptırımların güvence altına alınması amacıyla 2 Ağustos 2017'de resmen yürürlüğe girmiştir. ABD'nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu düşünülen Rusya, İran ve Kuzey Kore'ye karşı yaptırım uygulanmasını sağlayan bir yasadır. Ne yazık ki bu yasa müttefik olduğumuz kabul edilen ABD tarafından ülkemize karşı uygulanmaktadır. Buna göre Türkiye'nin Rusya'dan S-400 sistemlerini alması, "önemli işlem" kategorisinde değerlendiriliyor ve aşağıda ki yaptırımları öngörüyor.

"1- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara ihracat ithalat bankası desteğinin kesilmesi

2- Mal ve teknoloji ihracatı ruhsatı verilmemesi

3- ABD mali kuruluşlarından kredi tedarik edilmemesi

4- Uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi

5- Mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi

6- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlarla ihale ya da sözleşme yapılmaması

7- Döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması

8- Mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme ya da kredi işlemlerinin yapılmaması.

9- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumların ABD topraklarında gayrimenkul sahibi olmasının yasaklanması

10- ABD kişi ve kurumlarının yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlardan sermaye ya da borç alışverişinin yasaklanması

11- Yaptırım kapsamına alınan kişilere ABD'ye giriş yasağı

12- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara benzer işlevi olan üst düzey görevlilere de yaptırım uygulanması."

Yasanın ilgili maddesine göre, Başkan, bu 12 maddeden en az 5'ini seçip uygulamakla yükümlü.

Şimdi bu yaptırım kararlarına göre ben ABD'ye nasıl dost ve müttefik duygularla iyi hisler besleyebilirim. ABD'nin yaptırım kararının hiçbir hukuki kaynağı olmayıp adaletten uzak bir yaklaşımdır, bu amaçla ülkemin özgürlüğü uğruna reddediyor, İncirlik ve Kürecik askeri üslerinin iktidar ve Türkiye Büyük Meclisi'nden derhal boşaltılmasını talep ediyorum.