Benimkisi bir telefon ve internet hikayesi...Bu hikaye, çocukluğumda evimize telefon bağlanması ile başlamıştı. Büyüdüm, ev telefonunu kapattırdım. Yıllar oldu. İhtiyacım kalmadı ki artık. Herkesin elinde cep telefonu var. Anne, baba, eş, çocuk, arkadaş...Cep telefonu olmayan kaldı mı? 7'den 70'e cep telefonu kolleksiyonuna sahibiz. Neden bir de sabit hatta para ödüyorum, diye düşündüm. Cep ya da ev telefonu? Artık ikisinden birini tercih etmeliydim. Kazanan cep telefonu oldu. Böylece aylık en az 40 lira tasarrufta bulunmuş oldum.

2010 yılından bahsediyorum. Yetmedi. Hızımı alamadım, ADSL'i de kapattırdım. Bu uygulamamdan da aylık 50 TL tasarruf ettim. Çocuklarım büyüyor. İnternetin tehlikesi de büyüyor. Her zaman başlarında duramamam ki...

İNTERNET VE ÖZGÜRLÜK

ADSL'i kapattırdım iyi oldu. Gerçi 2011 Ağustos ayından itibaren daha güvenli internet için makul bir düzenleme getirildi. Hatırlarsanız o yıllarda güvenli internet uygulamasını, seçim üzeri istismar edip farklı boyutlara çekmeye çalışanlar olmuştu. Sanki internet özgürlüğü elimizden alınıyormuş gibi bir hava estirmişlerdi. Halbuki bu düzenleme çocukları ve aileyi korumayı hedefliyor. Bu düzenlemeden sonra da isteyen daha önce internette ne halt işliyorsa aynen devam edebildi.

Biraz kaba oldu farkındayım ama eğer özgürlükten kastettikleri buysa dün internette yaptıkları her neyse bu gün eksik kalmadılar ki. Sanırım ya yetkililer kamuoyunu tam bilgilendirememişti ya da zamanlama yanlış olmuştu. Seçim üzeri birileri ısrarla anlamak istememişti. YGS olayında olduğu gibi. Birileri cep mesaj, Facebook ve Twitter aracılığı ile Türkiye genelinde olduğu gibi İnegöllü liseleri sonra da ağaç bahanesi ile gençleri sokağa dökmeye çalışmadılar mı? Özgürlük dediğiniz bölücülük yapmak, anarşi ve terör çıkarmaksa, bu özgürlük değil suçtur. Nitekim fazla özgür buldukları ve ihanetleri için kullandıkları bu ortam, FETÖ'nün de sonunu getirmedi mi? Kendi kurdukları ağların tuzağına düştüler.

Dönelim asıl konumuza. ADSL'i kapattırdım ama internet olmadan da olmaz ki.. 10 yıldır birlikteyiz. Çok alıştım ona. Öyle kopmak kolay mı?

TAŞINABİLİR İNTERNET

Çözümü bulmuştum. Taşınabilir internet almıştım. İstediğim zaman bilgisayarıma takıp internete bağlanabiliyorum.

Çocuklar ihtiyaç duyduğunda internet artık benim kontrolümde idi. İşleri bittiğinde , flash modemi çekip cebime atıyordum. Avrupa'nın en pahalı internetini kullanan ülkelerin başında gelmemiz ayrı bir tartışma konusu tabi. 2010-2014 yılları da böyle geçti. Sonra akıllı telefonlarla birlikte internet teknolojisi de ilerleyince taşınabilir internetimi de iptal ettim. Artık Akıllı telefonum ve hattımın sunduğu internet hizmeti tüm aileme yetiyor.

Bu arada müşteri hizmetlerinden dolayı İnegöl Telekom çalışanlarına teşekkür etmek istiyorum. Aboneleri olduğum sürece memnun kaldım. Aboneliğimi bitirirken de zorluk çıkarmadılar. Elbette benim gibi bir müşteriyi kaybetmek istemediler. Nezaketle sebebini sordular. Anlattım. Rahatsız edecek derecede üstelemediler. Abone yaparken gösterdikleri ilgi ve güler yüzü aboneliğime son verirken de gösterdiler. O an işlemlerim tamamlandı. Usulen merkezden de aradılar. Tekrar sizi aramızda görmek isteriz dediler. Eksik olmayın. Sizi çok özleyeceğim. Gerçekten müşteri hizmetlerinden memnun kaldım. Sanırım Telekom'un genel yapısında kurumsallaşma ve markalaşma sonucunda bu tür müşteri odaklı yaklaşımlar iyice arttı.

CEP OPERATÖRLERİ

Maalesef aynı şeyi cep operatörleri için söyleyemeyeceğim. Ne zaman bir sorun yaşasam, sözleşme esnasında belirtilmeyen sürprizlerle karşılaştım. Sorun; tebliğ edilmeyen şartnamelerde ya da büyük harfli reklamların altında görünmeyecek derecede küçük yazılan maddelerde gizli.

Bir ara cep anayasası furyası esti. Müşterilerin bu tür şikayetlerini giderici vaatleri peş peşe sıraladılar. Ne hikmetse birden kesiliverdi bu vaatler. Biri doğru dürüst çekmez. Öbürü pahalı hizmete mecbur eder. Bir diğeri en ucuz benim der. Hattını değiştirmek istediğinde kıymetin artar. Daha önce sunulmayan bazı imkanlar; "Aman bizden vaz geçmeyin" diye teklif edilip sunulur. Tüm sunulan hizmetlere ve pazarlama tekniklerine rağmen hala cep telefonu kullanımı çok pahalı. Bakalım nereye varacak bu işin sonu?

Bir gerçek var. Tüketici artık daha bilinçli... Öyle ya çifter çifter hatlarımız var. Bir yılda kaç cep telefonu eskitmiş adamız biz? O kadar tecrübe sahibi olduk ki artık; "Anında operatörümüzü satar numaramızı taşırız haaa, ona göre! Velhasıl son yıllarda Cep piyasasında rekabet iyice arttı. Kıyasıya bir mücadele var. Televizyona yansıyan reklamlarda da bunu çok iyi görebiliyoruz. 20 sene öncesinin Topkapı Garajı tadı veriyorlar bazen. "Abi yolculuk nereye?" Sayısız tarife ve kampanya içerisinde boğulur olduk adeta.

Kim ne derse desin, müşteri için geçerli kural şudur: Hizmeti en ucuza ve en kaliteli sunan hangi marka ise, uzan vadede kazanan o olacaktır. Arzumuz şudur ki; her şeye rağmen İrtibatı koparmayalım...