Zatına layık şekilde hamdu sena Allah'a, sınırsız salat ve selam yüce Resulullah'a

Çocukluğum 80'li 90'lı yıllara denk geliyor. Bizim nesil sokaklarda oyunlar oynayarak yetişti. Oyunlarımız arkadaşlık ilişkilerini, el-göz koordinasyonunu, dikkatimizi, psikomotor becerilerimizi geliştiren oyunlarla doluydu. Akşam ezanına kadar müsademiz olurdu. Ezana kadar eve girdin mi girdin aksi halde en iyi ihtimalle bir terbiye aracı olan terliğe maruz kalırdın.

Efendim şimdiki çocuklara bakıyorum hele hele bu geniş ekranlı internet uyumlu televizyonlar çıktıntan sonra başkalarının oynadıkları oyunlara bakarak vakit geçiriyor.

Oynadıkları oyuncaklara bakıyorum şekli olmayan sılaym dedikleri vıcık vıcık bir oyuncakla oynuyorlar.

Oyun ve oyuncak bir çocuğun kendini tanımasına, geliştirmesine vesile olur. Çocuklar oynayarak büyür ama kuralsız, şekilsiz, cinsiyet kavramı belirsiz oyuncaklarla bu gelişim mümkün olmaz.

Biraz dikkatle incelerseniz bu sektörde çocukların cinsiyetleri dikkate alınmaksızın tasarlanır oldu.

Bir zamanlar teletabiler vardı mesela bu karakterlerin cinsiyetleri belirgin olmadıkları için bir süre sonra yayından kaldırıldılar.

Bizim zamanımızda teknolojik gelişmelerden atariler, bilgisayar oyunları, tetris vari şeyler vardı. İmkanı olan oynayabildiği için çok bir zararı olmadı. Ancak şimdilerde yeni doğmuş çocuğun eline telefon versen sanki hemen kullanacak gibi.

Hayat gerçekler üzerinedir. Çocuklarımızın akıllı telefonlara yüklenmiş oyunlara aşırı yüklenimleri onları hayatın gerçek sorunlarından ya da gerçeklerinden uzaklaştırıyor. Çevresine duyarlı olma yerine kendilerini eğlendiren mekanik bir varlık haline getiriyor adeta.

İnsan sokakta büyürse hayatın gerçekleriyle yetişir.

Sanat da sokaktan çıkan sanatçılardan olur. Sanat toplumun sorunlarını önceden gören ve bunlara çözüm getirebilen sanatçılarla ancak hayatımıza dokunur.

Bu sebeple çocukları güvenlikli sitelerimizde sanki cam fanus içerisinde yetiştirmekle, oyunlarında bireysel bağımsızlığı özendiren uygulamalarla, asosyal bir ortamla yetiştiremeyiz. Öyle özgürlük veriyoruz ki kimin anne baba rolünde olduğunu anlayamıyoruz.

Mahallenin abileri çocuklar arasındaki sorunları çözerdi mesela. Şimdilerde bu manzaraları görmek mümkün değil maalesef.

Toplumun sorunlarını çözecek akıl, sokaktan gelen ve oradan alınan kültürle ancak donanımlı olur.

Muhabbetle kalın.