Hemen hemen bir çok dost ve akrabalarla karşılaştığımızda birbirimize sorduğumuz ilk soru "acaba eski hayatımıza ne zaman döneceğiz?"sorusudur. Tabii ki bunun kesin cevabını Rabbimiz bilir.

Eski hayat dediğimiz aslında iki bölümden oluşur:

1-Cami, Okul, Alışveriş merkezleri, Çarşı, Pazar v.b.Rabbim bunların eksikliğini vermesin ve bir an önce yine bu nimetlere bizleri kavuştursun inşallah.

2-Eski yaşantımız: Yani kişisel ve toplumsal olarak yaşadığımız hayat şekli.Bunlara birkaç örnek verelim.Mesela:

-AKRABALIK İLİŞKİLERİMİZ:Eski hayatımızda bir çoğumuzun akrabalık ilişkilerinin dört dörtlük olduğunu söyleyemeyiz. Dayısından, amcasından, hala ve teyzesinden birisiyle küs olmayan pek az insan vardır.Hatta bu küskünlüklerin baba-oğul,anne-kız,abı-kardeşe kadar indiğini hepiniz biliyorsunuz.Bir gün bir tanıdık bana "hocam abım ölse cenazesine gitmeyeceğim" demişti.Sebebini sorduğumda incir çekirdeğini doldurmayan bahaneler ileri sürmüştü.Oysa dinimiz akrabalık ilişkilerine çok önem verir.Kur'an bize şöyle buyurur:"... Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir."(Nisa.1).

-ZİYARETLEŞMELER:Eski hayatımızda birbirimizi ne kadar ziyaret ediyorduk? Bazı çocuklar amcasını,halasını,teyzesini,dayısını bile uzun süredir göremediği için tanımıyor.Bir ara cami vaazımda şöyle demiştim,yine tekrar ediyorum:

-"Sigarayı bırakın.Sigaranın parasıyla her yıl bir akrabanızı ziyarete gidin".

Şu son Ramazan Bayramında (zorunlu olarak) kaldığımız evlerimizde daha önceki bayramlarda hiç bu kadar kalmış mıydık? Bazı çocukların bayramda evde kalmalarını garipsemeleri bize gösteriyor ki o tür aileler Bayramı hep tatil olarak düşünmüş ve bu seneye kadar hep dışarıda geçirmişlerdir.

-KOMŞULUK İLİŞKİLERİ:Komşuluk ilişkilerimizin de pek sağlıklı olmadığını hepimiz biliyoruz.Peygamber Efendimiz (sav) :"Cebrail (as) bana komşu hakkından o kadar çok anlattı ki ben 'galiba komşu komşuya mirasçı olacak' zannettim" buyuruyor.

Özellikle büyük şehirlerin büyük binalarında kimsenin kimseyi tanımadığını hepimiz biliyoruz.Hatta şöyle enteresan bir olay anlatmışlardı.Hırsızlar üst katta ki daireden Televizyonu alıp merdivenlerden indirirken merdivenden yukarıya çıkanlar "Komşum kolay gelsin" demişlerdi.

-AİLEMİZE VAKİT AYIRMA:Sanırım bu virüs dönemindeki kadar hiçbirimiz ailesiyle bu kadar uzun süre beraber kalmamıştı.Geçenlerde bir köşe yazarı "30 yıl sonra eşimin bazı huylarını yeni öğrendim" demişti.Kesinlikle bu köşe yazarının dediği gibi bir çoğumuz da eşimizin, oğlumuzun, kızımızın, annemizin ve babamızın bazı özelliklerini yeni fark edip yeni öğrenmişizdir.

Bir tanıdığım bana bir hatırasını şöyle anlatmıştı:" Hocam ben akşam işten eve dönünce evde yemeğimi yer yemez hemen kahveye gider, geç saatlere kadar kalırdım. Yine bir akşam eve geldim yemeğimi yedim kahveye gittim.Kahve arkadaşlarım nedense hiçbiri o akşam gelmemişti. Bende mecburen eve döndüm. Zile bastım.Küçük kızım kapıyı açtı beni görünce çok şaşırmış bir halde annesine şöyle seslendi:

-"Anne! Bak,babam bu akşam bize geldi".

Evet.Eski hayatımızdan bazı kesitler hatırlattık.İnşallah bu sıkıntılı günler geride kalır.Camimize,okulumuza,çarşı pazara yeniden kavuşuruz. Ama eski hayatımızı gözden geçirelim ve yanlış olan eski olanlarına geri dönmeyelim.

Ve şu soruyu da artık çok sormayın:"Hocam! Eski hayatımıza ne zaman döneceğiz?"